Bilim insanları "ihtiyatlı iyimserlik" içinde
Bilim insanları ise aşı konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içinde. Aşı çalışmalarının mutlaka desteklenmesi gerektiğini belirten uzmanlar, ancak aşının yaygınlık kazanmasının zaman alabileceğini vurguluyorlar.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şu anda dünyada dokuz tane aşının FAZ3 denilen son araştırma safhasında olduğunu hatırlatarak, aşıda gelinen son durumu şöyle özetliyor:
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan
"Bunların bitmesi, yayınlanması, etkili ve güvenilir çıkan aşılar için ruhsat başvurusunda bulunulup değerlendirilmesi, arkasından her ülkenin kendi laboratuvarlarında güvenli etken madde açısından değerlendirmesi, bunlar biraz zaman alır. Ama bireysel koruyuculuk için önümüzdeki sene bir ya da birkaç aşı ortaya çıkacak gibi görünüyor."
Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Necmettin Ünal da aşı çalışmalarında gönüllü deneklerden biri. Ünal, aşı için normalde daha uzun süreler gerektiğine ancak şu anda buna zaman olmadığına dikkat çekiyor.
Alman bir firmanın aşısı 27 Ekim’de Ünal üzerinde de denenecek. Aşı yapılmasının ardından kendisini iki yıl takip edeceklerini söyleyen Ünal, "Bir yan etki var mı, antikor oluşuyor mu, hastalık geçirdim mi? Birçok detayı var bu işin. Yani aşının etkinliği aslında yaklaşık iki sene sonra belli olacak. Ama şu anda üretilen hiçbir aşıda bunu bekleme lüksüne sahip değiliz" yorumunda bulunuyor.
Prof. Dr. Necmettin Ünal
Yerli aşının üretimi
Diğer ülkelerin aşılarının insan üstündeki denemeleri Türkiye'de de gönüllülerle yapılırken, yerli aşının son aşamaya geldiğine yönelik açıklamalar da tartışılmaya devam ediliyor.
Sağlık Bakanlığı web sitesine göre Türkiye’de aşı üretimi 1996’da DBT ve kuduz aşısı, 1997’de ise BCG aşı üretiminin kesilmesi ile sona ermişti. Aşı üretiminin sona ermesi ile aşılar başka ülkelerden satın alınarak temin ediliyor. Ancak Covid-19 gibi bir etkili bir salgının ortaya çıkması Türkiye’nin kendi aşısını üretmesi gereğini yeniden ortaya çıkardı.
Mehmet Ceyhan, geçen hafta bir yerli firmanın Tekirdağ Çerkezköy’deki üretim tesisini gezme fırsatı bulduğunu söyleyerek, "Global düzeydeki firmalardan aşağı kalmayacak şekilde, üretime hazır ve sadece korona aşısı değil, başka virüslerin aşılarını da üretmek için her şeyi tamamlamışlar" diyor.
Prof. Dr. Gaye Usluer
CHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer ise yerli aşı konusuna temkinli yaklaşan isimlerden. Türkiye’nin kendi aşısını bulması ve üretebilmesini çok istediğini belirten Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Usluer, "Ancak müjde oluşturmak için çok erken" diyor.
Usluer, dünyada "aşı milliyetçiliği" diye tehlikeli bir kavramın dolaştığına işaret ederek, şunları söylüyor:
"Her şeyin olumlu gittiğini düşündüğümüz noktada aşı üretim tesisi gerekiyor. Ama Türkiye aşıda yüzde 100 dışarıya bağımlı durumda. Bu koşul altında henüz tam olarak olmayan bir aşıyı müjde ve umut gibi lanse etmek doğru değil."
Türkiye’de acil olarak grip aşısına ihtiyaç olduğunu belirten Usluer, bu aşıya ihtiyacı olan kişi sayısını risk grubundaki 25 milyon olarak veriyor. Usluer, "Aslında bugün Türkiye için asıl müjde; olmayandan bir umut yaratmaktansa, olması gerekeni yapmak. Bu da zatürre aşısının ucuz olması ve grip aşısına ulaşılabilmesidir" ifadelerini kullanıyor.