Almanya'nın küçük İstanbul'u denilen Türk mahallesi Kreuzberg'in sokakları

Balkona bir pankart astık diyor Sevim Hanım üzerinde 'Sadece Cesaret Et' yazan.

Almanya'nın küçük İstanbul'u denilen Türk mahallesi Kreuzberg'in sokakları
Almanya'nın küçük İstanbul'u denilen Türk mahallesi Kreuzberg'in sokaklarında sağda solda rengarenk Türkçe tabelaların ve kulağıma çalınan Türkçe konuşmaların arasında dolaşıyorum. Kimi açık kapılardan avlulara geçip bir anda kendimi Berlin'in meşhur eşsiz arka bahçelerinde buluyorum. Birlikte dolaştığımız arkadaşım "işte bu bina da işgal edilenlerden" deyince 70'li yılların dönüşüm öykülerine daldık. Ve "tanışmak ister misin işgalci Türk kadınlarından birisiyle" diye sorunca benden neredeyse sokağı çınlatan bir "evet" çıktı.

Kitaplardan okuduğum olayı birinci ağızdan dinlemek inanılmaz heyecanlandırdı. Zaten oldum olası başka hayatlar ve asla dinlemekten sıkılmadığım yaşam öyküleri hep ilgimi çekmiştir. Belki insan her birinde kendi yaşamından bir şeyler buluyor, "hah" diyor "o da yaşamış", bazen bunun rahatlığı bazen de şaşkınlığı içerisinde öğrendikçe yeni yaşamları, geleceğe daha mı kolay yön veriyor bilemiyorum, ama asla doyamıyorum yaşam öykülerine, hele de kadın öykülerini dinlemeye.

Hemen aradı, randevulaştık.
Ertesi gün Kreuzberg'de Kottbusser Sokağı'ndaki kafede buluştuk. Yetmişini geçmiş yaşına rağmen -6 derecede, buz tutmuş yollarda bisikletiyle geldi Sevim Çelebi... Hayatı roman, ama biz sadece Kreuzberg'deki işgal olayını konuştuk. Savaş sonrası geçen yıllara rağmen hala yıkık ve harabe binalar, göçmenlerin, düşük gelirlilerin vb. kişilerin kaldığı bir kısmı boş virane evler. Semtte gündeme getirilen evlerin yeniden inşası ve otoyol yapım kararına karşılık, kötü koşullara rağmen evsiz kalmamak için her gün özellikle Alman gençler tarafından protestolar yapılmaya başlanıyor ve evler işgal ediliyor. O günlerde çok genç yaşta olan Sevim Çelebi de 12 Türk kadını ve birkaç çocukla birlikte bir daireyi işgal ediyor. Binaya girdikleri sırada renovasyon yapan işçilerin müdahalesi ile karşılaşıyorlar.
Sevim Hanım "işçinin birisi beni tuttu merdivenlerden aşağı attı. Deri mantom yırtıldı, ama ben hemen toparlandım, koştuk ve arkalarını dönünce eve girip, kapıyı kilitledik. Polisler geldi, zaten polisler gelmeseydi işçiler bizi linç edecekti" diye anlatmaya devam ederken, gözümün önünde sanki o anlar canlandı. O sırada dışarıda 400 kişi destek için toplanıyor. Balkona çocuklar için emzikler, sütler, yiyecek malzemeleri atılıyor. Her yer güvenlik görevlisi saatler süren işgal ve anlaşma ile sonuçlanan heyecan dolu bir süreç. Notlarım çok fazla, detaylar çok ilginç, dinlerken sürüklenip gittiğim bir anı.
Balkona bir pankart astık diyor Sevim Hanım üzerinde 'Sadece Cesaret Et' yazan.

Bugünlük bu kadar, bu ufak tefek yapısına rağmen cesaret dolu yüreğiyle inanılmaz işler başarmış, Almanya'da ilk Türk kadın milletvekili olan Sevim Çelebi'nin o günlere dair hikayesine başka bir yazıda devam edeceğim.

İyi pazarlar...

Dr. Nejla Kılınç, PhD

'Ufuk Planlama' Kurucusu, Şehir Plancısı (A Grubu), Öğretim Görevlisi, Yazar

Resim önizleme