RAMAZAN AYI HOŞGELDİN

Ben, kendimi bildim bileli Ramazan ayına ayrı bir özlem çeker

RAMAZAN AYI HOŞGELDİN
Ben, kendimi bildim bileli Ramazan ayına ayrı bir özlem çeker, Ramazan ayının bir an evvel gelmesini çok isterim. Çünkü Ramazan ayında, ben ve bütün inanan insanlar huzura kavuşur. Manevi doyumsuzluk, manevi doyuma ve huzura ulaşır. Bana göre Ramazan ayı; huzur ayı, bereket ayı, sabretme ayı, şükretme etme ayı, tok insanın aç olan insanı anlama ayıdır.
Ramazan ayı ile ilgili birkaç konu üzerinde durmak istiyorum. Günümüz Ramazan ayının, manevi ikliminden uzaklaştırılarak eğlence kültürüne çevrilmesi…
Diğer bir ifade ile Ramazan ayının, amacının dışında yaşatılması...
Kimi oruçlu insanların, orucun sorumluluklarını yerine getirmedikleri gibi oruçlu halleri ile yansıttıkları tutum ve davranışlar, benim eski ramazanlara olan özlemimi perçinlemektedir. Eski ramazan ayları ne yazık ki günümüzde yaşanamıyor ve yaşatılamıyor. Toplumda, bir yaşlılarımız bir de gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı olan insanlarımız, Ramazan ayına daha çok değer veriyor. Bu da ailedeki eğitim anlayışının ne derece önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Sizlere, çocukluğumdaki Ramazan aylarını anlatmak istiyorum. Benim çocukluğumda, Ramazan ayı çok güzel geçerdi ve benim için ayrı bir anlam taşırdı. Ben, ilk orucumu tutmaya ve gerek 5 vakit namazımı gerekse teravih namazımı kılmaya 8 yaşında başladım. Kardeşim de benden 4 yaş küçüktü. Ben kalktığımda oda benle kalkar, ben ne yaparsam aynısını yapardı.
İlk sahura kalkışımı unutamıyorum çok heyecanlıydım. Saat gece 03.00’da uyanıp, yatağımdan kalktım. Ev halkı ayaklanmıştı. Ben de çok şaşırmıştım, acaba bu saatte niye kalktılar diye sordum kendime? Daha sonra annemin yanına gittim ve annem kızım ne oldu, neden kalktın dedi? Ben, Ramazan davulcusunun çaldığı davul sesiyle Ramazan manisiyle uyandım. Babamın, babaanne ve dedemin, halamların uyanık olduğunu gördüm ve merak ettim dedim. Anneme sordum: Anne, bu saatte niçin kalktın dedim? Annem de: Ramazan ayı bu kızım, sahur ve iftara kalkılır bu ayda ve akşama kadar oruç tutulur dedi. Ben de tutacağım dedim. Annem ilk başta sen dayanamazsın dedi, daha küçüksün dedi, büyüdüğün zaman tutarsın dedi. Ben oruç tutma konusunda ısrar ettim. Annem de ikna oldu. Ve bana: Tamam kızım, oruç tutabilirsin dedi.
Herkes sofraya oturdu. Sabah ezanı okununcaya kadar ailece sofrada yemeğimiz yedik. Daha sonra büyükler, ibadetlerini yaptıktan sonra yattılar. Ben de ibadetlerimi yaptım ve yattım. Herkes oruçluydu. Akşam karanlığı yavaş yavaş çökerken iftar vakti yaklaşmıştı. Anneme yardım etmek için mutfağa gitmiş, sofrayı beraber kurmuştuk. Babam işten geldi ve büyüklerle sofraya oturduk akşam ezanın okunmasını bekledik ve ezan okunurken ben heyecanlı ve mutluydum. İlk gün orucumu, akşam ezanının okunması ile açtım. Soframızdaki sohbetler çok güzeldi. Başta ben olmak üzere bütün aile üyelerimiz, Ramazan ayının manevi havasından bereketlenmeye gayret sarf ediyorduk. Yemeğimizi yiyip, sofrayı toparladıktan sonra ben babaannem ve kardeşim, Teravih namazımızı kılmak için camiye gitmiştik. Fatih Camiisin de, Teravih namazımızı kıldık. O gün benim için çok özel ve çok güze bir gündü. O günden sonra orucumu tam ve eksiksiz tutmaya gayret ediyor; sahur, iftar ve teravih vaktinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyordum.
İşte böyle canlar!
Rabbim bizleri, Ramazan ayının kadr ü kıymetini bilen kullarından eylesin inşAllah.
Hoşgeldin Ramazan
Hoş geldin Ramazan ayı
Huzura kavuşuyor, insanlar
İftar vakti gelince...
Oruç tutmanın sevinciyle
Yaz aylarında günler uzun olur.
Sabahtan akşama susuz kalan insanlar
Top sesiyle oruçlarını açarlar
Ramazan davulcusuyla sahura kalkar insanlar
Hoş geldin Ramazan
On bir ayın sultanı
Kıymetlidir her anı
Süslersin şu cihanı
Sahur oldu ışıyor
Ramazan davulcusu çalıyor
İftara kahve deyince
Yüreğim tutuşuyor.
Zeynep Didem Gezgin