Kendine Mektup Yaz! Bu bir takım çalışması oyunu. İşiniz için bunu nasıl kurgulayacağınızı anlatacağım. Bilindik bir mektup tarzı gibi olmayacak.

Mektup yazan kişi kendisine hayali bir müşterinin ağzından mektup yazar. Her mektupta müşteri üzerinde olumlu bir etki bırakan üç çalışan davranışı anlatılmalı ona vurgu yapılmalıdır. Bu mektup, davranışın müşteri üzerindeki etkisini ortaya çıkarıcı bir çalışmadır. Amaç, kişilerin çabalarını sürdürmeleri için motive etmek ve odak noktasının belirlenmesinin sağlanmasıdır.

Çalışma bölümü: Müşteri Hizmetleri, Eğitim (öğretmenler odası), Banka ...gibi müşteri ile birebir ilişki içinde olan hizmet sektörlerinin çalışma departmanları olabilir.

Süre: 3 saat,

Katılımcı sayısı: 20 kişi olduğunu farz edelim.

Uygulama:

Belirlenmiş mektup şablonunu dağıtın.

Çalışanlarınızdan müşterileriyle aralarında yaşanan etkileşimi düşünmelerini ve şablondaki boş yerleri, bir müşteri gibi doldurmalarını isteyin. Gerektiğinde yazılı sözcükleri değiştirebilirler.

Katılımcılara mektup yazma için için 15 dakika süre verin. çalışma sonunda mektuplar yüksek sesle okunacaktır.

Sonuç ve değerlendirme:

Mektuplar dinlenir ve üzerinde tartışılır. Müşterilere daha etkin hizmet etmenin sayısız yolu olduğu keşfedilmiş olunur.

Bizler genelde şikayet ederiz çok az sayıda takdir mektubu alır veya gerekli anketlere katılırız.

Bu çalışma, dış kesime yönelik yapılsa da aslında bunun çalışan personeli tanımak amacıyla iç iletişim de çok kullanılan bir yöntem olduğunu unutmayalım.

Mektup Şablonu

Sevgili ..........................,(çalışılan yer veya hizmet alınan yerin adı)

Bana....................................................................................................... (ne zaman, hangi olay) ile ilgili sağlamış olduğunuz hizmet için size teşekkür etmek istedim.

Bana şu konularda şu şekilde yardımcı oldunuz. Öncelikle siz ..............................(davranış,eylem). Bu, ..............................................................................................................(etki).

Aynı zamanda sizin....................................................................................(eylem) takdir ettim. Sizin............................................................................(müşteri hizmetleri becerisi, ya da çalışılan alan her ne ise..), kendimi değerli biri gibi hissetmemi sağladı.

Son olarak,...........................................................................(eylem) için de teşekkür etmek isterim.

.........................................................(etki) açısından büyük bir fark yaratacağına eminim.

Başarılarınızın devamını dilerim,

Saygılarımla,

(müşterinin adı)

FİLM ÇEKİM TEKNİKLERİ HAKKINDA BİR VİDEO

Ben film seyrettikten sonra arka planda neler yapılmış bunları araştıran ve öğrenmeyi seven biriyim. Geçmiş senelerden Oscar ödülünü Parazit filmi almış ödül Güney Koreye gitmişti. Çok ürpertici bir film ama onunla birlikte beni asıl etkileyen 1917 olmuştur. Tarihi filmleri daha çok önemserim.1. Dünya savaşı sırasında 2 ingiliz askerin bir yerden bir yere mesaj göndermesini anlatan film. Durağan bir film çok hareket yok ama ilgi çekici.

https://www.youtube.com/watch?v=f-LYCQ_T9Qo

Linkteki video filmin tek plan çekim tekniğini anlatan bir kesit. Bilmediğimiz detayları görmek heyecan verici.

"Filme gitmeden önce" güzel bir platform. 1917 adlı film tek plan tarzında çekilmiş. Yani kamera kayda giriyor ve filmin süresi 1 saat 59 dakika boyunca hiç kesme yokmuş.

Film severlere notum olsun. Bu açıdan bir kere daha seyredilsin.

ATATÜRK VE MU KITASI ARAŞTIRMALARI

Türklerin kökeni hakkında oldukça geniş bir araştırma yapan ve bunu gizli bir şekilde yürütmek isteyen Atamızın bilgileri Sinan Meydan'ın Mu Kıtası adlı eserinde geniş çaplı yer alır. Bu konu hakkında bir çok makaleler yazılmış olup halen de araştırmaları devam etmektedir.

Bununla ilgili Mu kıtası serisi halinde Yazar James Churchward ‘ın kitapları bende de var. Ayrıca okuduğum makaleler arasında en çok buradaki kaynakçaları araştırmıştım. Mitoloji ve Tarih sevenlere gelsin.

