sayfasından alıntı
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Şubat 7, 2021 0
Çiçeksi, odunsu, baharatlı, aromatik, meyveli, oryantal dokunuşlar…
Editor Aralık 31, 2020 0
Her iki gün boyunca 70.000’den fazla yolcu Emirates ile uçacak.
Editor Aralık 28, 2019 0
Kanal İstanbul’un gerçekleşmesi halinde sular altında bırakacağı Arnavutköy’e bağlı...
Editor Aralık 30, 2020 0
Teknoloji şirketi olmamızın avantajlarını kullandık”
Editor Ocak 20, 2020 0
TEMA'nın kurucusu olan ve sayısız ödülün sahibi olan Hayrettin Karaca hayatını kaybetti....
Editor Ağustos 10, 2021 0
Şahin, Pfizer-BioNTech aşısının şu an için herhangi bir güncellemeye ihtiyaç duymadığını...
Editor Ekim 26, 2020 0
Bu ortaklık, birinci sınıf ses ve akustik teknolojisini kullanıcılar ve ses tutkunlarına...
Editor Nisan 2, 2021 0
Çiğ süt toplayan kooperatiflere “yemimizi alırsanız biraz süt alabiliriz” teklifi...
Editor Temmuz 21, 2021 0
KURBAN BAYRAMLARININ OLMAZSA OLMAZI PROFİLO DERİN DONDURUCU
Editor Ekim 29, 2021 0
Rahat ettirecek sütyenler tercih edilmeli
Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendi’nin kendi cemaatinden çocukluk aşkı bir sevdiği varmış. Aile o tarihlerde Erivan’a göç ettiğinden evlenememişler. Aradan uzun seneler geçmiş Tatyos efendi evlenmiş çocukları olmuş ancak kadın hiç evlenmemiş ve bir gün İstanbul’a dönmüş. Bunu öğrenen Tatyos Efendi sözlerini de yazarak bir eser bestelemiş.
Kısa zaman sonra Beyoğlu’nda bir meyhanede gece nihayete ererken birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken birlikte oturdukları Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıyı ilk defa söylemiş.
Gamzede’yim deva bulmam,
Garibim bir yuva kurmam,
Kaderimdir hep çektiren,
İnlerim hiç reha bulmam.
Elem beni terketmiyor,
Hiç de fasıla vermiyor,
Nihayetsiz bu takibe,
Doğrusu ta'kât yetmiyor.
Ehl-i dilin yoktur kadri,
Uğraşma gel Tatyos gayri,
Eserin çok kıymetin yok,
Git talihine küs bari.
Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor.
Şarkıyı besteledikten bir ay sonra Tatyos Efendi vefat ediyor naaşı klisede iken otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim’in yanına üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazılı bir zarf bırakıyor. Yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilecek zarfın içinde şu dizeler yazılıdır;
Gamzede’sin devân benim
Garip kuşsun yuvan benim
Çektiğimiz yeter gayri
Kaderimsin inan benim.
Ta'kât yetişmez eleme,
Bülbül imrenir çileme.
Bizim şu kara sevdamız,
Kalsın öteki aleme.
Elbet kadrini bilirim,
İste; canımı veririm.
Küsme talihine Tatyos
Çok durmam ben de gelirim.