Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Şubat 5, 2020 0
7. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi
Editor Şubat 12, 2021 0
BEDAŞ, kesintisiz enerji için teknolojiye yaptığı yatırımların sağladığı kolaylıklardan...
Editor Haziran 21, 2020 0
Bizim filmimizde gösterilen mültecilerin çoğu da gerçek mülteciydi.’’
Editor Haziran 11, 2021 0
Ahlak eğitiminde ‘Allah seni cezalandırır’ gibi söylemler kullanılmamalı!
Editor Aralık 31, 2020 0
Demirci “Sektörle İşbirliği eğitim kurumlarına ve öğrencilere güç kazandırmaya devam...
Editor Ağustos 14, 2021 0
Pestisitler, parklarda, sokaklar ve okullarda da kullanılıyor
Editor Ekim 21, 2021 0
27 Ekim’de Swissotel Büyük Efes İzmir’de Açılıyor
Editor Ocak 1, 2021 0
Kişiye uygun olmayan hedefler baskı oluşturabilir
Editor Temmuz 19, 2021 0
Yaz mevsiminde tetiklenen 4 hastalık!
Kurulumu sofistike bir fabrikadan çok daha ekonomik ve ürettikleri bakımından ise muhteşem bir getirisi olan sistemler.
Deprem bölgesi Türkiye'nin en güçlü seracılık merkezi olabilir. Sebze, meyve, tıbbi ve aromatik bitki, her türlü tropik bitki.. Hepsi 12 ay boyunca yetiştirilebilir.
Deprem bölgesindeki insanlar, doğdukları toprakları terketmek zorunda kalmamaları için oraya mutlaka "SERA KENTLER" kurulmalı. Ziraat mühendisleri seferber olup, orada topraksız tarımdan tutun da, en güçlü üretimleri oradaki insanlarla birlikte gerçekleştirmeli.
Deprem bölgesi öğretmeli, öğrenmeli, bir çekim merkezi olmalı. Hepimizin geleceğe tutunması için bir "gelecek işine" ihtiyacı var. Birincisi ve en başta geleni "modern, bilimsel tarım". Bunu gerçekleştirmeye başladığımız zaman yani kendimize yettiğimiz zaman bunun basamakları çok dallanıyor.
Hammadde olmazsa "fabrika olmaz". O nedenle Türkiye, depremden etkilenen tüm ama tüm bölgeye devasa "sera kentler" kurmalı. Milyonları burada istihdam etmeli. Tarımı herkese öğretmeli. Emin olun, binalar değil, insanları öğrendikleri, kazandıkları yetenekler, geleceğe tutunacak "bir UMUT" yaşatır.
Türkiye Mart ayı itibariyle deprem bölgesine hızla seralar kurmalı. Bu konuda organize olmalı. Buraya odaklanmalı. Türkiye'nin yetiştirdiği yüzbinlerce ziraat mühendisi bu konuda, Türkiye'nin tarımını canlandırmada seferber olmalı. Ve o bölgede "hayat yeniden ve EN GÜÇLÜ şekilde" başlamalı. Bunun ilk basamağı tarım. Yapılması gereken ilk şey tarım. Sonrasında gerisi zaten gelecek. Seralar neler üretmez ki..
Tarımın yapıldığı, hammaddenin 7/24 üretildiği bir yerde artık yüksek katma değerli diğer tesis yatırımlarının yapılmaması söz konusu bile değil. Döngüsel ekonomi kapsamında, seracılıktan elde edilen her üründen binlerce aktif madde üretilebilir, binlerce yüksek katma değerli ürün elde edilebilir.
Neleri hayal ettiğimi sizlerle buradan paylaşmaya devam edeceğim. Bu konularda aksiyon almak isteyen herkesin sesi olmaya da hazırım.
Türkiye'nin üretmeye ihtiyacı var. İnsanlarımızın yenilikçi üretimlere, modern çalışmalara ihtiyacı var. İnsanlarımızın geleceğe tutunmaya ihtiyacı var.
Deprem yardımları "düzenli üretime" dönüşmeli.
Her şey bir sera ile başlayacak. Bundan eminim.