Depremin 10uncu gününde ilk günlerdeki panik havası epey dindi. Koliler gönderildi, yerine ulaştı, ulaşmadı. "güncel" "teyitli" yardım mesajlarıyla dolup taşan Whatsapp grupları ıssızlaştı. Kolileri gönderenler, bağışta bulunanlar biraz olsun huzur buldular. "Ben görevimi yaptım" duygusu kiminde oldukça güçlü, kiminde tatminkar bir seviyede kendini gösterdi.

Bu korkunç felaketten uzak olmaktan, hatta belki hiçbir yakın akrabamızın zarar görmemesinden, sıcak, sağlam çatılarımızın altında olmaktan duyduğumuz hicap, vicdan azabı çabalarımızın da etkisiyle biraz dindi. Belki iki hafta sonra bir akşam yatarken farkına varacağız ki, o gün aklımıza bile gelmemiş ilk günlerde içimizi yiyip bitiren bu trajedi!

Peki ne yapmalı? Ben bu Pazartesi podcastte anlattığım gibi Türkiye'de gönüllülüğün canlandırılması, büyütülmesi gerektiğini düşünüyorum, buna katkı sunmayı istiyorum. Türkiye'de gönüllülük her kesimde düşük seviyede. Benim hedef kitlem ise belli, hem kendi geçmişimden hem de yayın yaptığım konu ve mecralardan; beyaz yakalılar tabii.

Burası bir iş dünyası platformu olduğuna göre, bu satırları okuyan ağırlıkla beyaz yakalı takipçilerim bu postun altına şu iki soruyu cevaplayabilirler mi?

Deprem bölgesindekilerin neye ihtiyacı olduğunu düşünüyorsunuz?
Siz bu konuda bir şey yapabileceğinizi düşünüyorsanız ve bunun için bir organizasyon imkanı/desteği sağlansa, bu ne olabilir?

Lütfen uzun uzun değil, gerekçelerine girmeden fikrinizi 4-5 kelimelik birer cümleyle (bir iki kelimeyle de değil) anlatın.

Genelde hep istenir, siz bir örnek verebilir misiniz diye. Vereyim; ama lütfen sizi etkilemesin. Bir kötü, bir de onun iyi hali iki örnek vereyim:
Şu değil:
ihtiyaç "Eğitim". Benim yapabileceğim "eğitim vermek".
Biraz daha net ve perspektif sunmalı:
İhtiyaç "Üniversite öğrencilerine iş imkanı yaratmak". Benim yapabileceğim "yerinde (veya online) tecrübelerimi aktarmak ve networking"

Hadi kafanızı bilgisayardan kaldırıp şöyle biraz sola yukarı bakıp biraz düşünüp sonra buraya yazın, bakalım ne fikirler çıkaracağız