Tasarlamak ve Redena ile Aşk

Zihni "tasarlayan insanlar" düzenli olamazlar. Çünkü her şeyin askeri düzende olduğu bir yaşamda insan, özgürce uçamaz.

Askerlik, askerliktir ve sanatçılık da sanatçılık! Biri kurallardan ilerler, diğeri kuraldışılıktan! Ben nasıl ikisinden de nasip aldım, o da hayatın şakası gibi 

Bugün tüm gün, ve aslında günlerdir kafamdaki takıları realiteye dönüştürme çabasındayım. Hiç ama hiç ummayacağım şahane sürprizler de yaşadım; vakti gelince duyarsınız...

Moda ile uğraşırken, Osmanbey'in o zamanki zarif, gerçekten işini bilen Musevi kumaşçıları ellerine iyi ve değişik bir şey geldiğinde, 21 yaşındaki Deniz'i arar ve derlerdi ki: "Tam senlik bir şey var!"

Ben de eğer ve örneğin Bursa'daki şahane ve benzersiz tezgahlarından dönmüşsem veya Tayland'daki ipek fabrikalarından, koşarak giderdim onlara...

Sonra dikim atölyemde onlarca kumaşı yere koyar, o dağınıklıkta tatlı cadı Samantha gibi, kolleksiyonu ortaya koyardım.

Bugün anladım ki, yaratıcılık ya ihtiyaçtan, ya da aşkla tetiklenen bir şey.

Ben ihtiyaçtan hareket eden biri olmadım; "Şu x şey veya hayat nasıl daha fonksiyonel olur?" benim sorum ya da odağım değildi. Yani askerlik burada bana uğramadı 

Ben daima içimden taşan o "Aşkın" gerçekliğe dönüşmesini istedim... Bu bazen şiir oldu, bazen roman, bazen kıyafet, bazen mesleğim ve şimdi de takı...

Redena böyle bir şey.

Aşktan taşan, aşkın kendisi olan, binlerce yıldır kadınların her hücresinde aslında var olan ve şimdi olanı harekete geçirecek olan "büyü".

Bu sebeple çok ama çok mutluyum.

Hayatımın iki alanı; mesleğimi yapacağım Recreation Institute ile birlikte Aşkın yarattığı ve yaratıldığı Redena eş zamanlı var oluyorlar...