Eski bilgilerle dolu, büyük oranda hatalı bir görsel paylaşmak istiyorum sizlerle :)

Eğitim-deneyim-eğitim-deneyim-eğitim-deneyim..

Eski bilgilerle dolu, büyük oranda hatalı bir görsel paylaşmak istiyorum sizlerle :)
Eski bilgilerle dolu, büyük oranda hatalı bir görsel paylaşmak istiyorum sizlerle :) Beynimizin sağ tarafı şöyle, sol tarafı böyle vs... Zaman içerisinde görüldü ki bütüncül şekilde çalışan, muazzam organize bir yapı beynimiz. Hatta onu geliştirdikçe, çalışma şekli bile değişebiliyor. Ağlar farklılaşıyor. Eğitim-deneyim-eğitim-deneyim-eğitim-deneyim.. Tıpkı bir hamuru yoğurmak gibi.. Bir ömür boyu devam eden bir süreç.

Son aylarda daha fazla karşılaştığım ve eskiden beri doğrusunun bu olduğunu savunduğum bir düşünceyi dile getirmek istiyorum. Vücudumuzun çalışma prensiplerinde genelde farklı bir etkenin yüksek doz verilmesi ile düşük doz ve sürekli verilmesindeki etkileri çok farklı oluyor. Mesela günümüzdeki tüm ama tüm vitamin-mineral takviyeleri "yüksek doz" prensibine göre oranlı. Hepsinin arkasında yazar.. BRD değeri.. Günlük alınması gereken dozun ne kadar üzerinde olduğunu.. %200-%400.. İnanmayacaksınız ama ben bir vitaminde günlük dozun %4000 katına rastladım :) Başka bir örnek vermem gerekirse, En basitçe günlük sürekli olarak tükettiğimiz bir vitamin.. Günlük alınması gereken dozu ortalama 80 mg.. Hadi hiç bu vitamini alamadık, sürekli karbonhidrat ile beslendik diyelim. Ama bu vitaminin tabletleri 1000 mg'lık.. Yani günlük almamız gereken dozun 12,5 katı :) Ben mesela bu vitaminin tabletlerini bölerek içiyorum. Bölebildiğim, ufalayabildiğim kadar küçük dozlara parçalıyorum :) (Evet, böyle tuhaf davranışlarım var).

Artık yavaş yavaş daha küçük dozlarda, olası farklı kombinasyonlarda kalıcı değişimlerin peşinde bilim insanları.. Mesela mikroRNA'lar.. (küçük nükleik asit parçaları), mesela peptitler (küçük protein parçaları), postbiyotikler (ama iyice saflaştırılmış) mesela farklı antioksidanların bir arada kullanıldığı düşük dozlu formülasyonlar.. Bunlar kalıcı etkili.

2 ml'lik bir aşının (içerisinde belki nanogram düzeyinde biyoaktif madde olan aşının) ömür boyu kalıcı etkilerinden bahseden biz, günlük avuçla destek ürünü tüketen yine biz.

Eczaneye gittiğinizde hepimiz şunu yapıyorduk. İşte x maddesini arıyoruz.. Bir üründe 100 mg X bileşeni var, diğerinde 2000 mg var. Hemen 2000'likten ver diyorduk :) Belki de bu görüşü biraz değiştirmemiz gerekiyor.

Bahsettiğim konu sakın ola ki ilaçlar zannedilmesin, o tıbbın alanı, doktorların bileceği işler. Benim söylediğim ilaç dışındaki her türlü gıda takviyesi, vitamin, mineral takviyesi tüketim alışkanlığımız aslında.

Bahsettiğim küçük moleküllere "bitkisel peptitler" gibi şeylerde ekleniyor. Allah aşkına Dünya'da peptitlerin (yani tükettiğimiz proteinlerin çok ama çok küçük parçaları) trendinin yükselişine bir bakın (https://lnkd.in/d6tpenak). Dünya başka bir tarafa doğru gidiyor demek istiyorum.

Düşük doz, uygun kombinasyon, uzun süre kullanım ve kalıcı etki. Formül bu :) Bu düşünceler, benim kendi görüşlerim, sağlıklı yaşam için doğru bulduğum uygun öneriler. Yağmurun şiddeti değil, damlaların sürekliliği anlayışı aslında :)

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok