İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK

Dinlemek gerçekten zor bir yaklaşım. Ancak öğrenilebilir.

İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMAK
Dönem dönem genç yüreklerle sohbetlerimizde ısrarla dinlenilmediklerinden şikayet ettiklerini duyuyorum. Aslında bu durum sadece genç gönüllere has bir yakınma da değil.
 
Dinlemek gerçekten zor bir yaklaşım. Ancak öğrenilebilir. Nereden mi biliyorum, tabii ki kendimden. Esasen sürekli hadi hadi diye hareket edip işte, özel yaşamda bir konuyu bir an önce tamamlayıp diğerine geçmeye çabalıyordum. Okuduğum bir kitapta; benim gibi hadi hadi çabucak bitirelim diyenlerin yaşamı kaçırdığını okumak çok dokundu bana. Önceleri geçiştirmek istedim. Her yazılana inanacak halim yoktu, ne de olsa yazarın kendi fikriydi.
 
Sonra neden bir cümle beni bu kadar rahatsız etti, içeride nereye temas etti de takılıp kaldım diye düşünür buldum kendimi. Gerçeklerle yüzleşmek acıydı. Olsun, yine de yüzleşmek yüreğe iyi geliyordu.
 
Sabırsız ve hemen olsuncu yaklaşımımı nasıl azaltabilirim diye araştırdım. Tasavvuftan, dünyadaki sayılı öğretilere dek  ulaşabildiklerimin hepsi, insanın kendi kendisiyle sessizce baş başa kalmasının önemine dikkat çekiyordu. Oysa bu durum benim için saçma ve zaman kaybıydı. Vardır bir hikmeti deyip bilge yüreklerden günümüze dek gelenleri de göz ardı etmek istemedim. Kendime sözüm vardı, denedim. İlk zamanlar iki dakika nefesime odaklanmam bile ancak saati kurup olabiliyordu. O iki dakika uzadıkça uzuyordu. İşte tüm sorun da burada başlıyordu. Kendime bile iki dakika sessiz kalıp tahammülde zorlanırken başkasını sessizce nasıl dinleyecektim? Her gün sabahları düzenli iki dakika nefesime odaklanmaya devam ettim. Hayatımda attığım bu küçük adımlar birleşip bana önce kendimi, sonra insanları dinleyebilmeyi öğretti. Sizin dinlemeyle aranız nasıl? Karşınızdaki canı, gönülden dinleyebilmek için ne yapıyorsunuz?  

Özlem Akyüz Atamer

Kale Grubu şirketinde Head Of Legal

Resim önizleme