Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0 1973
Editor Haziran 18, 2020 0 1956
Editor Temmuz 1, 2020 0 1951
Editor Temmuz 4, 2020 0 1949
Editor Haziran 15, 2020 0 1931
Editors Ocak 13, 2025 0 257
Editors Ocak 12, 2025 0 391
Editors Ocak 12, 2025 0 379
Editors Ocak 12, 2025 0 323
Editor Ocak 10, 2022 0 259
İşte teknoloji kullanımında yanıtı merak edilen soru:
Editor Aralık 30, 2020 0 462
Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Özdemir: “Gereksiz ön yargıları yıkmak çok önemli.”
Editor Ocak 1, 2021 0 388
Diyetisyen Yusuf Öztürk, yılbaşı akşamı doğru beslenmenin ipuçlarını paylaşıyor.
Editor Kasım 12, 2020 0 332
Düşmanı tanımak, strateji geliştirmeyi kolaylaştırıyor
Editor Mart 19, 2020 0 337
John Hopkins Üniversitesi'nin son verilerine göre, Çin dışında 100.000'den fazla...
Editor Aralık 23, 2021 0 550
iktidarın tavrı, bu yaz yaşadığımız orman yangınları ile mücadeledeki tavrına benziyor.
Editor Mart 7, 2020 0 354
Yeni bir dünya kuracak, kendime yeni bir yol çizecektim.
Editor Temmuz 17, 2021 0 438
Aleyna Nur İli de gümüş madalya kazanarak, Milli Takım seçmelerinde yeniden yarışma...
Editor Kasım 18, 2020 0 351
Dr. Bahar Eriş bu kitapta kendini gerçekleştirmenin beş katmanını anlatıyor
Editor Ocak 3, 2022 0 288
Kış mevsimini vurgulayan yeni şişe tasarımı, kış aylarında tüketicileri su içmeye...
Bu belgeden size bir kaç çarpıcı veri sunmak istiyorum. Türkiye'de en çok üretilen tıbbi ve aromatikler haşhaş, kimyon, anason, kekik, gül, nane gibi bitkiler.. En çok doğadan toplanan ise Defne..
Türkiye tıbbi ve aromatik bitki bakımından öyle düşünüldüğü gibi çok da zengin bir ülke değil diğer büyük üreticilere kıyasla.. Çin'de mesela medikal amaçlı yetiştirilen 4000'in üzerinde tür var. Türkiye'de ise bu sayı 500..
Size yine bilmenizi istediğim farklı bir bilgi vereyim. Türkiye tıbbi ve aromatik bitki ekim "sahası" olarak Dünya 2.si. Birincisi ise Hindistan.. Ama aramızdaki fark az değil. Tam olarak birinci ile yani Hindistan ile aramızdaki üretim saha farklı 20 kata yakın.. Yani Hindistan yanında oldukça küçük bir üretim sahamız var.
Türkiye yine tıbbi ve aromatik bitki olarak nitelendirilen ham maddeler arasında 8 kata kadar bir fark var. Yani Hindistan bizden 8 kat daha fazla üretiyor. Aslında saha ve verim bakımından mantıksal olarak değerlendirdiğimizde iyi bir yerdeyiz. Ama yine de ulaşmamız gereken mesafe oldukça fazla.
Tamam, biz ülke olarak üretiyoruz.. Ama ürettiklerimizin kalitesi, ne ürettiğimiz, ürettiğimizden ne elde ettiğimiz, katma değer yaratmamız.. Bu konularda işte inanılmaz derecelerde fazla kat etmemiz gereken yol var. Zaten raporda da bundan bahsediliyor.
Şimdiye kadar bahsetmediğim (üretim kıyas hacminin azlığından dolayı) Amerika ürettiği tıbbi ve aromatik bitkilerden 72 milyar dolar gelir elde etmişken, yani 72 milyar doları ülkesine kazandırmışken, Türkiye bunca üretime karşın sadece bu konuda 0.37 milyar dolar kazandırmış.
Demek ki burada başka bir şey yapmamız gerekiyor. Bir şeylerin bu durumda problematik gittiği aşikar değil mi? Problemin ne olduğunu bu zamana kadar hep söyledim. Yüksek katma değerli ürün.. Standardize ürün.. Tağşişsiz, içeriği zengin ürünler yapmamız lazım. Türkiye'de tıbbi-aromatik bitkilerdeki ürünlerin kirliliğinin önüne geçmeliyiz. Siz de mutlaka rastlamışsınızdır, elde edildiği hammaddenin kendinden daha ucuz bir litre o ürünün yağı satılıyor ülkemizde.
Tüm bunların önüne geçip, tıbbi-aromatik bitkilerden "aktif-standardize bileşen" üretimine geçmek durumundayız. Bu üretimlerin tamamını "süperkritik ekstraksiyon teknolojisi" ile yapmalıyız. Formülleri hep burada paylaşıyorum. Eğer esansiyel yağ içeren bir bitki ise öncelikle esansiyel yağı süperkritik karbondioksit ile almalı, geriye kalan posadan örneğin çok az bir etanol (%10) girişi ile tüm polifenolleri yine aynı bitkiden ekstrakste etmeli ve son ürüne gitmeliyiz.