Makale: Bahadır İkican Bursa Uludağ Üniversitesi - 2019

https://www.researchgate.net/publication/374420178_Turklerin_Kokenleri_Baglaminda_Mu_Kitasi

Bir de bu alanda hazırlanmış bir video var. O da merak uyandırıcı:

https://www.youtube.com/watch?v=lTNxiVf0t5c

Paylaşırım kısmı sona ermiştir.

ANLATIRIM:

Rekabet her alanda var, ama önemli olan bu rekabeti olumsuz bir durum olarak görmemek. Bu yazıda, rekabete nasıl bakmalı ve ondan nasıl faydalanabileceğimize göz atalım. Aradaki soruları okurken kendinize sormayı unutmayın.

Önceliğimiz rakiplerimiz.

Rakiplerinizin neler sunduğunu inceleyin. Onların eksik bıraktığı alanlar sizin için birer fırsat olabilir mi?

Siz kimlere hizmet veriyorsunuz?

Rakipleriniz de sizin gibi aynı hedef kitleye mi hitap ediyor?

Rakipleriniz hangi yolları izliyor? Bu yöntemler etkili mi görünüyor?

Şimdi kendinizi müşterinizin yerine koyun ve düşünün.

Rakibinizin hizmetlerinden siz faydalanıyor olsaydınız, deneyiminiz nasıl olurdu?

Sonra kendinizi konumlandırın

Daha önce aynı işi uzun süredir yapan ve başarılı olan biriyle aynı alanda mı mücadele ediyorsunuz? Eğer öyleyse, farklı nasıl bir yaklaşım geliştirebilirsin?

Sunduğunuz hizmetleri nasıl fiyatlandıracaksınız? Piyasa da öne çıkmak için hangi odak noktalar üzerinde çalışmalısın?

Tüm bunlarla birlikte değer katın ve fiyatınızı belirleyin.

En az 5 rakibi inceledikten sonra fiyatlandırmayı neye göre belirlediniz?

Coğrafi konumunuz fiyatı etkiliyor mu? (Örneğin, İstanbul'da talep edebileceğiniz ücret, Mersin’den farklı olabilir.) Yıllar önce alanında çok iyi bir uzman ve benden de gayet iyi miktarda para kazandığını söyleyebilirim bana telefonda şu soruyu sormuştu: Anadolu da nasıl iş yapıyorsunuz taktik verir misin? Sadece İstanbul ve yurt dışı olmuyor.

İçimden dolar bazında para kazanan birinden bunu duymak tuhaf gelmişti.

Sunduğunuz hizmete göre fiyat yukarı ya da aşağı mı inebilir? Aradaki skalayı belirlediniz mi?

En önemlisi markana yani bir anlamda kendine sadık kalmak!

Kendinizi lüks bir marka olarak konumlandırıyorsanız fakat düşük fiyat teklif ediyorsanız, markanıza sadık kalmıyorsunuz demektir. Başarılı olmak için illa ki rakibinizi geçmeniz gerekmiyor, Rekaaeti değerlendirmek önemli ve kendinizi geliştirmek ve farklılaşmak işin en önemli püf noktasını oluşturuyor.

Başarılı bir iş stratejisi oluşturmak için kendinize sormanız gereken bazı soruları ele alacağız.

Okurken düşündüysek şimdi deftere not alma zamanı:

• Rakiplerinizin Fark Edilemeyen Fırsatları: Rakiplerinizin hizmetlerinde hangi boşluklar var? Bu boşluklar sizin için bir fırsat olabilir mi?

• Ortak Pazar mı, Farklı Hedefler mi? Siz ve rakipleriniz aynı pazara mı hizmet veriyorsunuz?

• Rakiplerinizin Taktikleri: Rakipleriniz hangi pazarlama yöntemlerini kullanıyor? Bu yöntemler etkili görünüyor mu?

• Rakibin Müşterisi Olmak: Rakiplerinizin müşterisi olsaydınız, iş yapma deneyiminiz nasıl olurdu?
• Başarılarının Sırrı: Rakipleriniz fırsatları nasıl buluyor? Siz de onlardan öğrenebileceğiniz ve işinizi geliştirmenize yardımcı olacak ipuçları var mı?

• Yenilikçi Olmak: Daha önce başarıyla uygulanmış bir stratejiyi tekrarlamak yerine, kendi benzersiz yaklaşımınızı geliştirme üzerine projenizi başlatın.

