Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Temmuz 17, 2021 0
Nevzat Kaya: “Herkesin Satın Alabileceği Bir Otomobil Olmayacak”
Editor Ocak 7, 2021 0
Sekiz haftada 40 oyun geliştirildi
Editor Kasım 14, 2020 0
Avrupa Şampiyonaları’nda ve katılım hakkı elde etmesi halinde Olimpiyat Oyunları’nda...
Editor Mayıs 23, 2021 0
Korunma yöntemleri yan etki oluşturur mu? Korunmaya rağmen hamile kalınır mı?
Editor Kasım 4, 2021 0
MHP'li Yıldız: CHP'nin "hayır" oyu rol oynadı
Editor Ekim 4, 2020 0
Biri çağırınca işim var işim derdi
Editor Şubat 14, 2020 0
Elektrik faturaları cep yakıyor
Editor Aralık 27, 2020 0
En düşük maaşının 3100 TL olacağını duyurdu.
Editor Haziran 17, 2020 0
Duru Bulgur yerli buğdayı koruma altına aldı
Editor Eylül 2, 2020 0
Listede İlk 500'e Türkiye'den Çankaya Üniversitesi ve Koç Üniversitesi girdi
Üretimde çalıştığım dönemde liderlik yaptığım takımımdaki arkadaşlarım da benim yöneticim de erkekti.
Fabrika ortamının normali budur zaten, bu rutinimden dolayı herhangi bir rahatsızlık hissetmedim, bir ayrıcalık görmedim.
Direktörler cephesinde durumlar karışıktı. Kadın İK direktörü ile benim yöneticim bir bilek güneşine tutuşmuştu, kazananın da esasen kazanamayacak olduğu giderek yükselen tansiyon ve bu mücadeleye bazıları bile isteye taraf olmuştu, bazıları da benim gibi bağlı olduğu hiyerarşi nedeniyle baştan taraf kabul edilmişti.
Böyle bir ortamda aralık ayında doğum iznine ayrıldım. Ücretli doğum iznim sırasında kurum içi performans değerlendirmem "doğum izninde olduğum gerekçesi ile yaptırılmadı" ve
zamdan mahrum bırakıldım. Yöneticime gücünü sergilemek isteyen İK Direktörü ile yaptığım görüşme de aldığım cevap işe geri dönmeme ihtimaline karşı zam alamadığım yönündeydi.
Oysa döndüm diğer yönetici arkadaşlarımla aramdaki makas açılmıştı. Yöneticim çok kızgındı esip gürlüyordu ama sorunca elinden birşey gelmiyordu öte taraf ise bu hamlesine hayran kalmıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse filler tepişirken çimler eziliyordu.
İşimi seviyordum ama haksızlığa uğradığım düşüncesi zihnimi meşgul ediyordu, odaklanamıyorum. İş aramaya koyuldum.
Tam bu zamanda üst yönetimin kararı ile yöneticim başka birime alındı, IK direktörü işten ayrıldı.
Organizasyona dışarıdan dahil olan yeni direktörümle toplantımızda durumumu izâh ettim, düşüncelerimi hatta duygularımı hiç çekinmeden paylaştım, yorum yapmadan beni dinledi, not aldı.
Bu tavrı bile beni onore etmeye yetti nihayetinde o vakte kadar benim tarafımdan nasıl algılandığı ile ilgilenen olmamıştı. Hemen ardından yapılan ara zam ile maaşım hakkettiğim noktaya çekildi ve inanır mısınız, kendime güvenim geri geldi, şevkim arttı ve çalışma motivasyonum yükseldi.
İK direktörünün kadın olduğunu belirtmekteki gayem cinsiyetçi bir yerden değil asla, kadınların hemcinslerlerinden daha fazla desteklenmeyi beklediklerini biliyorum benim de bir vakitler bunu beklediğim olmuştu;)
Çalışma hayatı bana pek çok şey öğretti olumlu yahut olumsuz tüm deneyimlerime minnettarım. Tüm yöneticilerimden çok şey öğrendim, nasıl olunması gerektiği kadar nasıl olunmaması gerektiğine dair bakış açıma büyük katkıları oldu.
Kendi kurumsal hikayeme dönüp baktığımda kadın olduğum için bir iltimas görmediğimi söylemeliyim adaletli yöneticilerle çalışırsanız buna gerek olduğunu da hiç sanmıyorum zaten.
"8 Mart Emekçı Kadınlar Günü" gibi günler bana kalırsa dezavantajlı tarafın günüdür ve genellikle avantajlı tarafa yönelik hayatta kalma mücadelesi içerir.
İçinde empati barındıranlar, günah çıkartanlar, yılın hiç değilse bir gününde onlara haklarını teslim ederler oysa ben kadınların hakları sadece klişe bir güne özel olmasın istiyorum. Ve geriye kalan, "insanca" ve "hakkıyla" yaşayacağımız tüm günler önüne "kadın" sıfatı gerekmeksizin birbirinden güzel, eşit, adil, huzurlu geçsin diliyorum