Antioksidanların o büyüleci etkileriyle tanışalı herhalde bir 20 yıl oluyordur.

Adaçayının zihni koruyan ve canlandıran özelliklerini yıllar sonra öğrendim.

Antioksidanların o büyüleci etkileriyle tanışalı herhalde bir 20 yıl oluyordur.
Antioksidanların o büyüleci etkileriyle tanışalı herhalde bir 20 yıl oluyordur. Lise çağlarımda sabahın 5'inde uyanıp, aktardan aldığım "dallı adaçaylarını" uzunca bir bardağın içerisindeki sıcak suya daldırıp, demlenmesini beklerdim. Odamda yaktığım hafif bir tütsü ve adaçayının o demlenirken verdiği kokuyla, yerde anneme diktirdiğim genişçe bir mindere oturup müzik eşliğinde düşüncelere dalardım. Ortalama 1 saat sonunda yaptığım bu "arınma" bana o kadar iyi gelirdi ki, ergenliğin getirdiği o büyük problemlerden belki de bu şekilde kurtulmuşumdur.

Adaçayının zihni koruyan ve canlandıran özelliklerini yıllar sonra öğrendim. Çünkü o zamanlar var olan, gazetelerden kuponla biriktirip aldığımız Brittanica'larda ya da Meydan Larousse'larda çok detaylı bilgiler yazmıyordu.

Beslenmemde hep 3 şeye dikkat ettim bugüne kadar. Tükettiğim şeyler antioksidan zengini mi? + Lif zengini mi? + Protein zengini mi? Bunlara hep dikkat ettim. Yiyeceklerimi günlük olarak değil de, mesela haftalık olarak düşünüp hesapladım. Bu hafta Can çok hayvansal protein tükettin, haftasonu tamamen arın, sebzeli bir Ege haftasonu geçir dedim hep kendime. Öyle de yaptım. O yüzden senelerdir kilom hep aynı. Elbette fiziksel aktivite (yürüyüş/arada egzersiz) ve tutkulu sosyal yaşamın (sevdiklerimle hayal kurmak) da bunlara katkısının büyük olduğunu biliyorum.

Antioksidanların tamamı, neredeyse vücudumuzun tamamına iyi gelen moleküler mekanizmaları tetikliyorlar. Bir çoğu bir çok moleküler mekanizma üzerinde oldukça etkili ama ben genelde polifenollerin beyin üzerindeki etkilerine daha fazla odaklandım. Çünkü beyin demek benim için düşünce demek, üretmek demek, huzur demek, mutluluk demek, birliktelik demek, ülke geleceği demek.

Yıllar önce deneyimlerimden elde ettiğim bilgiler, bilim dünyasında da tartışılmaya başlanıyor. Mesela çok yakın zamanda yayınlanan klinik bir çalışma, aslında liflerle birlikte alınan antioksidanların daha faydalı olduğunu ortaya açıkça koyuyor (https://lnkd.in/dUuZnt8m). Antioksidan düşük dozlarda ama sürekli olarak alınması gereken bileşenler. Yani yüksek dozlarda bir anda almanın bir anlamı yok. Liflerle birlikte almak, tam olarak bu fonksiyonu yerine getiriyor. Yavaşça kana karışmalarını sağlıyor.

Bi de hep dikkatinizi çekmiştir, ülkemize gelen turistlerin (özellikle Avrupa ve Amerika) bizden daha mutlular. Gülüyorlar, doya doya eğleniyorlar. Aslında tüm bu davranış kalıbında yine antioksidanca zengin beslenme davranışı yatıyor (https://lnkd.in/dRuGDMRn). Benzer şekilde fitlik ve cilt güzellikleri de tam olarak buna bağlı.

Eğer mutsuzsak, eğer enerjimiz yoksa, eğer hayata karşı stresimiz çok yüksek ve umutsuzsak kendimiz için bir şeyler yapma zamanımız çoktan gelmiştir. Bu yaz sizden istediğim şeyler var. Tüketebildiğiniz kadar "mor renkli" meyveler tüketmenizi istiyorum. Özellikle #aronya konusunda gerçekten günde en az 250 gram kadar tüketmeniz sağlığınızı açısından çok faydalı olacak.

Can KAYACILAR

  Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok