KİLO VEREMEMENİZİN NEDENİ İNSÜLİN DİRENCİ OLABİLİR
İNSÜLİN DİRENCİNİ ÖNLEYECEK 7 ÖNERİ
Önceki İçerik
Işıl ve Dünya Dural ile Asimetrik Düşler Sergisi Açıldı.
Sonraki İçerik
Alışveriş Yaparken Neye Göre Karar Veriyorsunuz?
Ne Düşünüyorsun?
İlgili İçerikler
- Yorumlar
Bizi Takip Edin
Popüler Haberler
-
Kastamonu'da Aile Hekimlerine Mobing mi uygulanıyor?
Editor Temmuz 4, 2020 0
-
İzmir’de sağlık çalışanlarının kördüğüm olan nöbet sorunu.
Editor Haziran 18, 2020 0
-
Covid-19 atlatan kişiler, doktora danışarak spor yapmalı
Editor Temmuz 1, 2020 0
-
“Köpek Balığı Festivali” National Geographic WILD Ekranlarında
Editor Temmuz 4, 2020 0
-
Zirvenin tek sahibi Beşiktaş
Editor Haziran 15, 2020 0
Tavsiye Edilenler
-
YAZIK ETTİN SEVGİMİZE
Editor Mart 31, 2024 0
-
“Çalışmak, Başarısızlık, Pişmanlıklar, Kendi İstediğin...
Editor Mart 31, 2024 0
-
4 yeni kitap raflarda
Editor Mart 31, 2024 0
-
LinkedIn’de içerik üreticisi iseniz şu 7 hatadan kaçının
Editor Mart 26, 2024 0
Rasgele Haberler
Gayrimenkul Davaları, 2. Baskı Çıktı
Editor Eylül 28, 2021 0
28 Yazarın Katkısıyla Tüm Yönleriyle Gayrimenkul Hukuku
sahibinden.com bir rekor daha kırarak 62 milyondan fazla...
Editor Temmuz 6, 2020 0
Tüketiciler yeniden ev ve otomobil arayışına başladı…
Bu fırıncı kim merak ettim, örnek alınacak bir davranış
Editor Ağustos 19, 2021 0
Bursa’nın en çok ekmek satan fırınlarından birinin sahibiyim.
TTB: Aşılama hızlı yapılmazsa aşının bir anlamı kalmaz
Editor Şubat 12, 2021 0
Aşı yok, sorun çok" diyen TTB, acilen yeni bir aşı programına geçilmesini istiyor.
Destek Patent, 2019 yılı marka ve patent başvuru haritasını...
Editor Şubat 14, 2020 0
2019’un en çok marka ve patent başvurusu yapan ili: İstanbul
Corona Virüsü UNICERA’yı teğet geçti
Editor Mart 10, 2020 0
“Fuarların devam etmesi bizi memnun ediyor”
TASAVVUF TERAPİSİ
Editor Ocak 10, 2021 0
Tasavvuf Yolculuğundaki Hâller ve Bunların Psikolojik-Terapik Etkileri
Kekik çayına dikkat! Fazla tüketimi düşük riskine yol açıyor…
Editor Kasım 2, 2021 0
Bitki çayları nasıl tüketilmeli?
Etiketler
- Sivas Atatürk ve Kongre Müzesi’nde Osman Hamdi Bey Odası Açıldı.
- Görüş Mahalle olmayan mahallerde huzursuzluğun iktidarı - Ayşe Çavdar
- Hamdi Ulukaya Girişimi
- GÖKHAN MUMCU; “BABAMDAN KALAN EN ÖNEMLİ MİRAS DÜRÜSTLÜK”
- ‘MURAT BALKAN KOLEKSİYONU’NDAN SEÇKİLER’ SERGİSİ ZİYARETE AÇILDI
- karbon-negatif protein bileşenlerine dönüştürür.
- MSA’dan 7000’i aşkın eserlik kütüphane hizmeti
- Ağ'dan Değişim Hikayeleri Öğretmen Ağı Faaliyet Raporu'nda
- Yemen: Kızıldeniz'de ticari gemilere saldıran Husi isyancılar kim?
- Ramazan’da en hayati besin su
- Erdoğan Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ile görüştü:
- İMAMOĞLU: “BİREYSEL FAYDAYI DEĞİL
- BU 1 MAYIS’TA PANDEMİDE KAYBETTİĞİMİZ ARKADAŞLARIMIZI ANIYORUZ
- EGD
- Hero Baby Organik Bebek Bisküvisi ile Yılbaşı Keyfi!
Bakın; bu da ilginç: Telefonlarımıza her 24 saatte 2617 defa dokunuyormuşuz.
Çağımızın parolası “Yaşamayı denedim ama dikkatim dağıldı” olabilir mi? diye soruyordu yazar Johann Hari. Onun çok konuşulan “Çalınan Dikkat” kitabını geçen hafta okudum.
*
Hari’nin değişik bir hikayesi var...
Pek çoğumuzun “dijital detoks” hayalini gerçekleştirerek; yavaşlamak, odaklanma sorununu aşmak ve planladığı romanını yazmak için bütün akıllı aletlerini bırakarak üç aylığına Provincetown’da bir ev kiralamış.
Diyor ki Hari: “Her gün içime daha fazla bilgi çekmeye, daha fazla insanla görüşmeye, daha çok şey öğrenmeye, daha çok konuşmaya çalışmıştım ve fazla kullanıldığı için çizilmiş bir plak gibi artık konudan konuya atlayıp duruyordum ve aklımda bir şey tutmakta zorlanıyordum. Yorgundum.”
Üç ay boyunca, okyanus kenarında uzun yürüyüşler yapmış, daha fazla okumuş, daha çok uyumuş ve akıllı telefonunun, Internet’in, e-postaların, sosyal medyanın eksikliğini de hissetmediğini fark etmiş.
Fakat, tahmin edersiniz ki, hikaye mutlu sonla bitmemiş.
Johann Hari üç ay sonunda eski yaşamına geri döndüğünde aynı alışkanlıklarına, aynı odaklanma sorununa da geri dönmüş. Üstelik bu kez, iradesine hükmedebildiği yanılgısına kısa bir süre sahip olan ama sonra iradesizlik hissini daha yoğun yaşayan biri olarak.
*
Şimdi günümüzden tam 178 yıl öncesine gidelim… Yazılarımda sıklıkla bahsettiğim Henry David Thoreau’ya.
Düşünür Thoreau, 1845 yılında ormanın içinde, Walden Gölü kıyısında kendine bir kulübe inşa eder. İnsanın kendi kendine yarattığı ihtiyaçların bir süre sonra esiri olduğunu düşünen filozofun amacı doğanın içinde hem bir öğrenci hem bir gözlemci olarak sade bir yaşam kurmaktır. İki yıl süreyle burada yaşar.
Thoreau, toplumdan uzaklaştıkça başarı, moda, siyaset, para gibi kavramların da anlamsızlaştığını; insanın yaşamını gereksiz birçok nesne ve olguyla doldurduğunu farkına varır. İnsan, sahte kaygılarla ve bayağı yaşam çabalarıyla öyle çok meşguldür ki, bu onu hayatın daha güzel meyvelerini toplamaktan alıkoymaktadır.
“Hayatımız detaylarla mahvoluyor. Sadeleştirmeliyiz.” der.
*
Bu iki hikayeyi art arda şunun için anlattım:
Baktığımızda, insanın hız merakı, kaygıları, şan şöhret arzusu 178 yıl öncesiyle aynı; değişen tek şey “araçlar”.
Neden bu kadar acele yaşayıp hayatı ziyan ediyoruz? diye sorar Thoreau, yazdığı Walden adlı kitabında.
Benim size, birlikte düşünmeyi önerdiğim soru ise şu:
Dünya hızlanırken biz nasıl yavaşlayabiliriz?
✨
(Fotoğraflar eşliğinde düşünmek isterseniz de, Instagram'daki son paylaşımıma bakabilirsiniz.