800 Yıl Önce Yaşamış ‘Tora’ Adlı Kadınla Tanışın

“Kaş, kirpik ve yüz tüylerindeki her bir tel tek tek ekildi.

800 Yıl Önce Yaşamış ‘Tora’ Adlı Kadınla Tanışın

Araştırmacılar, Norveç’te bulunan iskelet kalıntılarını kullanarak, bu Orta Çağ kadınının neye benzediğine dair gerçekçi bir model oluşturdu.

Baston tutarken sırıtan yaşlı bir kadının gerçek boyutlu bir üç boyutlu modeli, mahallesinde dolaşan çağdaş bir yaşlıya benziyor. Aslında, bu kadın yaklaşık 800 yıl önce Norveç’te yaşadı ve model, onun iskeletine dayanan gerçek boyutlu bir rekonstrüksiyon.

Norveç Bilim Üniversitesi’nde arkeolog olan Ellen Grav, dünyaya “Tora” adlı gerçeğe boyutlu modeli tanıttı. Tora’nın rekonstrüksiyonu şu anda Norwegian University of Science and Technology müzesindeki bir serginin parçası olarak sergileniyor. (Tora’nın adı, Norveçli bir yayın şirketi olan NRK tarafından yapılan bir kamu anketinde seçildi.)

Tora, 1.200’lerin sonlarına doğru doğdu ve Norveç’in merkezinde bir şehir olan Trondheim’da yaşadı. Müzeye göre, bu süre zarfında Orta Çağ metropolü hızla büyüyordu ve burada zanaatkarlar ve tüccarlar yaşıyordu.

Tora hakkında yazılı bir kayıt bulunmamakla birlikte arkeologlar, iskelet kalıntılarından ve cesedinin mezardan çıkarıldığı yerden elde edilen ipuçlarına dayanarak bu Orta Çağ kadınının hayatı hakkında bir hikaye oluşturdular.

Grav, “Tüccarların yaşadığı caddenin yakınındaki kilise avlusuna gömüldüğünü biliyoruz. Bu, bir tüccarın ailesinde yaşamış olabileceğini gösteriyor.” diyor.

Arkeologlar, bu kilise avlusuna gömülen kişilerin oldukça zengin olduğundan şüpheleniyorlar.

Grav, “Tora, o dönem için oldukça yaşlı sayılan kabaca 65 yaşına kadar yaşamıştı. Zamanına göre biraz iyi bir hayat yaşamış olması gerektiğine inanıyoruz.” diyor.

Tora’nın iskeletindeki bir omurga deformitesi, Grav ve ekibinin Tora’nın muhtemelen kamburlaşarak yürüdüğü sonucuna varmasına neden oldu. Ayrıca alt dişleri yoktu ve ölümünden önce uzun bir süre onlarsız yaşadı.

Arkeologlara göre, Tora’nın sırtındaki kıvrım ve eksik dişleri, iskelette çok çalışmanın ve ömür boyu aşınmanın belirtilerini gösteriyordu.

Grav, Tora’yı olabildiğince gerçekçi yapmak için Danimarka merkezli bir film endüstrisi makyaj sanatçısı olan Thomas Foldberg ile çalıştı. Röntgen veya Bilgisayarlı Tomografi taramalarının kullanıldığı birçok yüz rekonstrüksiyonundan farklı olarak Foldberg, bu Orta Çağ kadınının neye benzediğine dair bir üç boyutlu model oluşturmaya yardımcı olmak için Tora’nın iskeletine odaklandı.

Grav, “Foldberg, Tora’nın cildi için silikon ve hatta vücudundaki karaciğer lekelerini ve diğer lekeleri elle boyadı.” diyor.

“Kaş, kirpik ve yüz tüylerindeki her bir tel tek tek ekildi. Gerçekten inanılmaz sanatsal bir çalışma.”

Oslo Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde tekstil profesörü olan Marianne Vedeler, Tora’nın kostümü için Tora’nın yaşadığı zamana tarihlenen bölgeden arkeolojik buluntuları araştırdı. Vedeler daha sonra model için bir kıyafet tasarlamaları için yerel terzilerle görüştü.

Grav, “Norveç merkezli deneyimli bir Viking ve Orta Çağ kıyafetleri terzisi olan Nille Glæsel, Tora’nın elbisesini bizim için Orta Çağ tekniklerini kullanarak yaptı. Glæsel ipliği eğirdi, kumaşı dokudu ve Rubia tinctorum [gül kök boyası olarak da bilinir] ile renklendirdi. Daha sonra, rekonstrüksiyon üzerine elbiseyi elde dikti. Ayakkabıları da o yaptı. Trondheim’dan pek çok ayakkabı bulgumuz var, bu yüzden ayakkabıların nasıl görünmesi gerektiğini bilmek oldukça kolaydı.” diyor.

“Tora’nın dostane yüzüne gelince, seyirciye sıcak bir buluşma hissi vermek, Orta Çağ insanı ile daha iyi bağ kurmak bizim için çok önemliydi.”

“İnsanlar her zaman Orta Çağın karanlık ve ağır olduğunu düşünme eğiliminde, ama aynı zamanda neşe ve mutluluk da vardı, insanlar birbirini sevdi ve hatta bazıları uzun bir hayat yaşadı. Tora’nın hayatı zordu ama güzel günleri de olmuş olmalı. Umarım insanlar bizim gibi göründüklerini, bizim gibi hisleri olduğunu ve bizim gibi insanlar olduklarını öğrenirler.”

Haber linki.