Aradan tam 2 yıl geçti..

Onsuz 2 yıl nasıl geçti diye sorarsanız, 2 yıl daha size anlatabilirim

Aradan tam 2 yıl geçti..
Aradan tam 2 yıl geçti..

Onsuz 2 yıl nasıl geçti diye sorarsanız, 2 yıl daha size anlatabilirim. Hayata karşı bakışım alabildiğine derinleşti. Günlük olarak kendimizi tartışmalar içerisinde bulduğumuz konular: aldı-verdiler, kıskançlıklar, kızgınlıklar, kinler, öfkeler, dedikodular, mal-mülk tartışmaları.. Hepsi çok geride kaldı benim için. Zaten neredeyse hiç hissetmediğim bu duyguların kırıntılarını, onun bu hayattan ayrılmasıyla birlikte koca hayat okyanusunda bir salın içerisine doldurup, salı serbest bıraktım. O sal, okyanusun uçsuz bucaksız atmosferinde kayboldu gitti.

Hem kendime, hem de çevremdeki insanlara hep sorduğum bir soru var.. "Bu hayattaki amacın ne?" Neden yaşıyorsun? Bunu hiç sordun mu kendine diyorum bazen.. Aldığım cevaplar tam olarak şöyle.. Birisi diyor ki "ben sevdiklerim için yaşıyorum". Birisi diyor ki "bu topluma faydalı bir insan olmak için yaşıyorum". Birisi diyor ki "ben gelecek nesillere bir şeyler bırakmak için yaşıyorum". Cevaplar çok dar bir çerçevede bir araya geliyor. Çoğu insan "başkaları" için yaşıyor. Sevdikleri, canı gibi saydıkları için..

O da mesela başkaları için yaşadı. Şişli'de bir elektrikçi dükkanında yıllarını bizleri okutmak için, bizlerin refah içerisinde yaşayabilmesini sağlamak için gece-gündüz demeden çalıştı. Hiç ama hiç bir zaman durmadı. Haftasonları, tatiller, geceler.. Yoktu sanki onun için. Şimdi geriye dönüp baktığımda şunu görüyorum. Şunu söylüyorum. İyi ki de böyle yapmış. İyi ki de "başka bir insan için yaşamanın ne demek olduğunu bize en acı şekilde öğretmiş". Çünkü şimdi biz de, ben de onun yaptığı gibi yapıyorum. En sevdiğim insanlarla birlikte, hep onların geleceği ön planda tutarak alabildiğine koyu bir yaşam savaşı veriyorum. Bu savaşı ondan öğrendim. Taktikler belki değişti ama savaş koşulları değişmedi.

Bu savaş, bu uğraş, bu çaba aslında dev bir meşaleymiş biliyor musunuz? O meşalenin o güçlü alevini taşıyan eller ne kadar yanarsa yansın, o meşale taşıyanına yolu gösteriyor ve etrafını aydınlatmaya en güçlü şekilde devam ediyor. Bunu ben çok sonraları anladım. Değer bilmez biri değilim ama bazı şeyleri yaşamın kendisinin acılarla öğretmesi gerekiyor. Anlamak, deneyimlemek, acılarla kendini daha net gösteriyor.

Hayatın benim için tek bir anlamı var. "Ülkenin geleceğine katkı sunabilecek herkese yardımcı olmak", O insanlarla birlikte büyümek, O geleceğe pırıl pırıl, güçlü bakan, motivasyonunu bu ülkenin geleceğine bağlayan insanlarla birlikte yürümek. Onlara güç vermek, onlardan güç alarak bu ülkenin geleceğine bir şeyler katabilmek. Hep birlikte "biz bunu da başardık" diyebilmek.

Tüm bunlar bir kenara, bana en büyük mutluluğu ve yaşam gücünü ne veriyor biliyor musunuz? Bir insana yeterince motivasyon ve gelecek imkanı sunduğunuzda onun içerisinden çıkan o muazzam güce tanıklık etmek, geleceği bile değiştirebileceğine şahit olmak ve en önemlisi böyle insanlara umut olmak..

Beni yaşatan sadece bu..

Ruhun şad olsun Baba!

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc),
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok