Birlikte hukuk tarihinin derinlerine, köklere inelim mi?

Eski Mısır uygarlığının ulu tanrıçası Ma’at’la tanışmaya ne dersiniz?

Birlikte hukuk tarihinin derinlerine, köklere inelim mi?
Birlikte hukuk tarihinin derinlerine, köklere inelim mi? Eski Mısır uygarlığının ulu tanrıçası Ma’at’la tanışmaya ne dersiniz? Ma’at’ın biz hukukçular için anlamı büyüktür. Ma’at, yaradılışın tanrısı Ra’nın kızıdır ve düzeni, uyumu, gerçeği, iyiliği (etiği) ve bunların bileşimiyle ortaya çıkan adaleti temsil eder. Ra’nın oğlu ise, kargaşayı, zulmü, kötülüğü simgeleyen Isfet’tir. Yeryüzü, Ra’nın Isfet’in yerine Ma’at’ı koymasıyla var olmuştur. Ma’at, eski Mısır halklarının toplumsal hayatın her alanında varlığını gözettiği ve edimleriyle tapındığı bir figürdür. Bu tapınışa firavunlar, rahipler, tüm yöneticiler de dahildir. Ma’at, tüm Mısır ahalisini birbirine bağlayan kutsal birlikteliğin adıydı. Ma’at, hiçbir kavmi birbirinden ayırmadan iyilik ve dürüstlük değerleri ile birleştiren bir sözdü. Eşitlikçi anayasa anlayışının temellerini atan bu mitolojik figürün bir diğer özelliği de başındaki gerçeklik/saflık/doğruluk tüyünün ölülerin kalbindeki iyiliği tartarak bu dünyadan göçen ruhların kaderinin ölümsüzlük mü yoksa mutlak yok oluş mu olacağına karar vermeye yaramasıydı. İyi ve adil ruhların kalbi bu tüyden hafif geliyordu ve mutluluk alemi Sazlık Tarlası’na geçebiliyorlardı, kalbi bu tüyden ağır gelen ruhların akıbeti ise tanrı Ammit tarafından kalpleri yenmek suretiyle yitmekti. 2 Ekim günü Fakültemiz açıldığında birinci sınıf öğrencilerimle buluşmayı ve onlara birçok diğer öyküyle birlikte Ma’at’ın öyküsünü de anlatmayı iple çekiyorum. Bu arada 6. Baskısını yapan Anayasa Candır’ın kapağındaki tüylerin anlamını soranlar da oluyor. “Kitapta birçok metafor var ancak kuş ve tüy metaforu yok, bu tüyler Zeyno’nun kucağındaki barış güvercininin yolunmuş tüyleri mi oluyor?” diye esprisini yapan da oldu :) Gerçekten de Anayasa Candır’da bir tüy metaforu yok ancak Zeyno Anayasa’ya doğru yolculuğa çıkarken okura şu sözlerle seslenir: “Bir de yolculuğun sonunda tanışacağımız Anayasa’ya, O’nu mutlu edecek bir armağan sunmalıyız. İşte o da sevgimiz olsun, kucak kucak. Hiç çekinmeyin bolca alın yanınıza, sevgi çok hafiftir, içimizdeki sevgi çoğaldıkça hafif­leriz, uçacak gibi oluruz, hatta paylaştıkça daha da artar.” Kapağın sembolizmine dair böyle ufak bir ipucu da vermiş olayım. Eski Mısır’dan çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan yolda kadınlar, analar düzen, adalet, iyilik peşinde. Binlerce yıldır, tüy kadar hafif dokunuşlarla insanca varoluş öykümüzü yazıyorlar… #anayasacandır #Ma'at

Prof. Dr. Ayşe Odman Boztosun

Robert Kolej/ İÜHF/ MJur-MSt University of Oxford Doktora-İstanbul Üniversitesi
Resim önizleme