Bir başka 'Kemal Sunal' daha var.

Yıllar yıllar geçse de unutamıyoruz.

Bir başka 'Kemal Sunal' daha var.
Onu sadece; güldüren, gülerken güldürürken düşündüren, sorgulayan ve sorgulatan toplumsal hafızamıza kazınmış, adına komedi denilen ama komedinin çokca dışına taşan unutulmaz filmleriyle tanıyoruz.

Yıllar yıllar geçse de unutamıyoruz.
Çocukluk ve gençlik yıllarında filmleriyle tanışanlar onu kalplerinin bi köşesinde saklıyor, hiç bırakmıyor.

Eşi Gül Sunal'ın bu güne kadar duyulmayan bir anıyı paylaşmasıyla onun bir başka yönüne daha tanık olduk.

Yıllar yıllar önce Kemal Sunal'a Antalya'daki bir inşaat firmasından bir teklif geliyor, pazarlamaya başlayacakları konutların reklam yüzü olmasını ve karşılığında yapacakları evlerden bir tanesini kendisine hediye etmeyi teklif ediyor.

O hiç düşünmeden bu cazip teklifi reddediyor.

Eşi Gül Sunal biraz kızgın şekilde, şunu söylüyor:

-"Neden kabul etmedin, ne güzel Antalya'da evimiz olurdu."

Kemal Sunal kendisine dönüyor ve diyor ki:

"Gül, yarın bir gün bu evler yıkılırsa ve insanlar ben reklamında oynadığım için bana güvenip o evleri almış olursa ben vicdanıma nasıl hesap veririm öyle bir durumda."

Kemal Sunal'a 80'li yıllarda sadece Antalya'dan değil, Ayvalık, Marmaris, Çeşme gibi birçok yerde siteler yapılırken villalar teklif edilmiş...

Ama o hepsini geri çevirmiş.
"Bir gün bu evler yıkılırsa ve insanlar ben reklamında oynadığım için bana güvenip o evleri almış olursa ben vicdanıma nasıl hesap veririm öyle bir durumda." diyerek...

Yıllardır vicdanlarına hesap vermeyen, veremeyen ne çok kişiyi gördü bu toplum...

Adına kolayca 'oyuncu', 'sanatçı', 'sporcu', 'bilim insanı', 'akademisyen' 'aydın', 'gazeteci' veya 'vesaire' denilenler nelerin içinde yer alıp kimlerin maddi manevi büyük acılar yaşamasına vesile oldular bi düşünelim bakalım.

Aydoğan Kılınç

Gazeteci/ TRT Haber Dairesi Başkanı (2002-2004)
Resim önizleme