İnsan yaş aldıkça, daha açık sözlü oluyor bana kalırsa.

İçinde tuttuklarını daha fazla dışarı vuruyor.

İnsan yaş aldıkça, daha açık sözlü oluyor bana kalırsa.
İnsan yaş aldıkça, daha açık sözlü oluyor bana kalırsa. İçinde tuttuklarını daha fazla dışarı vuruyor.. Belki gerçekten olması gereken de tam bu. Hepimiz için. Konuşmak.. Doğruları söylemek.. Düşündüğümüz gerçekler hakkında daha fazla konuşmak.

Haftasonu kendime zaman ayırmak için epey bir vaktim oldu. Cumhuriyet için 100. yıl planları, geleceğe yönelik değişimlerin analizleri ve neler yapılacağı.. Sonra bir an için durdum.. Dedim ki Can, hayallerini kurduğun şeyler çok güzel, bu ülke için sana göre olması gerekenler.. Peki dedim, senin 100. yıl planın ne? Sağlıklı yaşama çabana ek olarak ne yapacaksın? Bence buradan başlamalısın dedim. Sonra kendime döndüm ve bu hayatta "neleri iyi yapabiliyorum?" bunların bir listesini çıkarttım. Biyoteknoloji alanında keşfettiklerimi yazdım, antioksidanlar alanında keşfettiklerimi yazdım, bitkisel proteinler, nanobiyoteknoloji, girişimcilik, proje dizaynları.. Yazdım da yazdım :) Kendimi tanıma yolculuğunda bu "defrag" bana oldukça iyi geldi. Bazen insan böyle yapmalı diye düşünüyorum.. Bugüne kadar neleri iyi yapmışım, bunları geleceğe nasıl taşımalıyım? ve nelerin hayalini kurup, başarmaya çabalamışım, daha fazla bunlar için ne yapmalıyım? Hepsini açıklıkla sordum kendime.

Mesela gençlerle konuştuğumda şunu görüyorum.. Muazzam bir telaş içerisindeler.. Zengin olma telaşı, kendini daha fazla gösterme telaşı, sahip olmadığı şeylere en hızlı şekilde sahip olup, tüketme telaşı.. Bu telaş içerisinde kaçırdıkları şey, kendileri.. Kendilerini tanımadan, bu hayatta neler başarabileceklerini bilmeden, yaşamın en zor yollarına girip, yolculuk etmek istiyorlar. Etmeye çalışıyorlar da.. Ben tek bir formül biliyorum.. Zenginliğin kalıcı olmasını istiyorsan, çok okumalı, çok yazmalı, çok konuşmalısın.. Tüketime değil, üretime odaklanmalısın. Değişimi önce kendinde başlatmalısın. Para kazanmanın, zengin olmanın tek bir yolu var: Mutlu olduğun şeyleri yapmak.. Bu bana ne kadar kazandırır mantığı ile değil, o işi yaparken mutlu olacak mısın? Bunu hesaplamalısın.

Hepimizin bu Dünya üzerinde o kadar minik bir hayatı var ki, evrenin genişliğe ve evrenin yaşına baktığımda bunu görüyorum.. Geçen gün laboratuvardaki arkadaşlarıma şunu sormuştum: "Sen hiç salise gördün mü?" Saatleri görüyoruz, dakikaları da ve hatta saniyeleri de.. Ama saliseler.. Onlar bizim göremeyeceğimiz hızda akıyor. Ve insan hayatı bu evrende salise bile değil :) O nedenle sadece ama sadece "mutlu olduğunuz bir geleceğe" odaklanın. Bu hayatta neleri iyi yapabiliyorsanız, doğuştan gelen yetenekleriniz nelerse, onları geliştirmeye bakın gençler..

İlkokul yıllarınıza dönün. Orada neleri iyi yaptığınıza bakın. İyi resim çiziyorsanız ve yaşamın bir yerinde bıraktıysanız, ona yeniden başlayın. Yazı yazmayı seviyorsanız, daha fazla yazın. Daha fazla düşüncelerinizi kağıda aktarın. Yapın bunu. Bu ülkenin kendini tam olarak bu yönde geliştirmiş gençlere ihtiyacı var. Mükemmel olmaya çalışan değil, özgün olan yetenekli gençlere ihtiyacı var.

Can KAYACILAR

Endüstriyel Bilim İnsanı
Resim önizleme