Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0 1973
Editor Haziran 18, 2020 0 1956
Editor Temmuz 1, 2020 0 1951
Editor Temmuz 4, 2020 0 1949
Editor Haziran 15, 2020 0 1931
Editors Ocak 13, 2025 0 257
Editors Ocak 12, 2025 0 391
Editors Ocak 12, 2025 0 379
Editors Ocak 12, 2025 0 323
Editor Şubat 15, 2020 0 452
Hayatla Geçinmeyi Seçtim”
Editor Mayıs 29, 2021 0 358
Aston Martin Turkey Showroom’larında yeni sahipleri ile buluşacağını müjdeledi.
Editor Şubat 26, 2020 0 402
Diş hassasiyetinin, yetişkin nüfusta rastlanma oranı
Editor Ağustos 5, 2021 0 451
, Olimpiyat tarihinde ilk ve son kez düzenlenen karatede erkekler -67 kiloda mücadele...
Editor Mayıs 12, 2020 0 342
Robert Malley "Huzursuzlukların yaşanacağı bir dönemin başındayız" diyor.
Editor Aralık 6, 2020 0 329
Pandemi sürecinde okul ve hayat başarısı için dikkat!
Editor Mart 30, 2021 0 453
Evdeyken Öğrenmeye Özel Eğitici Set: Little Learners Education Block
Editor Eylül 24, 2021 0 290
Türk kahvesi keyfini yeniden tanımlıyor
Editor Temmuz 22, 2021 0 793
Kimi can gibi sever bir selâm verdiğini Çünkü her bir merhaba bütün insanlık...
Editor Haziran 3, 2021 0 349
Bristol kentindeki bulunan Rolls-Royce’un sınama tesisi Testbed 108'de gerçekleştiriliyor.
Pazarda ürün satan köylü kadının tepesine dikilmiş, gür sesiyle üç kere yineledi sorusunu. İyi giyimli, bakımlı görünümlü bir beyefendi.
“İncir kurusu kaç kuruş!”
“Otuz lira” diye cevap vermişti oysa, beyefendinin her soruşunda köylü kadın.
“Bu paraya incir kurusu mu olur, indir indir!” Dedi beyefendi.
Titrek sesiyle cevap verdi kadın;
“Yaylalardan topluyorum. İki üç kök incir ağacım var. Ayağım aksıyor, zorlanıyorum ama çocuğumun okul masrafını çıkarmak zorundayım. Kilosunu 25’ten vereyim” dedi.
O sırada telefon geldi beyefendiye, uzun uzun aldığı villanın güzelliğinden bahsetti karşısındakine. Mangal partisine davet etti.
Ben iki metre ötede işi gücü bıraktım onları takip ettim.
Elimde değil. İnsanlara böyle üstten bakanlara tahammülüm yok.
Köylü kadının önünde hepi topu iki poşet incir kurusu vardı. Başka da bir ürün yoktu. Tabiri caizse, sığıntı gibi, bir pazarcının yanına gelmiş oturmuştu. Belli ki o iki poşet incir kurusu parasına ihtiyacı vardı.
“20 liradan ver de bir kilo alayım” dedi adam gür sesiyle.
“Valla gurtarmaz abim” dedi kadın, “çocuğumun eğitim ihtiyacı olmasa gelmezdim buralara. Uzaktan eğitim mi neymiş; batasıca. Ders yapması lazım. Bilgisayarı yok. Ortada kaldık.”
Çıkardı cebinden 20 lira uzattı kadına adam.
“Kurtarır kurtarır, bir kilo ver hele sen” dedi.
“Merhaba” diyerek yanaştım tezgaha.
Tezgah dediğime bakmayın. Kadın yere bağdaş kurmuş oturmuş, önünde de iki şeffaf poşette incir kurusu.
“Ne zamandır böylesi güzel kurutulmuş incir görmemiştim. Kaç kilo var elinizde” diye sordum kadına.
“İkişerden dört kilo var kızım” dedi kadın.
İkiyüz lira çıkardım verdim kadına.
“Hepsini alıyorum” dedim.
“Bu çok fazla, kilosu 30 lira” dedi kadın.
“Çocuğunuza alacağınız bilgisayara katkım olsun bacım” dedim.
Apışıp kaldı iyi giyimli beyefendi.
Bütün pazar paramı kadına verdim. Helali hoş olsun.
Aldım poşetleri elime çıktım pazardan.
Bir hafta sebze meyve yemezsem ölmem ya...
Sevgiyle kalın..