25 'inci Biyoloji Kongresinin Ardından

Çok güzel bilgiler edindiğimiz muhteşem bir kongreydi.

25 'inci Biyoloji Kongresinin Ardından
Unutulmaz zamanların yaşandığı, çok güzel anıların biriktirildiği gerçekten çok keyifli bir kongre geçirdik diyebilirim. Çok güzel bilgiler edindiğimiz muhteşem bir kongreydi. Bu kadar genç insanla konuşmuşken, size bir şeyler söylemek istiyorum.

Türkiye "olumsuzluklar" ülkesi midir? Türkiye "umutsuzluklar" ülkesi midir? Türkiye istediğiniz bilimsel çalışmayı, istediğiniz teknolojik gelişmeyi, istediğiniz deneysel çalışmaları "yapamayacağınız" bir yer midir? Eğer bu sorulara cevabınız evetse, peki ya bir sonraki adım ne? Bu ülkede "herkes, hiçbir şey yapamaz" diyorsanız, bunca içlerinde umut dolu, gelecek hayali kuran milyonlarca insana bunu mu duyuralım?

Türkiye'nin muazzam doğa güzelliklerini, inanılmaz derece zeki, çalışkan ve azimli insanlarını, bu ülkenin tabiri yerindeyse insan eksen insan çıkacak topraklarını, muhteşem deniz koylarını, dağlarını, ovalarını, göllerini, kuşlarını, Dünya'nın en güçlü tıbbi aromatik ekosistemini, inanılmaz güçlü kültürünü, geçmişini, yaşanmışlıkları hepsini "sırf kendimiz olumsuz düşündüğümüz için" bırakıp gidelim mi? Eğer bunu yapacaksak nereye gidelim? Afrika çöllerine mi? Kuzeyin kemik donduran topraklarına mı? Nereye? Ve neden? Oraya gidince ne yapacağız?

40 yıla yakındır bu topraklarda yaşıyorum. Bu zamana kadar istediğim bilimsel çalışmayı yapamayacak bir ortamla karşılaşmadım. Zorluklar oldu, ama gerektiğinde deney tüplerimi çantama doldurup, başka üniversitelerde çalışmalarımı gerçekleştirdim. Eğer bir kötü varsa, bin iyi var bu ülkede. Sadece onlara ulaşmanız gerekiyor. Bir fikrim olduğunda, beni dinleyecek, benimle birlikte gözünü kırpmadan yürüyecek binler bulabildim. Eğer bir proje geliştirdiysem, ve devletimizden bu konuda desteğe ihtiyacım var dediğimde kazanamadığım bir proje bile olmadı. Desteklenmeyecek bir proje bile geliştirmedim. Hepsi desteklendi. Neden biliyor musunuz? Projelerin sihrinden değil. Projelerime yürekten inanıyordum. Öyle bir inanıyordum ki, gelen hakem olsun, konu hakkında desteğe onay verecek merciler olsun, hepsine anlattığımda "bu çocuğun önderliğinde, BU EKİP bu işi başarır" dediler. Eğer bir mekanda başaramazsa, alırlar çantalarını gider başka bir yerde bu projeyi başarı ile tamamlarlar azmini çok iyi verdik. Öyle de oldu biliyor musunuz? Hem devletimiz her projemizi destekledi, hem de sorunlar çıktığında çözmesini çok iyi bildik. Hepsinin arkasında öncelikle "inanç" ve iyi proje fizibilitesi yatıyordu.

Bu ülkenin azimli, ne yaptığını bilen, projeler geliştiren, geliştirdiği projeleri insanlara anlatan, ilham olan, güçlü-girişken ve her daim pozitif motivasyonla ilerleyen, negatiflerin o yayılıcı gazını, kuvvetli dalgalarla yerle bir eden gençlere ihtiyacı var. Bu ülkenin bilime, yeni projelere, yeni araştırmalara, bu ülkenin umut yayan, umudu büyüten, umudu güçlendiren gençlere ihtiyacı var. Bırakıp gitmek ya da hayıflanmak çözüm değil. Umudun, azmin, birlikteliğin, gülümsemenin gücünü kullanarak bu ülkede yapamayacağınız tek bir şey bile yok biliyor musunuz?

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok