Son dönemde daha çok yeni alanlara, yeni konulara merhaba demeye başladım.

Siz ne dersiniz? Yanlış yapmaktan mı, yoksa yanlış yapmamaktan mı korkarsınız?

Son dönemde daha çok yeni alanlara, yeni konulara merhaba demeye başladım.
Son dönemde daha çok yeni alanlara, yeni konulara merhaba demeye başladım. Bu durum, başarısız olduğum ve yanlış yaptıklarımın sayısını arttırdı. “Yanlış yapmaktan değil, yanlış yapmamaktan korkun” diye güzel bir söz okumuştum. Yıllarca yanlışı olmayanların örnek gösterildiği bir toplumda bu sözle karşılaşınca önce ne demek istendiğini algılayamamıştım.
 
Toplumumuzda yanlış yapmak başarısızlıkla özdeşleştirilirken böyle bir yaklaşım garip gelmişti. Sonra hangi toplumlarda bu olur diye aklıma takıldı. Çabanın desteklendiği toplumlarda yanlış yapmak da bir erdem olarak kabul görüyor. Oysa bizde yanlış yapmak eşittir başarısızlık kodlaması yerleşince, bu kalıp zamanla o kadar katılaşabiliyor ki, farklı bir adım attığınızda önce kendimizin, sonra da çevrenizin tepkileriyle birden kendi kendimizi döver hale geliyoruz.
 
Gelişmenin tek yöntemi harekete geçmek. Hareket ederken yanlış yapma korkumuz olmadığında yapıp ilerliyoruz, olmadı mı, bir daha, olmadı mı bir daha, bir daha. Peki nereye kadar bu bir daha denemeler? Size bağlı; benim gibi fazla deneme ile öğrenenlerdenseniz daha çok, çabuk öğrenen şanslı azınlıktansanız çok az. Ancak işin sırrı, her durumda yanlış yapmamaktan korkup denemeye devam edebilme gücümüzde.
 
Siz ne dersiniz? Yanlış yapmaktan mı, yoksa yanlış yapmamaktan mı korkarsınız?

Özlem Akyüz Atamer

Kale Grubu şirketinde Head Of Legal
Resim önizleme