KALİTELİ ÜRETİM VE YÜKSEK KAZANÇ İÇİN A'DAN Z'YE TÜRK YARGI REFORMU

Bu iki sorunun da tek bir ortak bir cevabı var: paramızın değeri!

KALİTELİ ÜRETİM VE YÜKSEK KAZANÇ İÇİN A'DAN Z'YE TÜRK YARGI REFORMU
3 sene önce Kiev'de düzenlediğim, İstanbul'da tahkimi tanıtttığım toplantıya, Ukrayna'da yatırım yapmış olan iş insanları da gelmiş; yatırım fırsatları araştırıyorlardı. Trakyasifed üyelerini de orada görmüş olmaktan gurur duymuştum.
İstanbul'dan, Edirne'den iş insanları Bulgaristan'a ve diğer Balkan ülkelerine yatırım yapıyorlar. Üretimlerini o ülkelerde yapıp o ülkelerden dünyaya satıyorlar.
Türk yatırımcılar, Türkiye'de yatırım yapabilecekleri halde neden Türkiye dışında ve özellikle AB üyesi ülkelerde yatırım yapıyorlar acaba?
Bugünlerde Bulgaristan'dan Yunanistan'dan otobüsler dolusu alış veriş turisti geliyor Edirne'ye ve diğer Trakya şehirlerine! Günü birlik alışverişe geliyorlar; neden acaba?
Bu iki sorunun da tek bir ortak bir cevabı var: paramızın değeri!
Türkiye dışında yatırım yapan oranın parası değerli olduğu orada yapacağı üretimden daha iyi kazanacağı için yatırımlarının hepsini Türkiye'de sepetinde riske sokmamak için orada yatırım yapıyor.
Hem Türkiye'de hem de bir Yunan adasında araba kiralama işi yapan bir Türk iş insanı geçen gün şöyle dedi: "Abi, Yunanistan'da pandemi senesinde hiç araç kiralayamadım, Türkiye'de ise gırla kiralıyorum. Türkiye'deki işim ile Yunanistan'daki işimin bilançoların karşılaştırdığımda hiç iş yapmadığım Yunanistan'da daha çok kazanmışım. Olmaz böyle bir şey!" dedi. Evet gerçekten de öyle: "olmaz, olamaz böyle bir şey!"
Yunanistan'dan Bulgaristan'dan günü birliğine gelenler de aynı sebeple Türkiye'ye geliyorlar: paramızın değeri! Kendi memleketlerinde kendi paraları ile daha yüksek bedele/değere alacakları malları Türkiye'de Türkiye'nin parası ile daha az para/değer verdikleri için geliyorlar.
Paramızın değerini ülkemizi, ekonomimizi ve para politikalarımızı yönetenler belirler. İyi yönetim ülkemize yatırımları çekerek ekonomimizi güçlendirir, paramızın değerini koruyarak üretimde kalitenin artmasını, birim üretim bayına daha yüksek kazanmamızı ve refahımızın artmasını sağlar. Kötü yönetim ise yatırımların başka ülkelere kaçmasına, üretimde kalitenin düşmesine, birikimlerimizin değer kaybetmesine, refahımızın düşmesine neden olur.
Yöneticilerimizin iyi yönetici veya kötü yönetici olmasını ise hukukun üstünlüğü ve görevini yöneticiler karşı da yapabilen bağımsız yargı sağlar. Bağımsız yargı hukukun üstünlüğünü yöneticilere karşı sağlayabilen yargıdır. Bağımsız yargı iyi yönetim ve refah getirir.
Yöneticilerimize karşı yargının eli kolu bağlıdır. Bana göre bilimsel olmayan faiz politikası uygulayarak enflasyonu ve ticari kredi faizlerini patlatan, Aralık 2021 ayında milli paramızın değerini yarıdan fazla kaybettiren ekonomi yönetimi; keyfi, görevi ihmal ve ihlal sayılan keyfi yönetimi sürdürebiliyor olmasını sebebi hukukun kendilerine hesap soramıyor olmasındandır. Kendilerine hesap sorulamayan yöneticiler toplumda herkesin her gün yaptığı en küçük alışverişe bile zorla hile karıştırıyor. Birbirimiz ile mal karşılığında para değiştirdiğimiz her alışverişe, her ekonomik ilişkiye zorla hile sokuyor. Türk lirası verenin verdiği değerin bir kısmına (enflasyon yoluyla) gizlice al koyarak azaltıyor ve Türk Lirası ile ticareti hileli hale getiriyor. Toplumsal ahlakı paranın değerini düşürerek bozuyor. Ancak bunu yapanlara yargı ve hukuk hesap soramıyor.
Hukukun üstünlüğü sadece ekonomi yöneticilerine karşı aksamakla kalmıyor; toplumun geri kalanın da da hukukun üstünlüğünü sağlayamıyor. Yargı temel hak ve özgürlükleri, ifade özgürlüğünü sağlayamıyor. Genç beyinlerimiz, başka bir ülkede yaşamın sürdürebileceğini düşünen beyinlerimiz ülkeden dışarıya gidiyor. İçeride kalanlar haraket soruşturmaları, cezalandırma yöntemi haline gelmiş tutuklama kararları ile oluşan korku ortamında yöneticileri eleştiremiyorlar. Ekonomide ve uluslararası rekabette öne geçmenin en önemli yöntemi olan eleştirel ve aykırı düşüncele ile birlikte yenilikçi ve buluşçu iklim ağır bir baskı altında ve gerilemekte.
