London Bridge is down!

Kraliçenin ölümü, tahta yeni birisinin çıkması yani oğlunun kral olması anlamına geliyor.

London Bridge is down!

London Bridge is down!
Bu cümle, İngiliz Kraliçesinin ölümünü takiben başlatılacak "operasyonu" ifade eden kod. Kraliyet mensuplarının ölümünün kod ifadesi, Kraliçe II. Elizabeth'in babası Kral VI. George'un 1952'deki ölümüne kadar uzanıyor. O sırada, kilit hükümet yetkililerini ölüm konusunda uyaran kod ifadesi "Hyde Park Corner" mış.

Londra Bridge Operation başlıklı plan, kraliçenin ölüm sürecine ve bu süreçte kimin, kimi, nerede, nasıl ve hangi kanallar aracılığı ile bilgilendireceğinden hükümdarın ölümünün ardından Birleşik Krallık'ta ve Commonwealth of Nations'ta neler olacağını en ince detayına kadar kapsıyor.
Söz konusu planla ilgili detayları ilk kez 2017 yılında İngiliz medyasından okumuş ve gördüğüm en detaylı planlardan birisi olduğunu düşünüp çok ilgilenmiştim. Ama Kraliçe II. Elizabeth'in olası ölümü üzerine ilk planlamaların tarihi 1960 yılına dayanıyor. O yıldan beri sürekli olarak çağın gerekliliklerine göre planı güncellemişler. Kraliçenin ülke içindeki farklı ikametlerinde ya da ülke dışında ölümüne ilişkin pek çok farklı senaryo çalışılmış.

Ve Kraliçe'nin Birleşik Krallığa bağlı İskoçya'da ölmesi halinde devreye girecek planlamanın kodu da Operation Unicorn. Kraliçe İskoçya'ya bağlı Balmoral da hayatını kaybettiği için 1960 yılından beri planlanan Londra Bridge Operation devre dışı kaldı ve Unicorn operasyonu devreye girdi.

Kraliçenin ölümü, tahta yeni birisinin çıkması yani oğlunun kral olması anlamına geliyor. Her ne kadar bir tarafta yas varsa da diğer tarafta günlük süreçlerin işler kılınması da gerekiyor. İşte bu noktada "Operation Spring Tide" devreye giriyor. Buna göre kraliçe'nin ölümü ve cenazesi ile ilgili plan , Galler Prensi'nin tahta çıkma planlarıyla aynı anda gerçekleşecek. 
Bütün bunları niye biliyorum ve anlattım diye soracak olursanız; bu planlamayı kriz yönetimi derslerimde anlatıyorum. (planları ingiliz medyasının eski yayınlarından bulabilirsiniz) Bir gün geleceği belli olan "kriz" durumuna ilişkin hazırlıkların planlanması, alternatif senaryolar çalışılması, bu senaryolara ilişkin iletişim planlamasının çağa ve teknolojiye göre sürekli güncellenmesi, tatbikatlarının yapılması, kriz yönetilirken günlük süreçlerin devam ettiriliceğine de odaklanılması ve bu sürecin mesaj ve iletişim planlarının ayrıntıları müthiş bir "case study" değil mi?

Ve tüm operasyonun markalanması, operasyon isimlerinin bile London Bridge gibi Londra'nın en ikonik yapısının ya da İskoçya'nın "resmi ulusal hayvanı" kabul edilen Unicorn'un ismini alması, cenaze sürecinin medya yayınlarının en detaylı şekilde ele alınması ve kraliçeye bağlı devletler topluluğuna üye ülkelerde yapılacaklar dahil olmak üzere herşeyin entegre biçimde koordine edilmesi ve UK'in kendi retoriğini yeniden üretmesini sağlaması bakımından müthiş bir "destination branding" değil de nedir?

Son olarak, tarihin önemli bir sembolik ismi artık yok, bir kraliçe ölünce ne denir bilemiyorum ama onların diliyle "rest in peace" demek en doğrusu sanırım.

BAU Global