• Fiyatlandırma Stratejisi: Ne kadar ücret talep edeceğinize piyasa mı karar veriyor? Benzer işleri yapan diğerlerine göre mi kendinizi konumlandırmalısınız, Yoksa sunduğunuz hizmete göre değişen bir fiyatlandırma mı tercih etmelisiniz? Fiyatınızı belirlerken rakiplerinizi incelediniz mi? Coğrafi konumunuz fiyatı etkiliyor mu? Sunduğunuz hizmete katma değer sağlayarak fiyatları yükseltebilir misiniz?

• Marka Değerinize Uygun mu? Kendinizi lüks bir marka olarak konumlandırıyorsanız, düşük ücretlerle çalışmak markanızın değerini zedeler. Bulunduğunuz alanı

Bu soruların cevaplarını bulmak, işletmenizi farklılaştırmanıza ve pazarda güçlü bir konuma sahip olmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, rekabet etmek yerine birlikte büyümeyi hedeflerseniz, başarıya giden yol daha keyifli ve kazançlı olabilir. Kendinize zaman ayırın. Rakiplerinizi tanıyın, güçlü ve zayıf yönlerini öğrenin. Siz benzersiz olun ve müşterilerinize katma değer sunun.

Anlatırım kısmı sona ermiştir.

YAZARIM:

Bu yılın son çeyreğine girmiş bulunuyoruz. 24 mazruf içinde yer alan “yazarım” bölümü 3 eş parçadan oluşuyor. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek … Okuduğunuz –eğer yazıyorsanız defterinize- bu bölümde birlikte ilerlediğimiz tüm çalışmalar aslında gelecekte olmak istediğimiz ben’e bir yolculuktu.

Hatırladık, kendimizle hemhal olduk bu son 3 ay içinde de hayallerimizi dönüştürelim istiyorum. Bunun için dönüşmeden önce biraz değişmemiz gerekecek. Öyle ya… o sevim kokladığımız üzerinde kimseye söz hakkı vermediğimiz konfor alanımızdan “haydi adım attım da çıktım ben” ile ilgili bir şey de değil aslında. Kendimizde değişmesini istediklerimizin bir  planı var. Gelin onu sıfırdan değiştirmek yerine dönüştürelim ki yolculuk vakti geldiğin de kapının aralandığı kendiliğinden anlaşılsın.

Bakalım Peterson bize bu bölüm ile ilgili neler söyleyecek?

Bir soru vermiş bize: “Hayatınızı sizin için en iyi olacak şekilde düzenleyebilseydiniz nasıl olurdu? Üç ila beş yıl sonrası için ideal geleceğinizi tasarlayın. Yaşam stratejinizi belirleyin, Geleceğinizi 8 Hedefe Bölün ve Hedeflerinizi Ayrıntılandırın”. Bu bölümde bunlara zaman ayıracağız.

Geleceği yazma alıştırmasının her biri birkaç adımdan oluşan 2 farklı aşaması vardır.

Aşama 1'de genel olarak hedefleriniz hakkında yazmanız gerekir.

Aşama 2'de, bu hedeflerin niteliğini belirleyecek ve netleştirecek ve strateji oluşturmaya başlayacaksınız.

Süreci iki veya daha fazla ayrı günde tamamlamanızı öneririm. Diğer bölümlerde de öyle yapmıştık. Tüm alıştırma yaklaşık iki buçuk saat sürüyor.

İlk gün 1. Aşamayı tamamlayıp ikinci gün 2. aşamayı tamamlayabilirsiniz. Konsantre olmanız ve nispeten acele etmediğiniz zamanlarda tamamlamaya çalışın. İşlem sırasında kalkıp dolaşmak için 5-10 dakikalık kısa bir mola vermeniz gerekirse, bunu yapın. Unutmayın bunlar sadece sizin hayalleriniz ve bu çalışmanın bir başkası tarafından okunması, hayallerin karşılaştırılması beklenmiyor.

İdeal Gelecek Alıştırması

Büyük Amerikalı psikolog William James, düşüncelerini yazana kadar ne düşündüğünü bilmediğini söylüyor. Ne yazacağını bilmediği zamanlarda aklına gelen her şeyi yazıyormuş. Sonunda fikirleri daha netleşmeye başlamış. Ben de genellikle bu tekniği kullanırım. Aklınıza ne gelirse yazın. Cümle yapısı, imla veya dilbilgisi hakkında çok fazla endişelenmeyin. Daha sonra düzgün cümleler yazmak için bolca zamanınız olacak. Yazdıklarınızı eleştirmekten kaçının. Hatta bir süre okumayın.

19. mektupta Kardeş PAYının konuları.

(P) Papatya’nın 10.köyü

(A) Kişisel marka patchwork çalışması

(Y) Gelecek için bugünden sorular

ile devam edecek. Görüşmek üzere...

Bahar5er