İşletmelerin birleşmesini ve güç kazanmasını sağlayacak olan birleşmelere ve ortaklık ilişkilerinin geliştirmesini sağlayacak hukuk güvenliği ortamı yok; aile işletmeleri bile küçük bir uyuşmazlıkta zayıflıyor hedge fonlarının eline düşüp heder oluyor; ya da zaman için de yok olup gidiyor.
İşyerlerinde işveren işçi barışını, kaliteli üretim için üretime katılan herkesin olumlu işbirliğini sağlayan kurumlaşma kültürü geliştirmeye hukuk ve yargı yardımcı olmuyor. Çalışanların yüksek kaliteli üretime katkıda bulunup yüksek refahtan daha yüksek pay almasını sağlayan bir düzen kurmak yerine işverenin cebinden bir miktarın çalışanlara aktarılmasında herkes işbirliği yapıyor.
Yargı uygulamaları; endüstri casusluğu, ticari sırların ifşası, yenilik ve buluş haklarının korunması gibi, işletmelerin ekonomik rekabet gücünü belirleyen ve geliştiren hususlardan bi haber gibi; fiiliyatta bunlar sanki hiç yok gibi.
İşletmelerin profesyonel yöneticilere emanet edilmesinin en önemli engeli yargının ve hukukun yetersizliği. Nice zorluklarla oluşturulan işletmeler profesyonellere emanet edildiğinde türlü hile ve dolanla içlerinin boşaltılmasını önleyen bir yargı ve huku sistemi yok. En adi ve yüz kızartıcı suçlardan emniyeti suistimal ve zimmet suçlarında yargı mercileri ne kadar etkin olabiliyor? Etkin olacaklarına zorluklarla biriktirilen işletme varlıklarının etkin olarak korunacağına yargı güven oluşturamıyor.
Kaliteli üretimin en başta gelen tedarik zincirine güveni hukuk değil kişisel güven ilişkileri belirliyor. Sipariş avansını alıp kaçan, taahhüdünü hiç ya da zamanında yerine getirmeyen tedarikçilerle baş edemeyen hukuk sistemi, tedarikçilerin taahhüt ettikleri kalitede ham ve ara madde temin etmelerini sağlamaktan ise tamamen çaresiz.
Ticarette oluşan zararların tazmini, ödenmeyen alacakların tahsili, çalınan çırpılan zimmete geçirilen paraların geri alınması gibi işletmelerin üretimini, rekabetini ve mali gücünü belirleyen birçok konuda yargı görevini yapamıyor. İyi yönetildiğinde 3-4 ayda yüksek isabetle çözülmesi gereken basit davaları bile yıllarca sürdürüyor; hakimler kendilerine ait görevleri çürümüş bilirkişilere delege ediyor. Üstelik de kanuna aykırı olarak. Bir de hem kendilerine hem de bilirkişilere dokunulmazlık zırhı vermişler hiç birisine hesap sorulamıyor.
Bir toplumun ahlakını hukuku ve parası belirler. Yargı siyasetin kontrolüne verilmesi hukuku yerlerde süründürüyor. Paranın değerini düşürmek, değerli para ve madenlere endeksli sözleşme yapılmasını yasaklamak ticarete zorla hile sokuyor ve hileye düşmeden hukuki ilişki kurmak, üretim ve ticaret yapmak mümkün olmuyor. Hukukun hesap soramadığı yöneticiler zorla toplumun ahlakını bozuyor.
Üretimimiz; hammadde + katkı maddeleri + enerji + taşıma + işçilik + yenilikler + marka + yönetim faaliyetlerimizin sonucudur. Ürettiğimiz mal ve hizmetleri pazarlayıp satmakta, satıştan elde ettiklerimiz ile başkalarının ürettiklerini satın almaktayız.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi aynı girdileri kullanarak daha kaliteli üretim yapmak, daha yüksek değer yaratmak ve kazanmak mümkündür. Aynı girdileri kullanarak üretilen bir malın değerini farklılaştıran şey üretimin tabi olduğu hukuk, yargı ve yönetimdir. Yöneticileri hukuk ile denetleyip sınırlandırabilen yargı aynı girdilerle üretilen ürünün değerini artırır. Yargı ve hukukun üstünlüğü aksadığında paramının değeri düşer ve parası daha değerli ülkelerin hammalı haline geliriz.
İşte bütün bunları aşmak için, ister dağda tek başına keçi güden çoban olsun isterse cumhurbaşkanı hukukun üstünlüğünü herkese karşı sağlayan, vatandaşın da devletin de yabancının da güven duyacağı; mensupları bilgili, tecrübeli ve yetkin olan, topluma kaliteli hizmet veren, kendisi hukukun üstünlüğüne en yüksek derecede riayet eden ve tam bağımsızlığı hak ederek koruyabilen daha iyi yargı'ya intiyacımız var.
Daha iyi yargı daha kaliteli üretim demektir.
Daha iyi yargı daha yüksek kazanç demektir.
Daha iyi yargı daha güzel ahlak demektir.
Daha iyi yargı daha ileri demokrasi ve yönetim, güçlü ekonomi, daha yüksek refah demektir.
Derneğimiz bu amaçla Türk yargısını çağdaşları seviyesine getirmek, hukukun üstünlüğünü sağlayarak refahımızın kalıcı olarak artırmayı sağlamak için 9 temel konuda yenilikçi reform önerileri geliştirmiş bulunmaktadır. https://www.dahaiyiyargi.org/adan-zye-turk-yargi-reformu/
Av. Mehmet Gün den izin alınarak yayımlanmıştır