Plastiğin doğada çözünmesi için 500 yıl gerekiyor.

Ne yazık ki dalış esnasında deniz canlılığından daha fazla çöp ile karşılaştık:(

Plastiğin doğada çözünmesi için 500 yıl gerekiyor.

Bugün mesaime Antalya Konyaaltı Sualtı Sporları Kulübü'nde başladım.
Benim işimin de böyle bir güzelliği var.

Dört dalgıç Konyaaltı'ndan elimizde çuvalarımızla dalış yaptık. Ne yazık ki dalış esnasında deniz canlılığından daha fazla çöp ile karşılaştık:(
Uzun bayram ertesi sizin de tahmin edeceğiniz üzere tüm çuvallar doldu, üstelik çok daha fazlasını denizin dibinde bırakmak zorunda kaldık.

DenizTemiz Derneği/ TURMEPA 2050 yılında denizlerdeki atıkların toplam ağırlığının balıkların toplam ağırlığını geçeceğinin tahmin edildiğini söylüyor.

Canlı hayatını tehdit eden tehlikeler arasında belki de en hafife alınmış olanı tek kullanımlık plastikler bana kalırsa. Bir plastik şişe su alıyoruz mesela, gelişi güzel atıyoruz o tek kullanımlık plastiğin doğada çözünmesi için 500 yıl gerekiyor.

Denizleri temizlemenin en kolay yolunun kirletmemeyi öğretmek olduğuna inanıyorum.

Bu konuda insiyatif alan bir STK var. Koruma bilincinin oluşmasında çaba sarfeden DenizTemiz Derneği/ TURMEPA farklı programlarla çocuklara ve gençlere deniz kirliğinin nedenleri ve önlenmesi konusunda eğitimler veriyor. Gönüllü olmak mümkün, bunun için web sitesinde bir form doldurmanız yeterli oluyor.

Aldığımız her iki nefesten bir tanesini denizlerimize borçluyuz ve doğal kaynaklarımız maalesef sınırsız değil...

Ben şöhretli biri değilim. Bir bilim insanı yahut eserleri öldükten sonra ses getirilecek biri de değilim. Kitleleri peşimden sürükleyecek politikacı olmadım yahut dünyada iz bırakacak bir icadım da yok.

Sıradan varlığımla, bu dünyadan göçüp gitmeden, gelecek nesillere -daha iyi bir dünya bırakabilmek- sorumluluğu hissediyorum ve kendime en çok, "Peki ben ne yapabilirim?" sorusunu soruyor ve aldığım cevaba göre kendi rotamı belirliyorum.

Bana boşa uğraşma diyenler çok oluyor onlara bakış açımı şu kıssadan hisse ile misâl vermeye bayılıyorum:

"Kral Nemrud İbrahim Peygamber’in ateşte yakılması emrini verdikten sonra meydan yere odunlardan büyük bir yığını yakmışlar.

O sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan ateşe doğru.
Gökte uçan bir kartal onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: “Bu acelen niye? Nereye böyle?”

Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp, “Duymadın mı” demiş.
“Nemrud, İbrahim Peygamber’i ateşte yakacakmış, ateşin olduğu yere su götürüyorum.”

Bu sözleri duyan kartal kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış. “Sen ateşe bakmadın mı?” diye sormuş. "Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?”

Su taşıyan karınca, “olsun” demiş;
“Hiç olmazsa safımız belli olur..”

Onur Küçükkaramıklı

Co-Founder at SONA Underwater Dive Technology