Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Kasım 15, 2024 0
Editor Kasım 15, 2024 0
Editor Kasım 2, 2024 0
Editor Ekim 31, 2024 0
Editor Mart 14, 2020 0
“ANLAR ANLAMLAR”
Editor Aralık 23, 2021 0
GÜCÜMÜZ TEKNOLOJİ ODAĞIMIZ İNSAN”
Editor Ocak 13, 2020 0
Makine sanayide çalışan sayısı 243.550 kişiye ulaşırken takım tezgahları sektörünün
Editor Haziran 17, 2021 0
“Akıl, Beyin, Kültür” 20 Haziran Pazar günü TV100’de yayınlanacak
Editor Haziran 7, 2020 0
"Hastalanan tatilciler için uçak göndermeyeceğiz"
Editor Nisan 2, 2021 0
Argos in Cappadocia 51 Farklı Odasıyla 51 Farklı Deneyim Sunuyor
Editor Temmuz 19, 2021 0
2 doz sonrası halsizlik, baş ağrısı, mide bulantısı
Editor Aralık 25, 2020 0
Fransa’da aşı olmayanların toplu taşıma araçlarını kullanmaması gündemde
Editor Şubat 22, 2021 0
26 Mart -28 Mart tarihleri arasında “Yoga ve Meditasyon Kampı düzenliyor
Olur mu ?
“Ömür boyu zenginlik, sosyal güvence, refah da bir yere kadar. Ben sevdiklerimden ayrı yaşamak istemem.”
Mi diyorsun ?
Yoksa “Hay hay, ne zaman yola çıkıyoruz” mu ?
Tanıdığım hiç kimse bu soruya cevaben haydi eyvallah, görüşürüz demedi.
Demek ki hayatın anlamını ararken gerçek konu refahtan çok yakınlığa, ilişkilere dayanıyor diyebilir miyiz ?
Halbuki “çok önemli” kariyerlerimizi planlarken amaçlarımızdan biri sevdiklerimizle sıkı bağlar, sağlam ilişkiler, yakınlık kurmak değildi.
İlk amacımız para değilse bile, maddiyat kesin ilk üçteydi ama.
Peki, para için kimse sevdiklerinden vaz geçmiyorsa o zaman bu kadar değerli olan ilişkilerimize bayağı yatırım yapıyor olmamız gerekmiyor muydu ?
Yakınlık kurmak insanoğlu için hava gibi, su gibi.
Yakınlığın eksikliği, seçilmiş veya seçilmemiş uzun süreli yalnızlık, beynin stresle ilişkili bölgesi amigdala üzerinde aşırı yük oluşturuyor. Bu da anksiyete, depresyon ve diğer zihinsel sağlık sorunlarına yol açıyor. Yalnızlığın bağışıklık sistemimizi zayıflatması ve uzun vadede fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilmesi de cabası. Bu nedenle bazı ülkelerde “Yalnızlık Bakanlığı” türü uygulamalar bile var.
Şimdilerde yaygın olan mafya dizileri yerine Perihan abla, Bizimkiler, Süper Baba gibi diziler izledik biz çocukken.
Dizi deyip geçmeyin; mahalle kültürü, destek, dayanışma gördük biz oralarda. Şimdi beynimizdeki şefkat kimyasalını konuşuyoruz ama inanın o dizileri izleyerek büyümek bugün oksitosin bilmekten daha değerliydi.
Şiddetin yüceltilmesine inat; dostluk vardı. Sevgiyle, birbirimize destekle her derdin çaresi var mesajı alırdık. Bir de son 20 yıldır bilinç dışımıza ekilen tohumlara bakın.
Bu toprakların şahane gelenekleri var. Detayına girmeden sadece şu kelimelerin çağrışımları bile yetecektir derdimi anlatmaya.
Ahilik, imece, taziye yardımlaşması, komşuluk dayanışması….
İnsanın bir terapiden sağladığı faydanın %70’inin kendisine uygulanan terapi tekniğinden bağımsız, terapistine duyduğu güven kaynaklı olduğunu duymuştum.
İlla bir tercih yapmamız gerekmiyor elbette, ancak yapmak zorunda olsaydık hangisini seçerdik ?
a) Çok varlıklı ve başarılıyım ama güvenecek kimsem yok. Yalnızım.
b) Hayatım tam da istediğim gibi değil ama harika bir sosyal çevrem, başım sıkışırsa güvenebileceğim insanlarım var.
Duygusal ve zihinsel dayanıklılığımız yalnızlıkta değil, yakınlıkta gizli
Son nefesimi verirken diplomalarımı veya ödüllerimi anımsayacağımı sanmıyorum.
Sevdiklerim yanımda bir ömür geçirdiysem, şanslı hissedeceğim.
O zaman ?
O zaman her şey sevgiyle ilgili.
Arada bir hatırlamakta fayda var.
“Başarı, başkalarının gözünde büyük görünmek değil, sevdiklerinizle birlikte olduğunuz anları doyasıya yaşamaktır." diyor Montaigne.
Haklı mı sizce ?