ATLAR AĞLAR MI?

Bir atımız vardı, emektar

ATLAR AĞLAR MI?
Bir atımız vardı, emektar
Tüyleri parlak, bilekleri ince, rengi dor
Yelesi uzun, duruşu mağrur
Pazara giderlerdi babamla
Üzerinde gümüş koşumlar
Babam bir heykel gibiydi sırtında
O da rahvan yürürdü hoş bir tempoyla
Yollar bozuktu, arabalar çıkamazdı dağa taşa...
*
Okul zamanı çok özlerdim Garip’i
Tatili iple çeker, gelince hemen atlardım sırtına
Deniz kenarını boylardık mutlaka
Kim bilir, kaç gelin almaya gitmişti zamanında...
*
Yollar yapıldı, atların yerini arabalar aldı
Atımız da artık pazardan geri kaldı
Çocuklar evlendi, uçtular yuvadan
Evde kalanlar sadece annemle babam
Bir de küçük çoban
Vakit geldi annem –babam terk-i diyar eyledi
Göçüp gittiler gerçek mekana
Dilerim mekanları cennet ola
Gençler de pek uğramaz oldu sılaya,,,
*
Harmandaki yaşlı fırın yıkılmış,
Dibek taşı çoktan devrilmişti.
Bir doğum sonrası Sevda inek öldü.
Öksüz kalan buzağı biberonla büyüdü.
Yaşına gelince de satıldı.
Atımız artık koca ahırda yalnızdı.
Artık çok yaşlanmış, zayıflamıştı.
Yarıcı ellere günlüğe gidiyor,
Çalıştırıyordu Garip’i ölesiye
Gün batımına kadar kendisiyle.
*
Üstelik ne ilgi vardı, ne sevgi.
İki avuç arpa, bir tas su,
Çekilmezdi bu hayat doğrusu.
Ama güzel anıları vardı bu evde;
Torunların doğumunu görmüştü.
Buzağıları yalamıştı belki de
Annesinden gizlice, sevgiyle…
*
Bir şubat ayazında yarıcı ayrıldı evden
Ev sahiplerine bile söylemeden.
Yükleyip eşyalarını giderken
Yaşlı atı o soğukta çıkardı ahırdan,
Saldı yazıya ardından bile bakmadan.
At her akşam eve geldi yabandan
Baktı ne bir ışık, ne yem, ne karşılayan.
Kapının önünde bir çeşme babamdan kalan.
Sular çok fazla, akıyor üst oluğundan.
At, birkaç yudum içti yalağından.
Bir medet umdu bitişik komşulardan
Kişnemeye bile mecali olmayan
Başını dayayıp kilitli demir kapıya,
İri yaşlar döktü o güzel gözlerinden,
Kim bilir o anda neler geçti içinden.
.*
Oysa herkes kendine bakmaktan acizdi anlaşılan.
Hain yarıcı evi boşaltıp kaybolmuştu ortadan.
Koca ev kalmıştı viran.
Amca kızı görmüştü çeşmeden su doldururken.
O günden sonra ihtiyar atı kimseler görmedi zaten.
Bir gün sorarlarsa size:”Atlar ağlar mı? ”
Hiç tereddütsüz deyin ki:
“A t l a r d a a ğ l a r, hem de yürekten.”
Bir 1 kişi, ayakta, at ve açık hava görseli olabilir
Paylaş