MANAVGATTA BİR BÜYÜK VELİ İSHAK SEYDİ

İshak Seydi kimdir? Nereden gelmiştir?

MANAVGATTA BİR BÜYÜK VELİ İSHAK SEYDİ
İshak Seydi Türbesi, Karavca Köyü ile Kepez Köyü arasında kalan, Sak Seydi Beli olarak ifade edilen bir geçiş noktası üzerinde bulunmaktadır.
İshak Seydi kimdir? Nereden gelmiştir?
Bunu bilmemize şimdilik imkân yok. Ancak 13 yüzyılda Moğol baskısı ile bölgemize gelen Horasan dervişlerinden olduğuna kuşku yoktur.
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde kayıtlı tımar defterinde, kayıtlı bulunan üç adet evliyanın, Karavca ve Kepez’de bulunduğunu yazmaktadır.
Bu evliyalar;
vakf-ı cami-i SEYDİ MAHMUD veledi YUSUF der karye –i karavca.
Vakf-ı zaviye YUNUS SEYDİ der karye-i Karavca
Vakf-ı zaviye-i SALSAL SEYDİ der karye-i Kepez tabi-i Karavca
Bu kayıtlardanKepez-Karavca da kayıtlı olan evliya Salsal Seydi isminden bahsetmektedir.
Karavca kelimesi ilk bakışta bir manası yokmuş gibi gelmekle birlikte, kayıtlarda Karaevce diyerek geçmekte ise de, halk kendi arasında konuşa konuşa Karavca şekline dönüştüğünü düşünüyoruz.
Türbenin bulunduğu Sakseydi Belinin adının İshak kelimesinin kısaltılması olduğunu görmekteyiz.
Yukarıda ki belgelere göre İshak Seydi ismine rastlanmamakla beraber, Salsal seydi lafzının, ishak Seydi olabileceğini düşünüyoruz.
İshak Seydi adı ile bilinen türbenin, bu Salsal Seydi’ye ait olduğunu söyleyebiliriz.
Salsal Seydi veya İshak Seydi, Manavgat bölgesine gönderilen, Seydi Harun Hazretleri müridlerinden olduğunu, Şıhlar Köyümüzde bulunan Zekariyya Seydi ve Alanya’da medfun bulunan Mahmut Seydi ile tarikat kardeşi olduğu anlatılmaktadır.
İshak Seydi, 1300 yıllarından bu yana, yaşamı ve mezarı ile bölgemizi manevi olarak aydınlatmaya devam etmektedir.
Karavca’da medfun bulunan bu zat-ı Şerif, Osmanlılar döneminde de kayıtlara geçirilerek ne kadar büyük bir veli olduğunu göstermiştir.
Kayıtlarda geçen Seydi Mahmud’un ve Yunus Seydi Hazretlerinin zaviye veya mezarının yeri bugün bilinmemektedir. Ancak bu mübarek zatların mezarlarının bulunarak, yeniden ihya etmemiz ve ziyarete açmamız gerekmektedir.
Yunus Seydi ,ismi üzerinde durmamız gereklidir. Tüm Anadolu’yu etkileyen hak aşığı Yunus Emre Hazretleri, bölgedeki bütün Türkmen aşiret ve dergâhlarını da etkilemiş, her dergâhta onun ilahileri ve deyişleri söylenir olmuştu.
13. Yüzyılın bu büyük velisinin ismi ile anılması, bize ya Yunus Emre’nin Tarikini takip ettiğini, yada Yunus Emre gibi hak aşığı şiirlerle toplumu İslami ahlaka davet ettiğini anlayabiliriz.
Her iki durumda da, bölgedeki dini hareketlilikte, buraya yerleşen Türkmen obaları, Türkçe deyişlerle, tanrıya yakaran gönül erleri ile bölgeyi İslamlaştırdılar.
Anadolu’nun her yerinde, tüm Türkmen obalarında, hayranlık uyandıran, Yunus Emre’nin isminden ilham alınması ile, bu velilerin Türkmen olduklarını ve Horasani tarikat ve öğretilere sahip olduklarını görmekteyiz.
Bölgemizde “İshak Seydi” adında bir yatırdan belgeler bahsediyorsa da, bu Şeyhin, Beşkonak tarafındaki Kızılköy’de olduğu kayıtlıdır.
İshak Seydi ismine ise yine bu tımar defterinde; “Karye-i Kızılcaköy’de İshak Seydi oğlu Emre Seydi’nin iki çiftlik vakf yeri vardır. Rüstem Bey’den ve kadimi beylerden, Hızır Seydi zaviyesine sarf olunurmuş sonra battal kalmış, kadi ilmiyle Halil Seydi oğlu Seydi Ali’ye verildi, nesli zahir olunca ve yarım değirmen vardır”. Diye kayıtlıdır.
Burada bahsedilen Kızılca köy Beşkonak- Kızıldağ arasında bir yerleşim yeridir. Ancak hali hazırda, türbenin yerini tespit edemedik.
Ruhuna el Fatiha.

Mahmut Öz Facebook sayfasından alınmıstır