Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Mayıs 14, 2021 0
Bayramın 1. günündeki konuğu başarılı ve samimi oyuncu Ceyda Düvenci oldu.
Editor Kasım 20, 2020 0
‘Fakirleşmesine sebep olduğunuz milletimize açıklama borçlusunuz’
Editor Ağustos 12, 2021 0
“Başarılı öğrencilere plaket verildi”
Editor Eylül 30, 2021 0
"Beş kişi için adam mı vuralım? Millet dünyayı yiyor, biz 5 kişi işe alıyoruz
Editor Haziran 27, 2020 0
Corendon Havayolları, Ankara ve Bodrum’a da haftada bir kez Köln’den karşılıklı...
Editor Ocak 2, 2021 0
30 yıldır orada yaşayan insanlar var. O yüzden depo hastane diyoruz” diyor.
Editor Ocak 11, 2021 0
WhatsApp, güncellenen "Gizlilik İlkesi" ile ilgili yoğun eleştiriler yapılması üzerine...
Editor Mart 11, 2020 0
Temizlik, hijyen ve medikal korunma ürünleri satışı artıyor
Editor Mart 31, 2021 0
Müzisyen Sonat Bağcan ile Ailelere Kısa Bir Nefes Çalışması Molası
Editor Eylül 23, 2020 0
Kanada’dan Doktoraya Burslu Kabul…
Son on yıldır iş dünyasında daha çok seslerin yükseldiğini gözlemliyorum. Yaşadığımız coğrafyanın havasının suyunun hepimize yansıdığını elbette göz ardı etmiyorum. Ancak bu durum, bizim kadar olmasa da Avrupalı çalışma arkadaşlarımızda da var.
Oysa iş dünyası özellikle toplumların bir nebze daha güngörmüş, sağduyulu hareket edebilecek kesimi iken seslerin yüksekliği kalplerin uzaklaşmasını beraberinde getiriyor.
İş ortamında sevmen gerekmiyor sayman yeterli, işini yap yeter yaklaşımı yaygın olsa da sevmesek de bir parça sempatiyle hareket edebilmek hepimize iyi geliyor.
Tüm bunları yapamadığımızda en küçük bir farklılıkta, olanlardan kaçabilmek için sesimiz yükseliyor, kaşlarımız çatılıyor; daha bir sinirli, saldırgan tavırlar başrolü alıyor.
Peki bu durum özel hayatımızda farklı mı? Özel hayatımda öfkenin gücünü korkudan kaçmak için kullandığımı zaman zaman fark ediyorum. Yakınlarımız hepimizin en kıymetlileri, onlarla ilgili herhangi bir konuda tepki gösterirken korkularım yerini birden üstenci öfkeye bırakıveriyor. Bazen insan korkudan kaçıp kendini öfkeyle dışa vuruyor. Böylelikle hem daha güçlü görünüyor hem de acizliğini göstermemek için bir bariyerin arkasına saklanıyor. Özel yaşamda kendimizi daha rahat anlatırken işte durum daha keskin bir hal alabiliyor. İşte de benzer bir durumla öfkenin gücünü, kendi acizliğimizi kapatmak, eksikliğimizin ortaya çıkmasına engel olmak için kullanırken kılıçlar çekilebiliyor. Oysa bıraksak da eksikliğimiz ortaya çıksa, ortak akılla konuyu çözsek, daha biz olsak hepimize iyi gelmez mi, ne dersiniz?
Özlem Akyüz Atamer
Kale Grubu şirketinde Head Of Legal