AMAN!..

"Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Rasûlallah!.."

AMAN!..
AMAN!..
"Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Rasûlallah!.."
(Cuma salâsı ritmiyle: Essalâ tüvesselâ mualeyke yâ Rasûlallah)
...
Kelimeler ne bilsin kalemin ucundan dökülen hüznü!
"Ah"ları mâlâyânî söylenti listelerine girdiğinde, muhâtap bulamayıp uğunakalan yüreğin nefessizliğine hangi alfabe tâkat yetirir?
Kelimeler!
Eskilerden kalmış mânâ kadavraları!
Ölüler diline düşmüş zombi çığlıkları da “söz”, yaratıcı nefesten zuhûra çıkan gayb hazîneleri de…
Biz ise o hazînelerle laf yığınlarını ayırt etmekten âciziz çok defâ…
Hangi "SÖZ" şimdiki Hakk nefesi, hangisi ıssız otağlarda savrulan bir eski rüzgârın tozlu hikâyesi!?
...
“Dünya rüyâsı”ndan uyanma saati çalarken kim kime, kim neye muhtaçtır; dahası, kim kime yoldaştır, gönül hangi sevdâyı mihrap edinmiştir?
Hiç bitmeyecek sanılan sevgililer senfonisinde mukadder saat çalar ve sazlar birer birer susarken, karmakarışık yad yaban sesler sarmaz mı rûhu?
Âşinâ coğrafyalar gurbetleşmez mi?...
...
Herkes için bir an gelir, yönler, ülküler, sevgililer çekilir sahneden; varlık âlemi, farkların anlamını yitirdiği bir karanlık boşluğa döner...
Gönlünden gayrı âşinan kalmaz!
O da, barışmakta geç kalmadıysan duyurur varlığını…
...
Meded "yâ seyyide'l evvelîne ve'l âhirîn…"
*
Cuma mübârek efendim...
Bir yazı görseli olabilir