CFO departmanlarının ve denetçilerin en zorlayıcı yarışları zaman ile olandır.

Daha tatmin bir hayat için metotları kullanıp oturup kendimizle çalışmaktan başka bir çözüm yok.

CFO departmanlarının ve denetçilerin en zorlayıcı yarışları zaman ile olandır.

CFO departmanlarının ve denetçilerin en zorlayıcı yarışları zaman ile olandır.

Her yıl başında, çeyreklerde, proje, dönem planlama toplantılarının baş konusu rapor teslim tarihleridir.

“Geçen dönem çok canımız yandı, sabahlara kadar ofisteydik. Tüm tarihleri tekrar gözden geçirelim.”

Tabii.

Tarihler gözden geçirilir, ince hesaplar yapılır. SPK raporu ayrı, EPDK raporu ayrı, BDDK…vergi, yönetim raporları, bütçe karşılaştırma…

Hepsi düşünülür. Tarihler belirlenir.

Denilir ki “Bu sefer oldu, sabahlamayacağız.”

Sonuç…

CFO ekipleri ve denetçiler yine sabaha kadar ofiste…

Buldukları yere bir iki saat kıvrılırlar.
Yer dahil…

Çünkü hayat planladığımız optimum şartlarda akmaz.

Birçok neden tartışabiliriz elbette.

Ancak zaman konusu açısından CFO departmanının ve denetçilerin en temel meselelerinden biri organizasyonda farklı departmanlardan gelecek veriye ve bilgiye bağlı olmalarıdır.

Örneğin satış düzeltmesini finansal tabloya yansıtmak için satış bölümünden gelecek raporları beklerler.

O rapor,

TL istemişsinizdir, USD gelir.
Raporun dibi dönem mizanı ile tutarlı değildir.
İskonto hariç dersiniz, dahil gelir.
30.09 itibari ile dersiniz, 30.06 gelir.
Excel dersiniz, pdf. gelir.

Velhasıl 10000 kez gider gelir.
Gerilim artar.
Çünkü her gidiş geliş ekstra zaman kaybıdır.

“Ne olacak ki altı üstü bir rakam koyacaksınız finansal tabloya” diyebilirsiniz.

Bir rakam koymak demek güncellenmiş ertelenmiş vergi hesaplaması, bilanço, gelir tablosu, özsermaye, nakit akım, dipnotlar, aradaki bilgilendirme paragraflarındaki notların değişmesi demek…

Hepsinin tek tek birbiri ile kontrolü demek.

Sistemleri en optimum çalışan, finans ve diğer ekipler arası iletişimi üst seviyede kurmuş organizasyonlarda bile CFO departmanında tansiyonlar zaman kavramı açısından yüksektir.

Bu ekipler ile gerek koçluk projelerinde gerek atölye çalışmalarında yola çıkarken meselenin delegasyon ya da zaman yönetimi gibi ezber konuların nasıl yapılacağının bilinmemesinden ziyade başkaca aksaklıklar olduğunu görebilmenin bir zamanlar o ekiplerle birebir çalışmış denetçi/danışman olmanın bana en anlamlı katkısı diye düşünüyorum.

O tansiyonu yönetmenin yöntemleri ve finans bölümünün dinamiklerine uyumlanmak için, daha tatmin bir hayat için meselemiz her zaman zihin…

Mesela departmanlar arası farklı bir iletişim yöntemi keşfedebilirsiniz.
Farklı bir iç süreç tasarlayabilirsiniz.
Mükemmelliyetçi tarafınızla farklı iletişim kurabilirsiniz.

Cevaplar sizin zihninizde.

Bakış açınızdaki ufak bir değişim ile bir aksiyon sizi başka deneyimlere açacak.

Daha tatmin bir hayat için metotları kullanıp oturup kendimizle çalışmaktan başka bir çözüm yok.

Bence.

Zeynep Dikicioğlu

Professional Coach, PCC | MSc in Neuroscience