Başarı azim gerektirir, azim ise irade.

“Bazen kuralları çiğnemek lazım. İnovasyon bir maceraya çıkmak

Başarı azim gerektirir, azim ise irade.
“İşinden istifa ettiğinde, o ana kadar ne kadar para kazanmış olman gerekiyor?” anlamına gelen “What’s your number?” şeklinde bir ifade var İngilizcede. Ve özellikle Amerika'da finansçılar bu soruyu doğal bir şekilde birbirlerine yöneltiyorlar.

Geçtiğimiz hafta, Kaliforniya’da yaşayan, 30 yıldır piyano çalan besteci AyseDeniz Gokcin konser vermek için şu an yaşadığım Litvanya’ya geldi.
“Arkadaşlarım bana “What’s your number?”ı sorduğunda bunun cevabını hiç düşünmediğimi fark ettim. İnsan yaptığı işte anlam bulunca ne bu soruyu ne de cevabı düşünüyor.” diye anlattı.

Onunla beraber geçirdiğimiz üç gün boyunca çok şey konuştuk. Ben böyle durumlara “Laf lafı; zihin zihni açtı.” diyorum.

Konuştuklarımızın çoğu sizlerin de seveceğini düşündüğüm konular olunca, bu hafta farklı bir tarz olsun ve bunları sizinle de paylaşayım istedim.

*

“Elimizdeki dördüncü ve beşinci yani yüzük ve serçe parmaklarımız en zayıf parmaklarımızdır. Ama piyanoda da tam tersine sağ el dördüncü ve beşinci parmaklar önemlidir. O yüzden sağ el beşinciye özel eğitim vermek gerekir.” diye anlattı AyşeDeniz.

Vücudumuzun bu işleyişini de şirketlerin/organizasyonların yapısıyla şahane bağlantılandırmış:

“Özellikle zayıf parmaklara verilecek o eğitim beyin-omuz-kol-bilek ve hatta parmaklar arasındaki dengeli dağılımı sağlamak üstüne olur. Bu organların her birininin birbiriyle iletişimde olması ve aynı doğrultuda hareket edebilmesi gerekir.

Belki beynimizi kurucu, omzumuzu bir yönetici veya CEO gibi düşünebiliriz. Oradan bir anda aşağıya çok fazla yük gelirse parmaklar onu tek başına kaldıramaz. Ama bu yük eğer alt kademeye inerken ara kademelerde dengeli dağılırsa nihai sonuç o kadar efektif olur.” dedi.

Haklı değil mi?

*

AyşeDeniz, klasik piyano resitallerinde bazen oluşabilen o muhtemel sıkıcılığı yok ediyor; bunu da piyano çalma becerisine inovasyonu ekleyerek sağlıyor.

Mesela, seyirciyle hep iletişim halinde kalıyor ve seyirciye neyi nasıl çaldığını anlatıyor.
Pink Floyd’un parçalarını yorumlamış; "Liszt veya Chopin olsaydı bu parçaları nasıl çalardı?"yı gösteriyor. Böyle olunca onu dinlerken hem öğreniyor, hem düşünüyor hem de keyif alıyorsunuz.

Şu söylediği bana anlamlı geldi:

“Bazen kuralları çiğnemek lazım. İnovasyon bir maceraya çıkmak ve beraberinde risk almak demek. Ama nerede başarılı olacağını başka türlü göremezsin.”

*

Konuştuklarımızın hangi birini buraya sığdırabilirim bilmiyorum. Fakat hepimizin bağ kurabileceğini düşündüğüm şu noktayla bitireyim:

“Seyirci karşısında çalarken bir hata yaptığımda, hataya odaklanmadan, hiç durmadan devam etmeyi öğrendim.
... ama sonra eve gelip metanetle, o hatanın üstünden yüzlerce kez geçmeyi de." dedi AyşeDeniz.

Onun bu prensibini bir yaşam yolculuğuna yayabildiğimizi farz edin…
İşte, o zaman dönüp dolaşıp, hep yazdığım "grit" konusuna geliriz. Yani uzun vadeli hedefler için duyulan tutku ve bu uğurda gösterilen sebat.

Başarı azim gerektirir, azim ise irade.

Öyle değil mi?


AyseDeniz'i takip etmenizi öneririm.
AyseDeniz Gokcin'in Walt Disney Hall'da orkestrayla beraber çaldığı şu kendi bestesini dinlemenizi / izlemenizi isterim. Ben bunu çok sevdim:

Damla Ömür Tantekin

Founder of D Strategy | Advisor