Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Ekim 31, 2024 0
Editor Ekim 30, 2024 0
Editor Ekim 9, 2024 0
Editors Eylül 29, 2024 0
Editor Mart 6, 2021 0
Pandemi Döneminde de Hız Kesmeden Devam Ediyor
Editor Haziran 9, 2021 0
“Fuarımız önemli fırsatlar sunuyor”
Editor Ağustos 8, 2021 0
Özgün bir eğitim programı ile değer üreten hekimler yetişecek…
Editor Ağustos 1, 2021 0
Burun şekli hastaya özgün şekilde düzeltilmeli
Editor Nisan 28, 2020 0
Sahurda, pratik ve doyurucu yiyeceklerle sağlığınızı ve formunuzu koruyun.
Editor Nisan 8, 2020 0
Her yönüyle sıra dışı bir karakter
Editor Mart 25, 2021 0
Makam arabası sevmiyorum. Yabancı makam arabalarının hepsini sattık” dedi.
Editor Aralık 28, 2020 0
Digitürk 161. kanalda yayınlanan CBeebies’te Ocak ayında yer alacak yapımlar
Editor Mayıs 5, 2020 0
Sahur öğününde hangi besinler tüketilmelidir?
Editor Temmuz 6, 2021 0
2022 sonu tüketici enflasyonu tahmini yüzde 10.5'ten yüzde 11.5'e yükseldi.
Bir gün canı yaprak döneri çok çekmiş. Babasının isteğini fark eden oğlu, almış babasını ve güzel bir lokantaya götürmüş...
Baba, yemeği önce kendisi yemek istemiş... Ancak yaşlılığın verdiği zayıflık sonucu elleri titrediği için lokmayı ağzına götürmek istediği her seferinde üzerine dökmüş, yağı sakalına damlamış.
Lokantadaki insanların bakışları da pürdikkat onların üzerindeymiş... Aşağılayıcı bakışlar, alaycı tavırlar, surat ekşitmelerle arada bir yaşlı babaya bakıyorlarmış. Bir süre sonra oğlu sabır ve itina ile lokmaları babasının ağzına koymaya başlamış...
Nihayet yemek bitmiş ve oğlu babasını alıp lavaboya götürmüş, elini-yüzünü iyice yıkamış, üstünü-başını silip temizlemiş, saçını-sakalını düzeltip taramış, gözlüklerini silip gözüne takmış, ardından da koluna girip dışarı çıkarmış.
Lokantada bulunanların hakaretamiz bakışları hâlâ onların üzerinde. Hiçbir bakışı umursamayan çocuğun ise yüzünde hep tebessüm varmış, babası çok sevdiği yemekten yiyip lezzet aldığı için...
Yemek parasını ödeyip çıkıyorlardı ki, arkalardan yaşlı bir amca seslenmiş.
– Hey evlat, burada bir şey bıraktığını unutmadın mı?
Az düşündükten sonra çocuk cevap vermiş.
– Hayır, masada bir şey bıraktığımı sanmıyorum!
Yaşlı amca:
– Hayır evlat, yanılıyorsun. Sen burada çok değerli bir şey bırakıp gidiyorsun!
Şaşkınlık içinde:
– Ne bırakmışım ki amca!
– Sen burada, her evlat için bir ders ve her baba için bir umut bırakıp da gidiyorsun!...
Tam bir sessizlik hâkim olmuştu salona... Herkes yaptığından, düşündüğünden utanç duyuyordu...
Unutmuşlardı bir an, her sıkıntıda babalarına sığındıklarını:
– Baba! Şunu istiyorum.
– Baba! Bana şunu al.
– Baba! Şu okulda, şu üniversitede okumak istiyorum, şu kadar harç gerekiyor.
– Baba! Okul masrafları için şu kadar para lazım.
– Baba! Falan şehre gezmeye gitmek istiyorum, para ver.
– Baba! Doğum günümde bana ne aldın?
– Baba!...
– Baba!...
Ama bir defa olsun dememişlerdi sanki:
– Yanımdasın ya baba, benim için her şeye değer ve yeter!...
– Babam! Senin yanında olmak benim için bir dünyadır...
Hep sahip olmak istediklerimizden söylenip durduk, yokluklarımızdan sitem edip şikâyetçi olduk... Ama belki de hiç sormadık ona:
– Baba! Senin benden bir isteğin var mı?
Çoğumuza sormuşlardır kesin çocukluğumuzda, "Anneni mi çok seviyorsun, babanı mı?" diye. İlk başta "Her ikisini." desek de az ısrar sonucu utanarak, sıkılarak kısık sesle, "Annemi." diyorduk; buna rağmen baba içindeki acıyı bize hissettirmeden tebessüm ediyordu. Kim bilir, belki de herkesin yanında utanıyordu...
Ama bir gün gelir de kayıp giderse elinden, aile fertlerinin güzel yaşaması için ne tür zahmetlere katlandığını işte o zaman anlarsın.
Cennet ayaklarının altında olmasa da...Tüm BABA olanların günü kutlu olsun....