Ramazan Ayı ve Ramazan Bayramı..

Eskiden müthiş anlamlar ifade ediyordu benim için....

Ramazan Ayı ve Ramazan Bayramı..
Ramazan Ayı ve Ramazan Bayramı..

Eskiden müthiş anlamlar ifade ediyordu benim için. Anılarıma şöyle bir gittiğimde, hatırlayınca bile kendimi çok daha iyi hissettiğim anılar.. İlk gece oruç için sahura kalkma anısı mesela..

Annemin canhıraş sahur sofrasını hazırlayışı.. Kimi zaman tost makinesinden yayılan o muhteşem tost kokusu, kimi zamanda "akıtma" ya da "pişi" kızartması.. Özenle hazırlanan yumurtalı ekmekler..

Sonrasında okulda oruçla geçirilen zaman.. İftara dakikalar kala girdiğim pide kuyruğu.. Fırıncının daha fırından çıkarır çıkartmaz gazeteye sardığı o muhteşem pide kokusu.. Koşarak eve gitmelerim..

İftarı acele ile edip, sonrasında teravih için hazırlanmam.. Gecenin alaca karanlığında teravihin verdiği o muazzam dinginlik ve huzur..

Eve varınca aile ile birlikte TV karşısında yaşanılan o kuruyemiş tüketme aşkı..

Havaların güzel olduğu zamanlar, Eminönü'nde akşamüstü gezmeleri.. Sultanahmette gerçekleştirilen o sokak iftarları.. Muazzam ötesi bir hazdı bence..

Ramazan Bayramı gelmeden, bayram için babama gömlek, anneme de giyebileceği ya da kullanabileceği bir hediye almak ve bayram günü gelene kadar kardeşimle onu evde saklamaya çalışmak..

Bayram günü annemin bizlere aldığı "bayramlık"lar.. Ailecek fotoğraf çekinmemiz.. Ve sonrasında büyükanne ve büyükbabadan başlayarak tüm akrabaları ziyaret etmemiz..

Ziyaret sırasında yenilen el açması baklavalar.. Sarmalar.. Bol çamfıstıklı dolmalar..

Ve akşam geriye bayramın kolonya kokuları eşliğinde otobüsle eve geri dönmemiz..

O kadar güzel ve huzur dolu bayram günleriydi ki benim için anlatamam. Şimdi hatırladıkça diyorum ki "iyi ki yaşamışım". İyi ki o huzuru, o tadı tatmışım. Geriye dönüp baktığımda bu anılar var ruhumda..

Bireyselleşmenin artması, geçim zorluğunun çoğalması, teknolojinin artması ve insanların kalplerinin giderek kirlenmesi, maneviyatın bana göre kaybolmasından dolayı artık o eski bayramları yaşayamıyorum. Zaten artık yaşayabilecek pek kimsem de kalmadı. Yaş ilerleyince böyle oluyor demek ki. Pandemi ve sonraki yıl önce babaannemi, sonra babamı, sonra anneannemi alıp götürdü.

Geriye yaşadığım ve edindiğim deneyimler ve bu deneyimlerle bu ülkenin gençlerine verebileceğim bilgiler, fikirler, güçler kaldı elimde. Belki bir hikaye.. Belki biraz motivasyon..

ChatGPT'ye sabah doğrudan şu soruyu sordum: En büyük zenginlik nedir? dedim.. Şu cevabı verdi:

En büyük zenginlik, maddi varlıklar veya malzemelerle ölçülemeyen bir şeydir. Aslında, en büyük zenginlik, insanın sahip olabileceği en değerli şeylerdir: sağlık, mutluluk, sevgi, aile, arkadaşlık, özgürlük, hayatta kalmak için gerekli temel ihtiyaçlar, bilgelik ve zaman gibi. Bu şeyler para veya maddi zenginlikle satın alınamazlar, ancak insanın hayatındaki en büyük hazinelere denk gelebilirler. Maddi varlıklar elde etmek önemli olabilir, ancak gerçek zenginlik, sahip olduğunuz manevi değerlerdir.

Maneviyatınız güçlü ise, siz de güçlüsünüzdür.

Hep birlikte güzel bir bayram geçirelim. Mutlu bayramlar.

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)
Resmi daha büyük görmek için etkinleştirin,
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok