Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Haziran 7, 2021 0
Akademik Koordinatörlüğünü Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evren Balta...
Editor Temmuz 25, 2021 0
Şehirler arası “Sonraki Gün“ teslimat
Editor Nisan 2, 2020 0
Rus yapımı S-400’lerin "Ankara’nın ortasından çıkartılmasının" şart olduğunu söyledi.
Editor Ocak 19, 2020 0
Akbank müşterileri artık Axess Mobil ile ek ücret ödemeden, kolay ve hızlı bir şekilde...
Editor Ekim 25, 2021 0
Nil Karaibrahimgil’den bu sezon ilk ve son Harbiye Açıkhava konseri!
Editor Şubat 7, 2020 0
Son başvuru tarihi 20 Şubat
Editor Ağustos 28, 2020 0
Kaygı gerekli ve sağlıklı bir duygu
Editor Kasım 10, 2021 0
HER ŞEYİ BİLEN YÖNETİCİLER MİZAH UNSURU OLACAK
Editor Aralık 26, 2020 0
Şef Sidar Budak 2021’i evde ‘’Şef Specialleri’’
Klişe olmak kalite göstergesi mi yoksa eskilik ve köhnelik mi?
Bence klişeler güzeldir, başarması zordur ve kaliteyi korumadan klişe olabilmek zaten mümkün değildir.
Peki bizim neden hiç klişemiz yok?
Neden hem bizim hem yabancı misafirlerin uğruna koşa koşa gideceği, yıllara meydan okuyan alışkanlarımız yok?
Mekanlarımız ne kadar sık değişiyor, ruhunu kaybediyor ve biz elimizin arasından kayıp gidenlere sadece bakakalıyoruz…
Geçenlerde Paris’e bir iş seyahati için gittim. Ama arada fırsat bulup soluğu aldığım yerlerden biri Cafe de Flore oldu. Bilenler bilir ki o bir Paris klasiğidir.
Klasik olmasını sağlayan en önemli şey, her gittiğinizde aynı mekân ruhunu, aynı yerde bulabilmeniz… Çalışanlar da ziyaretçiler de çizgisini hep korur. Menüler bile kolay kolay değişmez.
Yeniliğe tamamen karşı değilim, doğru dokunuşlar her zaman fayda getirir. Ama biz yeniyi ararken eskinin kıymetini unutuyoruz.
Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz; kendimizi değiştirmek yerine sürekli çevremizi değiştirdiğimizi… Çözmemiz gereken birçok sorunumuz var ama onları görmezden gelip sadece binalara, restoranlara, sinemalara, tiyatrolara, mağazalara odaklanıyor; onların yenilerini yaptıkça geliştik sanıyoruz.
Oysa halının altına süpürdüğümüz sorunlar öylece bekliyor, biz üzerini süslüyoruz. Ve o süs püs sevdasına takılıp eskiye dair karakterli ne varsa pek sahip çıkamıyoruz.
Yenilerin şaşaası o kadar sarıyor ki her yeri geçmişe dair olanların kıymetini anlamak için biraz durup bakmak zor geliyor…
Keşke bizim de klişe olabilecek kadar klasikleşen alışkanlıklarımız, mekanlarımız olsa…
Keşke klişelere, klasiklere burun kıvırmak yerine onlara sahip olmanın ne kadar zor ama ne kadar kıymetli olduğunu hiç unutmasak…