Odlar Diyarı Azerbaycan’a Düğünle Veda

“Tek Millet İki Devlet” söylemini de daha samimi bulduğumu itiraf etmeliyim

Odlar Diyarı Azerbaycan’a Düğünle Veda

Aklımızda olmayan Azerbaycan gezimizin bir doktor arkadaşımın Azerbaycan’da olan düğünü ile şekillendiğini daha önce anlatmıştım. Şeki’de ki gezimizin ardından önce 320 km ötedeki Bakü’ye dönmemiz, kalan Bakü gezilerimizi tamamlamamız ve aracı teslim edip kıyafet değişimi için otele gitmemiz gerekiyor. Düğün Azerbaycan’ın 2. büyük kenti olan ve Bakü’den yaklaşık 40 km ötede bulunan Sumgayıt şehrinde olacak. Otelde giyindikten sonra kiraladığımız şoförlü araçla Sumgayıt’taki düğün salonuna yetişeceğiz. Düğün sonrası otelde kısa bir dinlenme ve sabaha karşı olan uçakla İstanbul’a dönüşümüz var.

Sabah erken saatlerde Bakü’ye doğru yola düştük. Yol üzerinde manzaranın keyfini çıkartabileceğimiz hiç bir fırsatı kaçırmadık. Bazen durarak son Kafkas Dağları fotoğraflarımızı çektik, bazen de yol kenarı alışveriş yaptık. Yol kenarı satıcılarından birinden reçel aldık. Beyaz kiraz reçelleri tavsiye ediliyordu. Aldık ama reçelleri çabuk şekerlendi.

Şeki’den yaklaşık 170 km sonra Şamahı’ya yakın Abqora Restoran ve Şarap Kulübü adlı bir yerde durduk. Burada Azerbaycan şarapları tadacağız. Şarap markalarının ismi Meysarı ve bu Şamahı şehrinin bir köyünün adı.

Bu tesiste yöreye ait bağlardan çeşitli şarap örneklerini denemek şansımız oldu. Her şarap bardağı tadımı ücretli. Hanım bir tane seçti, ben bir tane seçtim. Bir masaya oturduk ve güzel bir peynir tabağı eşliğinde şaraplarımızı yudumladık. Bu aslında güzel geçen Azerbaycan gezimizin baş başa kutlaması da oldu. Mekan çok güzel. Şarapları ise benim damağımın tadı değil. Aslında Azerbaycan’da şarapçılığın milattan önce 2000’li yıllara giden geçmişi mevcut. Dağlık Karabağ, Nahçıvan, Gence ve Şamahı önemli şarap üretim yerleri.

Şimdi gelelim Azerbaycan’daki düğün törenleri hakkındaki izlenimlerimize. O gün aslında sabah erken kalkma, Şeki’den Bakü’ye uzun yol, Bakü’de kalan gezileri tamamlama derken çok yorulmuştuk. Düğüne şöyle bir uğrar, otele erkenden döner ve uçak saatimize kadar uyuruz demiştik. Ama düğün öyle ilgimizi çekti, öyle güzel ağırlandık ki kalkış saatini hep erteledik, durduk. Sonunda 23:30’a doğru, boyna düğünden ayrılma saatimizi ertelememiz nedeniyle Bakü’lü şoföre utancımızdan, arkamıza baka baka düğün sahipleri ile vedalaşıp ayrıldık. Bu nedenle bu düğünü sizlerle biraz paylaşmam gerekiyor.

Bakü’de ve rayon denen taşralarında “Şadlık Sarayları” dedikleri düğün salonlarına bolca rastlanıyor. “Toy” dedikleri düğünler bu salonlarda yapılıyor. Biz de Sumgayıt’da bir şadlık sarayında bizim kızın “toyuna” katıldık. Aslında adetler büyük oranda ülkemizdekilerle aynı. Ancak edindiğim izlenim düğün Azerbaycan’lılar için her şey. Gelin Azerbaycan’lı doktor arkadaşım, damat ise bizim ülkeden. Biz gelin tarafıyız.

Azerbaycan’da düğün eskiden hem erkek ve hem de kadın tarafı olarak ayrı ayrı yapılabiliyormuş. Yani iki düğün yapabiliyorlarmış. Günümüz şartlarında Azerbaycan’da da düğünü artık ortak yapıyorlar. Bizim düğünü Azerbaycan’da doğal olarak gelin tarafı yapıyor, damat ise Türkiye’de ayrıca düğün yapacak. Bizim kızın düğünü mecbur iki düğün şeklinde oldu. Azerbaycan’da geline altın takmak, bilezik takmak, boynuna para iliştirmek gibi bir adet yok. Biz ülkeden gitmeden altınımızı almıştık ama bizim geline “Cumhuriyet altınını da aldım” diye hava atarken öğrendim ki onlarda düğünde altın takmak, keseye altın atmak adeti yokmuş. Gelen “qonaklar” yani konuklar hediye, takı yerine düğün sahibine önceden belirlenen miktarda para veriyorlar. Orada milletin içinde altın takmak görgüsüzlüğünü yaşamak bir yandan, bir de geline “Cumhuriyet” demişim ama “Çeyrek” altını takarken yakalanmak vardı. Ucuz kurtulduk!!

