Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Mayıs 14, 2021 0
Bayramın 1. günündeki konuğu başarılı ve samimi oyuncu Ceyda Düvenci oldu.
Editor Kasım 20, 2020 0
‘Fakirleşmesine sebep olduğunuz milletimize açıklama borçlusunuz’
Editor Ağustos 12, 2021 0
“Başarılı öğrencilere plaket verildi”
Editor Eylül 30, 2021 0
"Beş kişi için adam mı vuralım? Millet dünyayı yiyor, biz 5 kişi işe alıyoruz
Editor Haziran 27, 2020 0
Corendon Havayolları, Ankara ve Bodrum’a da haftada bir kez Köln’den karşılıklı...
Editor Ocak 2, 2021 0
30 yıldır orada yaşayan insanlar var. O yüzden depo hastane diyoruz” diyor.
Editor Ocak 11, 2021 0
WhatsApp, güncellenen "Gizlilik İlkesi" ile ilgili yoğun eleştiriler yapılması üzerine...
Editor Mart 11, 2020 0
Temizlik, hijyen ve medikal korunma ürünleri satışı artıyor
Editor Mart 31, 2021 0
Müzisyen Sonat Bağcan ile Ailelere Kısa Bir Nefes Çalışması Molası
Editor Eylül 23, 2020 0
Kanada’dan Doktoraya Burslu Kabul…
Ne hissettiriyor size ?
21. yüzyılda pandemiye denk gelen bir nesil olduk biz.
İzole olduk, endişelendik, daha ne kadar zaman geçti ki üzerinden ama sanki unutmaya yüz tuttuk. Hatırlayalım.
Pandemilerin sosyal, siyasi ve ekonomik sonuçları olur.
Tüm dünyada depresyon %28 artmış mesela Covid sonrası.
Ancak, farkındalık da arttı bana göre.
Dönemi hatırlayın; dayanışma, hal hatır sorma temas edemesek bile daha fazlaydı.
Kaybetme korkusu olunca ilişkilerde özen arttı.
Yaşamın geçiciliği, bir an sonra olmayabileceğimiz gerçeği yüzümüze çarptı.
Beyinde acı, belirsizlik ve korkunun merkezi aynı. O dönemde beynimiz alarma geçti. Çoğumuzda alarm butonu basılı kaldı, sonucu olarak da endişe ve isteksizlik kronikleşti.
Fiziksel ve ruhsal temas oksitosini tetikler.
Oksitosin şefkat duymamızı ve birbirimize bağlanmamızı sağlar.
Anneyle bebeğin bağlanması da oksitosin salgılanması sayesinde. Bebekle o ilk yorucu ve şaşkın günlerini unutmana oksitosin destek olur. Yoksa tekrar bebek yapıp başa dönemezsin
Sosyal temas olmadan yaşayamayan canlılarız.
Temas, dokunuş kendimizi güvende hissetmemizi sağlar. İlla fiziksel değil, konuştuğumuzda, yazdığımızda desteklenmek, arkamızın kollandığını bilmek bile oksitosini artırır.
Oksitosin bağışıklığını yükseltir ve insan bunu bilmese de hisseder, çözüm üretir birbirine destek olmak için.
Yoğun bakımlarda, hastane odalarında tecritte olan insanların elinin tutulduğunu hissetmesi için sağlıkçılar tarafından bakın ne düşünülmüştü pandemide. Elini tutanın olmayınca kendini yalnız hissetme diye içi ılık su dolu lastik eldivenle el ele tutuşturmuşlardı seni. Ne dahiyane ve ne insanca. Baktığında ne çaresizce bir yandan.
İnsanoğlu çözüm bulur. Üretir. Elini tutamıyorsa içi su dolu lastik eldivenle; gözlerini göremiyorsa konuşurken, görüntülü aramayla, çevrimiçi görüşmeyle; aranda mesafe var da görüp sırtını sıvazlayamıyorsa paylaşımının altına yazdığı cesaret verici cümleleriyle.
Sevdiğimiz biri tarafından hasta yatağımızda elimiz tutulduğunda ağrı ve acı skorları düşüyor bunu biliyor muydunuz ? Yoğun bakımdaki erken doğan bebekler her gün annelerine temas ettirilir bir de. Kanguru bakımı deniyor. İnsan öyle kırılgandır ki özünde, mutlaka başkalarına ihtiyaç duyar. Güvenebileceği başkalarına.
Birbirimize verdiğimiz her destekte azımsanmayacak bir oksitosin katkımız var. Hem bağışıklığımıza, hem mutluluğumuza. Oluşturduğumuz her kabile sinir sistemimizin bant aralığını genişletsin diye. Bir emojiyle, bir cümleyle olsun birbirine desteğini ve değerli olduğunu hissettiren, hayatında bunu şiar edinmiş bütün insanlara sevgilerimle. Önemli bir iş yapıyorsunuz.