İŞLETMELERİ İFLAS SÜRECİNE GÖTÜREN 5 NEDEN

İŞLETMELERİ İFLAS SÜRECİNE GÖTÜREN 5 NEDEN

Türkiye’de kriz yılları hariç olmak üzere her yıl ortalama 10.000-12.000 şirket kapanmaktadır. KOBİ’lerin %50’si kurulduğu yılda, %80’i ilk 5 yılda kapanıyor. Diğer taraftan aile şirketlerinin %40’ı birinci nesilden ikinci nesile, %4’ü ikinci nesilden üçüncü nesile geçebiliyor. Aile şirketlerinin ortalama ömrü 25-30 yıl arasında değişiyor.

Şirket kapanmalarının ardında değişik sebepler yatmakla birlikte ortak olarak karşımıza çıkan nedenler 5 grupta toplanabilir:

1. Riski Yönetememek: İşletmelerdeki başlıca risk faktörleri strateji, finans, operasyon ve dış kaynaklıdır. Strateji geliştirmenin ve bunları uygulamaya geçirmenin önünde bir takım engeller olabilir. Enflasyon, döviz kuru, yüksek faiz gibi sebepler finansal durumu olumsuz etkileyebilir. Ürün ve hizmet üretimindeki operasyonlar sırasında çıkan hurdalar, yanlış süreçler, çalışanlardan ortaya çıkan aksaklıklar veya teknolojik iş süreçlerinde yaşanan kesintiler kaliteyi düşürebilir. Veya dış kaynaklı yangın, sel, fırtına gibi olaylar da işletmenin tamamen durmasına yol açabilir. İşletmelerin tüm bu riskleri önceden düşünerek, alınması gereken önlemleri belirlemeleri, riskleri minimum seviyede tutacak faaliyetleri hayata geçirmeleri gerekir. Yatırımların ertelenmesi, aile işletmelerinin kurumsallaşması, sözleşmelere risk faktörlerinin ilave edilmesi, sığınma/toplanma alanlarının oluşturulması gibi pek çok önlem gelecekte yaşanabilecek kayıpların önüne geçecektir.

2. Mali Tabloların Güvenilirliğinin Zayıf Olması: Bankalardan kredi talebinde bulunurken hazırlanan mali tablolar yeterince güvenilir olmadığı için bankalar çoğu zaman şirket ortaklarından şahsi kefalet talep ederler. Krediyi alabilmek için hazırlanan yetersiz tablolar aynı zamanda para yönetimi konundaki zayıflığı da göstermektedir. Paranın nasıl harcanacağı, yatırıma nasıl dönüştürüleceği, gelir/gider dengesinin oluşturulması gibi konulardaki yanlış kararlar, takip sisteminin oluşturulmaması, alınan kredilerle birlikte borç üstüne yeni borç eklenmesine neden olur. Paranın kontrolünü ele alarak kredi kullanımını avantaj haline dönüştürmeye odaklanmalıdır.

3. Nakit Yönetiminde Başarısızlık: Yüksek ciro elde etmek eğer karlılık yoksa ve ödemeler zamanında tahsil edilemiyorsa işletmeleri çok daha hızlı iflasa götürecektir. İşletmelerin ana amacı kar etmek olsa da elde edilen kar pozitif net akışına dönüşemiyorsa maalesef bir anlamı olmamaktadır. Nakit akış tablolarının düzenli olarak güncellenmesi, tahsilatları zamanında alacak şekilde bir sistem kurulması, ödemelerin gelirlere göre planlanması, kasanın her zaman acil ödemeleri yapabilecek şekilde pozitifte tutulması üzerinde çalışılmalıdır.

4. Kârsızlık: Elde edilen ciro, malzeme maliyeti ve genel giderlerin toplamından her zaman fazla olmalıdır. Karlılık olmadan bir işletmenin ayakta kalması mümkün değildir. Borçları yapılandırmak, sermaye artırmak gibi önlemler alınsa da bunlar ancak kötü sonucu ertelemeye yarar. Asıl olan kar elde edilemeyişinin altındaki sebepleri bulup onları ortadan kaldırmaktır. Örneğin, yanlış fiyatlamalar, operasyondaki kayıplar, alacakların tahsil edilememesi, maliyetlerin kontrol altında olmaması, yönetim giderlerindeki aşırı israf gibi sebepler kar elde edilemeyişine yol açar. Fiyatlandırmanın tüm bu faktörler göz önüne alınarak ve pazarın da kabul edebileceği bir seviyeye göre ayarlanması gerekir.

5. Etik Olmayan Davranışlar: Bir işletmenin ayakta kalmaya devam edebilmesi için dürüst iş yapması her şeyden önce gelir. Kısa sürede çok para kazanmak adına kaliteden ödün veren, müşteri isteklerini göz ardı eden, çalışanlarının hakkını gözetmeyen işletmeler eninde sonunda yok olmaya mahkumdur. Yeni müşteri elde etmenin maliyeti mevcut müşteriyi elde tutmanın maliyetinden 6-7 kat daha fazladır. Müşteri memnuniyeti sağlanmadığında yeni gelen müşterilerin de kısa sürede işletmeyi tek edeceği unutulmamalı, dürüstlükten ödün verilmemelidir.

Özetle;

Risk ve parayı iyi yöneten, dürüst iş yapma kültürüne sahip firmalar uzun yıllar ayakta kalmayı sağlayabilirler. Sağlam ve karlı işletmelere sahip olmak için değişime uyum sağlamak, tüketici ihtiyaçları ile uyumlanmak ve tüm paydaşların kazanacağı bir sistem kurmak zorundayız.

Bereketli günleriniz olsun.

Gülfidan Bereket

ActionCOACH – İşletme Koçu