Türkiye'nin Biden dönemiyle sınavı
"Ankara'nın Rusya konusundaki tavrı belirleyici"
ABD'de yeni yönetim göreve başladı. Peki Biden döneminde ABD-Türkiye ilişkilerini neler bekliyor? Uzmanlara göre ABD'nin Rusya'ya karşı birlikte hareket etmesi talebine Türkiye'nin vereceği yanıt belirleyici olacak.
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) 46'ncı Başkanı Joe Biden, dün yemin ederek görevine resmen başladı. Yemin töreninin ardından yaptığı ilk konuşmada dünyadaki müttefiklerine mesaj veren Biden, "Geçmişteki sorunlarla karşılaşmak için değil ama bugünün ve yarının sorunlarını aşmak için ittifaklarımızı onaracak ve dünya ile iş birliği yapacacağız" dedi. Şimdi dünya başkentlerinde gözler, yeni ABD Başkanı'nın belirleyeceği rotada.
ABD Başkanı'nı bekleyen Türkiye dosyası ise oldukça kabarık. S-400 krizi, ABD'nin Suriye'deki Kürtlerle kurduğu ilişkisi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen'in iadesi ve Halkbank davası gibi sorunların olduğu bir dizi sorun masada. Peki ABD-Türkiye ilişkilerini önümüzdeki süreçte bekleyen sınavlar neler? İkili ilişkilerin gidişatını hangi konular belirlecek? Biden yönetiminde ABD ile Türkiye yeni bir sayfa açabilir mi?
"Ankara'nın Rusya konusundaki tavrı belirleyici"
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Alman Marshall Fonu Türkiye Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı'ya göre iki ülke arasındaki ilişkileri, sadece kriz noktalarından yola çıkarak değerlendirmek doğru değil. Biden'ın dış politikasında önceliğin "ABD'nin büyük güç rekabetindeki rolü" olacağını öngören Ünlühisarcıklı, "Türkiye-ABD ilişkilerinde asıl belirleyici olacak olan konu da bu olacak. Yani, NATO müttefiklerinin Rusya'ya karşı birlikte hareket etmesi talebine Türkiye nasıl cevap verecek? Bu çok önemli" değerlendirmesini yapıyor.
Önceki gün ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'ndeki senatörlerin sorularını yanıtlayan, Biden'ın dışişleri bakanı adayı Antony Blinken, Türkiye için "Sözde stratejik ortağımızın, en büyük stratejik rakiplerimizden biri olan Rusya'yla aynı çizgide olması fikri kabul edilemez" yorumunu yapmıştı.
Gözler Biden yönetiminin Türkiye hamlelerinde
Ünlühisarcıklı'na göre Blinken'ın bu ifadelerini, ABD'nin Rusya'ya karşı NATO müttefikleriyle birlikte hareket etme politikası çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. Ünlühisarcıklı, "Sözde stratejik ortak demesinin sebebi Türkiye'nin dış politikasını bir stratejik ortaklık çerçevesinde okuyamaması. Dolayısıyla Türkiye'nin yeniden stratejik ortaklık hukukuna uygun şekilde davranmasını talep edecekler. Türkiye'nin, transatlantik birliğine katkıda bulunması ve Rusya ile ilişkilerini gözden geçirip Rusya'yı dizginleme politikasına uygun davranması halinde, bence sorunların çözümü kolaylaşacak" tespitini yapıyor.
"S-400 krizinin çözülmesi zor"
Ancak Washington Enstitüsü'nün Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, Ankara'nın S-400 alımından vazgeçemeyeceğini söyleyerek, iki ülke arasındaki S-400 krizinin çözülemeyeceğini öngörüyor.
S-400 alımını "Putin ile Erdoğan arasındaki şahsi ilişkiye dayanan bir alışveriş" olarak değerlendiren Çağaptay'a göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile 9 Ağustos 2016'daki görüşmesinde, Türkiye'ye Suriye'de uzlaşmayı önerdi ve bunun karşılığında Türkiye'nin S-400 sistemi almasını bir koşul olarak dayattı.
Çağaptay, "Türkiye ile Rusya, Suriye, Güney Kafkaslar ve Libya'daki üç savaşta farklı tarafları destekliyor. (Türkiye ile ters düşmesi halinde) Rusya, bu savaşlardan herhangi birisinde, Türkiye'nin pozisyonunun zarara uğratacak adımlar atabilir. Putin'in elinde ayrıca ticaret ve turizm yaptırımları gibi kozlar var. Yani Ankara'nın şu anda S-400 alımından vazgeçme lüksü yok. İstese dahi, Putin'in Türkiye karşı kullanacak çok aracı olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple S-400 meselesinin aşılamayacağını düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.
"YPG konusu geçmişteki kadar aşılamaz değil"
Uzmanların tahminlerine göre Ankara'nın S400 krizindeki tavrının yanı sıra, yeni dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinin gidişatını ABD'nin Suriye'nin kuzeyindeki Kürtlerle devam eden ilişkisi ve Türkiye'deki demokrasi ve özgürlükler konusu da belirleyecek.
Suriye'de YPG'nin desteklenmesi politikasına öncülük etmiş isimlerden Lloyd Austin ile YPG ile olan yakın ilişkileri Ankara'nın daha önce tepkisini çekmiş Brett McGurk'ün, yeni dönemde Joe Biden'ın ekibinde yer alacak olmasının Ankara açısından olumsuz bir gelişme olarak okundu.
Ancak Alman Marshall Fonu Türkiye Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı bu görüşe katılmıyor. Göreve gelecek kişilerin aynı görevleri üstlenmeyecek olduğuna dikkat çeken Ünlühisarcıklı, "Geçmişte görev yaptıkları zamanki durum ile şu anki durum arasında özellikle sahada oldukça farklar var. Hem Brett McGurk hem de Lloyd Austin'in görev alanları da genişleyecek. Dolayısıyla yaklaşımları farklı olmak zorunda. Bir de Suriye'de sahadaki durum da aslında McGurk'un görev yaptığı durumdan çok daha farklı. Dolayısıyla farklı bir durumda, farklı bir portföyde, farklı bir değerlendirmeler yapmak durumunda kalacaklar. Yönetime gelen herkesin Türkiye karşısında pozisyon aldığını söylemek güç" değerlendirmesini yaptı.