Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Temmuz 26, 2020 0
lider kuruluş Sustainalytics tarafından global ölçekte en iyi bankalar arasında...
Editor Mayıs 2, 2021 0
Salgın ve mevsim geçişlerinin sağlık bariyeri: Zengin içerikli vitamin kombinasyonları
Editor Eylül 4, 2021 0
“Annemden çok şey öğrendim, o benim ilk öğretmenimdi.”
Editor Ekim 6, 2020 0
İstinye Üniversitesi’nin “2020-2021 Akademik Açılış ve Onurlandırma Töreni” gerçekleşti.
Editor Nisan 16, 2020 0
“Annem kanser hastası ve bu kötü hastalıkla mücadele ederken maske depolamayı öngöremedik.
Editor Haziran 16, 2021 0
Motul ve PRAMAC'ı bir araya getiren nedir?
Editor Ekim 25, 2020 0
Yanlış anlamalar, yanlış söylemler, yanlış yorumlar bugün bizi zorlayabilir.
Editor Ağustos 15, 2020 0
Roteks 41 sıra yükseldi zirveye adını yazdırdı
Editor Şubat 25, 2021 0
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Özel
ABD, Anadolu'nun 14 kromozomlu siyez buğdayı ve 28 kromozomlu kavılca buğdayının genlerini oynayarak 48 kromozomlu "Cüce Buğday" türü geliştirdi.
Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı.
Tehlikenin farkında değillerdi.
Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı; ortaya çıkan "buğdayımsı" bir şeydi! Kavılca ve siyez artık tanınmaz haldeydi....
Sapının kısalığından dolayı bu buğdayımsı "Cüce buğdaylar" Pakistan ve Hindistan'a da ihraç edildi; üretim rekoru kırıldı.
ABD, 1950'den itibaren "ihtiyaç fazlası" diye "yardım" adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye'ye soktu. Türkiye kurak geçen yıllarda ucuz buğdayımsı "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı ithal etmeye başladı.
Ülkemizde gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans,dikkat eksikliği vb. nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklar patladı.
DP'nin iktidar vaadi 10'dan fazla katkı maddesi konan endüstriyel beyaz undan yapılan "Beyaz Ekmek"ti. medya, beyaz ekmeği "kalite", zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. zenginlik göstergesi, refah göstergesi olarak sundu.
Halk, beyaz ekmek yedikçe, açıktı. Açıkçası, beyaz ekmek yedi. "Ekmeksiz doymuyorum" haline getirildi.
Tıka basa yemenin sonucu sağlığı bozuldu.
Şeker olduk, astım olduk, alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı.
Fiyatı çok daha pahalı olan kara ekmeğin, aslında hem bütçe, hem sağlık açısından çok daha ucuza geldiğini hiç bir beslenme uzmanı halka anlatmıyor.
Dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyoruz. Aynı zamanda dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir.
Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile beyaz ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri beyaz ekmek yemeyi bıraktı.
Beyaz ekmek ile tam buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık...
Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil, sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor.
Tüketici parasını neye verdiğini bilmelidir. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş, GDO'suz, kimyasal ilaç ve gübre olmayan, kimyasal katkı maddesi içermeyen" gıda talep etmelidir...
Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından. desteklenmelidir...Alıntı