EĞİTMEN

Eğitmen, rehber niteliğinde aktarması gereken hususları anlatıyor.

EĞİTMEN
Yeni bir konuyu öğrenmeyi oldum olası sevdim. Üniversite sonrasında da iş ve kişisel boyutta katılmalıyım dediğim eğitimleri aldım, almaya da devam ediyorum. İşim gereği eğitim de veriyorum bir yandan. Yetişkin eğitimini hem alan, hem de eğitimi veren tarafta olarak özellikle en çok dikkatimi çeken birkaç noktayı paylaşmak istedim.

Eğitmen, rehber niteliğinde aktarması gereken hususları anlatıyor. Elbette eğitmenin konusuna hakim olmasının yanı sıra o eğitimi keyifli ve uygulanabilir hale getirme sorumluluğu var. Esasen, eğitmen günün sonunda elimize bir anahtar veriyor. Anahtarın hangi kapıyı, nasıl açacağını bizlerin bulmamız gerekiyor. Yıllarca süregelen eğitim sisteminde, öğretmen gelsin heybesindekileri boşaltsın, biz de heybedekilerden kısmetimize düşeni alırız yaklaşımıyla yetiştiğimiz için yetişkin eğitiminde benzer durum olmadığında bazen duvara çarpmış gibi oluyoruz. Üniversitede bile hocalarımız gelir, amfide kürsüye geçer dersi anlatır giderdi. Sınavlarda da nereden nereye kadar sorumlu olduğumuz söylenirdi.

İlkokuldan başlayıp  üniversite de dahil  aldığımız tüm eğitimler benzer şekilde ilerledi.  Şimdi yetişkin eğitiminde öğrenmek, tüm bunları hayata geçirmek senin sorumluluğunda denilince bizlerin  kabullenmesi çok da kolay olmuyor.

Uzun bir süre öğrenmeyi öğrenmedik ki, sadece bize verilenleri tekrarlayıp aktardık. Saygın bir yapıdan ilk aldığım yetişkin eğitiminde; eğitmenimiz anlattı, kendi beslendiği kaynakları da paylaştı, aylarca konuşulacak bir konuyu bir hafta sonunda özetledi. Sonrasında ne oldu dersiniz? Kocaman bir hiç. Devamında da farklı eğitmenlerin tavrı benzerdi; gel anlat, kaynakları paylaş, ara sıra küçük uygulamalar…

Dünya kıdemim arttıkça bilgim de katlanarak arttı. Aldığım eğitimlerden bir türlü memnun değildim, bir şey eksikti. Tam anlamıyla teori zehir gibi, pratikte sallanmaktaydım. Ne zamanki sorumluluk alıp bilmekten, yapabilmeye doğru adım attım; işte o zaman farkı görmeye başlamıştım. Her eğitimden sonra azami 72 saatte yapmam gerekenleri atlarsam, o çalışma harcanmış zaman hanesinde yerine alıyordu. Gecikmeksizin üzerinden geçersem işte o zaman bir anlamı oluyordu. Eğitim alan olarak öğrenmenin sorumluluğunu almam gerekiyordu. Bunu yapınca da öğrendiklerimin kıymeti daha anlaşılır oluyordu. Gerçek öğrenmeyle beraber bilmekten yapabilme yönünde ilerliyordum. Tabii, eğitmen olduğumda da eğitimi verirken akılda ve gönülde kalacak bir eğitim olması için çabalıyorum. Hukuku keyifli hale getirerek aktarmak nasıl olabilir diyerek başlıyorum çalışmalara.

İş yaşamına başladığımdan beri birçok eğitime dahil oldum, ancak bendeki etkisi eğitimlerde bana verilen anahtarı kullanmak için harekete geçmemle başladı. Hayatıma dokunuş yapan tüm eğitimci gönüllere müteşekkirim. Sizce yetişkin eğitimi nasıl olmalı?