"Elimde Olsaydı"

Sıra sizde... Elinizde olsaydı, ne yapardınız? Elinizde olmadığından dolayı neler yapamadınız?

"Elimde Olsaydı"

Başlamak bitirmenin yarısıdır, öyleyse aklını kullanma yürekliliğini göster ve başla, demiş düşünür.

Uzun zamandır yazılarımı yazmadım... Neden bilmiyorum ama yazmak bir türlü içimden gelmedi ve içimden gelmeyen kelimeleri, klavyenin tuşlarına basarak buraya dökmek, ikiyüzlülük olacaktı. Aynı zamanda her yazının sonunda olduğu gibi gökyüzüne bakıp birbirimize gülümserken kendimi asla iyi hissetmeyecektim.

Bugün tekrar fark ettim ki, erteleyip duruyorum. Şimdi dedim, tam sırası... Klavyenin tuşlarına basarken, yazmayı ve aktarmayı özlediğimi de hissettiğimi aktarmadan edemeyeceğim.

Bazen herkesten, her şeyden hatta nesnelerden bile uzak kalma ihtiyacı hissedersiniz ama mecburiyetler, sizi bir yere kadar uzak tutabilir ya da sadece birkaç şeyden uzak kalmanıza izin verir. Her ne kadar siz kaçmak isteseniz de, peşinizden gelen mecburi durumlar, görevler ya da siz adına ne derseniz o şeyler, sizi asla bırakmaz. Kabuğunuza çekilmek istedikçe, o kabuğun bir parçası olurlar ve birden onların arasında sıkışıp kaldığınızı hissedersiniz...

Son zamanlarda sanırım öyle bir hissiyat içindeyim. Kaçmak, birazcık olsun ruhen nefes almak ve bu nefesi verirken asla mecburiyetleri umursamamak...

Ama ne yazık ki, her şey istediğimiz gibi olmuyor. Elimizde olmayan şeyler için, elimizden geleni yaptıktan sonra, zamana bırakmak gerekir belki de... Belki de hiç önemsememek...

“Elimde olsaydı,” deyip, birçok noktalarla sonlandırdığınız ve o noktaların öncesine eklediğiniz bir şeyleriniz var mı? Varsa paylaşın, paylaşalım, çoğaltalım, çoğaldıkça acıları azaltıp, mutlulukları ikiye katlayalım. En azından bu kadarını yapabiliriz diye düşünüyorum. En azından paylaşarak azaltıp, paylaşarak çoğaltabiliriz bazı şeyleri ve kendimizi de bazen anlatarak, aktararak ifade edemediğimizde, birkaç soru cümlesinin altına yazılacak minik cevaplarla, küçük spoilerle, uzun cümlelerden çok daha etkili bir “biz”i tanıtabiliriz karşımızdakine...

İlk ben başlattım, ilk ben başlayayım o halde... Elimde olsaydı, anlam yüklemeye çalışmaktan vazgeçerdim, yaşayamadığım mutlulukların yasını tutmayı bir kenara bırakır, geçmişin yüklediği tüm sandık lekesi eşyalardan kurtulur, küf kokan bazı anıları yok sayardım... Elimde olsaydı, sadece canım istediğinde çalışır, istemediğinde en sevdiğim kitabı alıp günlerce okur, tekrar tekrar Yeşil Yol izlerdim. Elimde olsaydı, başkalarının bana karşı olan davranışlarını asla önemsemez, davranışını önemsememem gerekenleri görmezdim. Son olarak elimde olsaydı, kalbimin kırılmasına neden olacak her şeyi ortadan kaldırır, kalbimi kırmaya yeltenen herkesi hayatımdan çıkartırdım...

Sıra sizde... Elinizde olsaydı, ne yapardınız? Elinizde olmadığından dolayı neler yapamadınız?

Bana bunları yazmanıza gerek yok, isterseniz yazın tabi, okurum seve seve... Ama bunları mutlaka kendinize söyleyin, hatta yazın sayfalarca, kaç sayfa tutacağını da hiç önemsemeyin. Ama mutlaka bunları kendinizle paylaşın... Ama önce tabi ki gökyüzüne bakın, her zamanki gibi engin maviye uzun uzun bakın ve bakalım... Tekrar hep birlikte gülümseyelim gökyüzüne, kim bilir belki de aynı anda, birbirimize gülümsemişizdir yine...

Hoşça, dostça, her daim sevgiyle... (Emine Özel Summak