Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

Uzun süredir çok sayıda arkadaşım, tanıdığım, akrabam yurtdışına yerleşti.

Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

Uzun süredir çok sayıda arkadaşım, tanıdığım, akrabam yurtdışına yerleşti.

Ve ondan çok daha uzun süredir, kimle konuşsam, "Ah bir fırsat olsa da, yurt dışına kapağı atsak!" modunda.

Malum şiddet gören ya da yıllarca üniversite koridorlarında saç beyazlatıp, hastane nöbet odalarında koltuklarda uyuyarak staj yapıp, sonra üç kuruşa talim ettirilmeye çalışılan doktorlar, ağzıyla kuş tutsa, allame-i cihan olsa, torpili, ayısı, dayısı olmadan iş bulamayan üniversite mezunu gençler, yüzbin yüzbin mezun edilip bir türlü atanamayan, atansa da aldıkları komik ücretlerle geçinemeyen öğretmenler, gençsin denip EYT çatısı altında emekli olamayan, yaşlısın denilip işe alınmayan orta yaş ve üzeri insanlar ve bunlar gibi çeşit çeşit toplumsal gruplar da bir gözleri sınır kapılarında, yurtdışında yaşama, çalışma, yerleşme hayalleri kurmakta.

Öte yandan yurtdışından çeşitli sebep ve yollarla gelerek, akın akın ülkemize yerleşen binbir türlü ülkenin vatandaşları da, zaten zorlu koşullar ihtiva eden ülkemiz ekonomik altyapısında geçim macerasına eklenince, yandı gülüm keten helva modu, mangal partisi verilen ormanlık alan gibi, her bir yanı buram buram tüttürmekte.

Onlarca arkadaşım, bırakın kendilerini, eşlerini ve çocuklarını oralarda doğan babalarına, hatta dedelerine Bulgarca öğreterek, Bulgaristan, dolayısıyla Avrupa Birliği vatandaşı olmak için ne terler döktü, ne çileler çekti, ne sıkıntılara katlandı, ben şahidim.

Ankara Anlaşması ile bir zamanların üzerinde güneş batmayan imparatorluğu ünvanı ile nam salmış Büyük Britanya'ya, emperyalizmin kitabını yazan, tarihini tespit eden, emperyalizm ile yüzyıllarca dünyanın canına okuyan namı-değer İngiltere'ye yerleşmek için canını dişine takıp, neyi var, neyi yok satıp, savıp, oraya yerleşenler de çok moda oldu, anlaşmanın sonlandığı 2021 Aralık ayı sonu öncesinde, uzun süre.

Ben üniversiteden mezun olduğumda yurtdışına çıkmak için önümde binlerce fırsat varken, ülkemin imkanları ile okudum, karşılığını ülkeme vermeliyim diyerek kaldığım bu topraklar, şimdi artık ortaokul lise talebeleri için bile cazip değil.

Hasılı bir yurtdışında yaşama arzusu şelale olmuş, akmakta gürül gürül, neredeyse her bir evde.

Bu iş bizim kültüre pek de yabancı değil, bilirim.

Almancılık işimiz vardı, 60'larla beraber, onu da hatırlıyorum.

Yani bizler alışığız başka coğrafyalara yerleşmeye, oralarda çalışmaya, oraların kültürlerine adapte olmaya.

Ama bugün mesele başka bir boyutta.

Eskiden orada kazanır, burada harcardık.

Şimdi sanki burada kazandıklarımızı da oralara götürüyor gibiyiz.

Gelelim meselenin başka bir boyutuna.

Gidenler de hep mutsuz, hep bir demoralize, çökük, gurbet, sıla hasreti modunda.

Kimle konuşsam, hep bir buruk, hep bir düşük.

O zaman akla işte meşhur şarkı geliyor.

Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

O sabahı gel bana sor!

Dr. Ejder ORMANCI, Ph.D.

Yönetim Danışmanı&Kurucu@DNO Değişim Yönetim Danışmanlık Hizmetleri;