Düğün salonuna girerken salonun dışında iki ayrı masa ve iki ayrı sandık görüyorsunuz Üzerine zarf, kalem ve bir de seçim sandığı gibi sandık konuyor. İşte davetliler gelin ve damada düğün hediyesi olarak uygun gördükleri parayı zarfın içine koyup, zarfın üstüne veya içine de adlarını yazarak sandığa atıyorlar. Damat tarafı iseniz damat sandığına, gelin tarafı iseniz gelin sandığına uygun gördüğünüz para hediyenizi atıyorsunuz. Güzel bir adet. Bizdeki gibi takı takacağım diye sıraya girmek, beklemek gibi sıkıcı olayları atlamış oluyorsunuz. Bir de gelinin takıları üstünde taşıması, para takılı kuşakla gezmesi gibi gelini zora sokan durumlar olmuyor.

Salonda kız tarafı olarak yerimizi aldık. Masa üstünde soğuk yiyecek ve içecekleri görünce meşhur Azerbaycan düğün ikramlarının nasıl olabileceğini tahmin etmeye başladım. Masalara bol soğuk meze, votka, alkolsüz içki önceden konmuş oluyor, bunları garsonlar servis ediyorlar. Sürekli ara sıcaklar getiriyorlar. Tüm düğün boyunca masada ikram eksilmedi, garsonlar boyna çalıştı. Tavuktan, bıldırcın etine kadar durmadan yiyecek geldi durdu.

Önce “bu kadar ikramın bitmesine imkan yok, yazık olacak, atılacaklar” diye düşünmüş ve üzülmüştüm. Ama düğün sonrası artanlar ziyan edilmezmiş. Yine abartılı bir ikram adeti diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Sonuç olarak adetleri böyle.

Toy erkenden başlıyor. Sanatçılar sazlı sözlü eğlenceyi başlatıyorlar. Bir süre sonra gelin ve damat salona giriyor ve nikah memuru nikahı kıyıyor. Arkasından herkesin piste fırladığı canlı müzik eşliğinde sürekli oynayıp dans ettikleri gerçek eğlence başlıyor. Bu arada gelin ve damat tüm salona bakan yüksekte bir masada oturuyorlar. Sonra da davetliler sıra ile ayaklarına giderek gelin ve damadı tebrik ediyorlar. Aralarda akrabalar söz alıp konuşuyorlar. Gelin de damat da her daim pistteler. Gün onların günü, eğlenecekler tabii ki..

İlerleyen saatlerde kına törenine sıra geliyor. Damat ve geline özel bir kaftan giydiriliyor ve kep takılıyor. Sonra salonun sahne kısmına kurulan özel bir platforma gelin ve damat oturuyor. Gelinin yanında annesi, damadın yanında annesi ayakta duracak şekilde yerleşiliyor. Sonra gelin ve damat annelerini temsilen birer kadın sahneye geliyor. Bu kadınlar karşılıklı olarak manilerle atışmaya başlıyorlar. Tatlı bir sahneydi. Her söyleneni anlayamadık ama her temsilci, temsil ettiklerinin iyi yönlerini, karşı taraftan beklentilerini manilerle birbirlerine aktarıyorlarmış. Sonra kınalar yakıldı ve eğlence kaldığı yerden devam etti. Son kısım ise pastanın gelmesi.

Umarım bir gün böyle güzel düğünü yerinde, Azerbaycan’da, yaşarsınız. Ya da size de benim gibi iki düğün davetiyesi gelir ve birisi Azerbaycan’da düğün davetiyesi olursa, ya iki davete de katılın ya da Azerbaycan düğününü tercih edin. Bu vesile ile bu güzel günlerine bizleri ortak eden, düğünlerine davet eden sevgili meslektaşım Uzman Dr  Lale Soltanova ve saygıdeğer ailesine tekrar teşekkür ederim. Mutlulukları daim olsun ve gezekalsınlar…..

Bu yazı ile Azerbaycan gezi yazısını tamamlamış oldum. Aslında Aliyev ailesi ile ilgili bir kısım da araştırmış ve yazı için derlemiştim. Ama o kısmı sanki bu son yazıya saklamakla iyi etmemişim. Eklemekten vazgeçtim. Sonuçta Azerbaycan’da başkanlık sistemi var ve ülkede bir başkan var. Dediği dedik..Gerçek demokrasi adına yazılacak şeyler belli. Haydar Aliyev’in büyük bir devlet adamı olduğu konusunda hiç bir şüphe yok. Sonuçta hayatı ve kariyerinin önemli bir bölümünü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği sistemi içinde geçirmiş ve o sistemde çok önemli mevkilere gelmiş. Orada yoğrulmuş ve şekillenmiş. Sol ya da sağ emperyalist ülkelerin hakimiyeti altında iş yapmak zordur. “Tam bağımsızlık” diyebilen ve onu uygulayabilen tek Türk’ün adı Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Bir zamanlar seçimle başa gelen ve ülkenin ikinci başkanı olan Elçibey’in iyi niyetli, ütopik ve ülkesini seven bir siyaset adamı olduğuna da şüphem yok. Kendimce onun “Tek Millet İki Devlet” söylemini de daha samimi bulduğumu itiraf etmeliyim. Ancak bazen iyi niyet ve söylem yetmiyor. Her yandan yalnız kalabiliyorsunuz. Bir son söz de Dağlık Karabağ’da yakın zamanda yaşananlar için olsun. Yine dünyanın hiçbir bölümünün tanımadığı Dağlık Karabağ’daki Ermeni yönetim dayatmalara devam ediyor. Devam edeceğini de tüm dünya biliyor aslında. Temennim yine kan dökülmeye, insanların yerlerinden göç etmeye başlamamalarıdır. Bu güzel topraklar ve insanlar bir arada ve barış içinde yaşamayı hak ediyorlar.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

13.09.2023

https://gezekalin.com/2023/09/13/odlar-diyari-azerbaycana-dugunle-veda/