Bu platformdan o kadar güçlü ve güzel iletişimler sağlanıyor ki anlatamam..

. Şunu çok net gördüm.. Türkiye coğrafya olarak bir buzdağının ucu gibi..

Bu platformdan o kadar güçlü ve güzel iletişimler sağlanıyor ki anlatamam..
Bu platformdan o kadar güçlü ve güzel iletişimler sağlanıyor ki anlatamam.. Şunu çok net gördüm.. Türkiye coğrafya olarak bir buzdağının ucu gibi.. Buzdağının altında çok daha büyük bir Türkiye var, tüm Dünya'ya güçlü bir şekilde yayılmış.. Yurtdışında muazzam çalışmalar yapan bilim insanlarımız var.

Bir kaç hafta önce, Amerika'nın en etkili üniversitelerinden birinde olan çok değerli Burcu Uner
Hocam, bana kendi yayınladığı bir makaleyi daha gönderdi.. "Doğanın gücüne bir kez daha tanık olduk" diye..

Doğa, gerçekten çok güçlü.. Doğanın bir parçası olarak "insan" inanılmaz güçlü.. Ama bunun değerini biz hiç ama hiç bilmiyoruz.

Değerli hocamın çalışması beni çok derinden etkiledi.. Kısaca bahsedeyim, sonrasında makaleyi tamamen sizinle paylaşacağım. At kestanesi, temelde B-escin isminde bir bileşen içeriyor. Bu bileşeni At kestanesinden izole edip, daha sonrasında da daha güçlü bir şekilde etki etsin diye yüksek teknoloji kullanarak "misel" dediğimiz, küreciklere yüklüyorlar.. Ve bu küreciklerle Dünya'nın en ölümcül kanser türü olan pankreas kanser hücrelerinde bu "dizayn ettikleri" yeni bileşeni deniyorlar ve kontrol olarak kullandıkları pankreas kanser ilacına göre çok daha etkili olduğunu ve kontrol kanser ilacının yan etki olarak gösterdiği toksik etkiyi de göstermediğini buluyorlar! Makaleyi buradan paylaşıyorum ( https://lnkd.in/dd6P3ysQ).

At kestanesi Türkiye'nin orman varlığında güçlü bir role sahip.. Neredeyse Türkiye'nin %30'u ormanlarla kaplı.. Tabi ormanlarımızın florasını detaylı bir şekilde biliyor muyuz diye sorarsanız, bende soru işareti bu konu :) Ama At kestanesi oldukça yaygın. Yani bu makalenin aktif maddelerine sahibiz.. Ama at kestanesi tüketilmesi toksik bir meyve. İster yaprağı, ister meyvesi vs. hiç bir şekilde, kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor. O nedenle bu ağacın meyvesinin çok özenli bir şekilde yüksek teknolojinin bizlere sağladığı imkanlar ve bilimin gücü ile işlenmesi gerekiyor.

Dünya'da yapılan çalışmaları okuduktan sonra sokağa çıktığımda şunu görüyorum.. Sürekli şikayet eden bir doğadayız. Her şeye şikayet ediyoruz. Sürekli, hiç durmadan.. Neden? Çünkü şikayet etmek çok kolay :) En basiti.. Şikayet edilecek durumu değiştirebilmek için harekete geçmek gerekiyor ama o insanlara çok zor geliyor. O yüzden "neden öyle, neden böyle" şeklinde sürekli eleştiriyoruz. Değişime kapı aralamıyoruz. Bunu söylediğim zaman insanların yüzlerine de, o zaman derin bir sessizlik oluyor. Sonrasında yine şikayet devam ediyor. (Ben de şu an şikayet ediyorum mesela 

Biraz kolaya kaçtıktan sonra..

Tükettiğimiz kadar ürettiğimiz bir geleceğe; şikayet ederek, kabaca söyleyeceğim ama "söverek" gidemeyiz. Çalışarak, ÜRETEREK gidebiliriz. Değerli Burcu Hocam, iyi ki ama iyi ki varsınız! Üretmeye, ürettiklerinizi bu şekilde paylaşmaya, yayınlamaya devam edin.

Üretkenliğinizin bol olduğu, güzel bir Pazar günü geçirmenizi diliyorum.  

Can KAYACILAR

Endüstriyel Bilim İnsanı
Resim önizleme