Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Haziran 19, 2021 0
Avrupa Birliği (AB) dışındaki ülkelere yönelik tüm paket tatilleri iptal etme kararı...
Editor Temmuz 26, 2021 0
Doru kısrak üstünde al sancağın izinde Hükmetti üç kıtaya hâk'k rüzgârı yüzünde
Editor Ağustos 26, 2020 0
Düşük faizli krediler bitti
Editor Haziran 2, 2021 0
“Londra en güvenilir ve stabil pazarlardan biri olması nedeni ile her zaman Türk...
Editor Ocak 24, 2020 0
Seslendirme kadrosu ile reklam ve tanıtım filmlerine ses hizmeti vermektedir
Editor Ağustos 2, 2020 0
QNB Finansbank Euromoney tarafından KOBİ bankacılığında
Editor Nisan 2, 2020 0
Sana kuçak açan. Tut elimden tut elimden diyen.
Editor Mayıs 15, 2021 0
Rüya halinde bilinçsiz yemek yenir
Yıllar yıllar geçse de unutamıyoruz.
Çocukluk ve gençlik yıllarında filmleriyle tanışanlar onu kalplerinin bi köşesinde saklıyor, hiç bırakmıyor.
Eşi Gül Sunal'ın bu güne kadar duyulmayan bir anıyı paylaşmasıyla onun bir başka yönüne daha tanık olduk.
Yıllar yıllar önce Kemal Sunal'a Antalya'daki bir inşaat firmasından bir teklif geliyor, pazarlamaya başlayacakları konutların reklam yüzü olmasını ve karşılığında yapacakları evlerden bir tanesini kendisine hediye etmeyi teklif ediyor.
O hiç düşünmeden bu cazip teklifi reddediyor.
Eşi Gül Sunal biraz kızgın şekilde, şunu söylüyor:
-"Neden kabul etmedin, ne güzel Antalya'da evimiz olurdu."
Kemal Sunal kendisine dönüyor ve diyor ki:
"Gül, yarın bir gün bu evler yıkılırsa ve insanlar ben reklamında oynadığım için bana güvenip o evleri almış olursa ben vicdanıma nasıl hesap veririm öyle bir durumda."
Kemal Sunal'a 80'li yıllarda sadece Antalya'dan değil, Ayvalık, Marmaris, Çeşme gibi birçok yerde siteler yapılırken villalar teklif edilmiş...
Ama o hepsini geri çevirmiş.
"Bir gün bu evler yıkılırsa ve insanlar ben reklamında oynadığım için bana güvenip o evleri almış olursa ben vicdanıma nasıl hesap veririm öyle bir durumda." diyerek...
Yıllardır vicdanlarına hesap vermeyen, veremeyen ne çok kişiyi gördü bu toplum...
Adına kolayca 'oyuncu', 'sanatçı', 'sporcu', 'bilim insanı', 'akademisyen' 'aydın', 'gazeteci' veya 'vesaire' denilenler nelerin içinde yer alıp kimlerin maddi manevi büyük acılar yaşamasına vesile oldular bi düşünelim bakalım.