HAYVANLARI SEVMEK VE KORUMAK...

Bu küçücük yavru köpek kendi için yeter diyebilmeyi....

HAYVANLARI SEVMEK VE KORUMAK...

Pazar kahvaltısı için simit almaya çıkmıştım. Yağmurlu havada karşıma gördüğünüz sevimli bu sokak köpeği yavrusu çıktı. Yağmurda biraz ıslanmıştı. Yiyecek aradığı her halinden belliydi. Beni görünce yanıma geldi, takip etmeye başladı. Bir süre sonra takibi bırakır diye baktım hiç oralı olmadı. Ben nereye o oraya, rahatsız etmeden yanımda yürüyordu. Ancak yolum yavaş yavaş ara sokaktan ana caddeye kayarken hala yanımda olmasından rahatsız oldum. Arada parkın olduğu hatta geçip orada bırakırsam araç trafiğine de girmez güvenli olur diye içimden geçirdim. Yağmurda parkta beraber birkaç tur attıktan sonra ilgisi başka tarafa kayınca uzaklaştım. Yolda bu güzel varlık için marketten ne alsam diye ilerlerken köpek sevgisini iyi bildiğimden annemi aradım. En iyi süt içebileceğini öğrenince bizim simitlere süt eşlik etti. Döndüğümde yavru köpeği parkın başka bir köşesinde buldum. Verdiğim sütü güzelce içti. Bitirdikten sonra bir miktar daha ekledim. Kendince içmesi gereken miktarda içti, kalan sütü bıraktı ve sakince sütün başından ayrılarak son derece huzurlu bir tavırla geri çekildi; başkalarına da yer açtı. 
 
Onun tavırlarından sonra insan evladı olan bizleri düşündüm. Bu küçücük yavru köpek kendi için yeter diyebilmeyi ve yeterli olanı aldıktan sonra yiyeceğin başından uzaklaşmayı o kısacık ömründe hayata geçirmişti. Oysa bizler yaratılmışların en şereflisi sıfatını taşıyanlar olarak bir başka cana yer açmayı, bir başkasıyla paylaşmayı nasıl da unutuyorduk. Aslolan bu sıfata layık olabilmekti aslında hayatta. Her anımızla ve her davranışımızla. Siz ne dersiniz?

 
Resim önizleme