ESKİMEYEN DOĞALLIK: SABUN
Sağlığımızı ve çevremizi korumak için doğallıktan vazgeçmemeliyiz.
Günümüzde ve geçmişimiz de hoş kokusundan, temizleyici özelliğinden dolayı vazgeçilmez temizlik ve bakım ürünü olmuştur.
Bilimsel olarak sabun; bitki ve hayvan yağlarından elde edilen, sodyum ve potasyum tuzlarından oluşan, uzun zincirli organik yağ asitlerinden elde edilen ve güçlü alkali maddelerle belirli oranda karıştırılıp üretilen bir maddedir.
Sabun molekülleri bazik özelliğinden dolayı; kirleri çok kolay temizler ve yüzeyleri de su eklendiği zaman yumuşatarak kirin daha kolay çözünmesini sağlar.
Geçmişte sabun içeriğine; odun külü, doğal yağlar, bitkisel yapraklar ve kum kullanılarak üretilmeye başlamıştır. Günümüzde ise daha geleneksel yöntemlerden uzaklaşarak fabrikalarda ki makineler ve kimyasal maddeler devreye girmiştir.
Tarihçesi
Sabunun geçmişi M.Ö. 6.000 ‘li yıllara kadar uzanmıştır. Zamanla günlük yaşantımızın bir parçası olan sabunlar tarih içerisinde kimi zaman değerli bir temizleme aracı kimi zamansa ilaç olarak da kullanılmıştır.
Sabunla ilgili ilk keşiflerden biri de kil tabletleridir. İçerisinde yağ ve potasyumdan oluşan kalıntılar saptanmıştır. Buna benzer sabun; çok
geçmişe dayalı olduğu için birçok efsane de sabun ile ilgili bilgiler günümüze kadar gelmiştir.
Özellikle Roma döneminde kadınların en çok kullandığı temizlik maddesi Sabun olmuştur. Ayrıca o dönemde hoş kokularından dolayı kadınların gözdesi haline gelmiştir.
1840’lı yıllarda Michel Eugene Chevreul Avrupa’nın en ünlü Fransız Kimyager’lerinden biriydi. Yağ asitleri üzerine çalışmalarıyla sanat ve bilim alanlarına yol göstermiştir. Margarini keşfederek; hayvansal yağlar ve tuzdan yapılan sabununun ilk şeklini ortaya atan bilim adamıdır.
Sabun Üzerindeki çalışmalarI ve başarılar günümüzde de etkisini sürdürmektedir.
Yani bilim adamlarımızın ve birçok araştırmanın sonucu sabun için yağ asitlerinin önemi çok fazladır. Çünkü sabunu oluşturan asıl mevzu bu yağ asitlerini kapsıyor. Yağ asitlerini ve birçok kimyasal türü (oleik, butirik ,kaprojk ve kaprik asit,stearik asit, kolestrol ve gliserin ) ayrıştıran ilk kişi; gene Fransız Kimyager Chevreul’dur.
Faydaları
Sabunu sadece kirlerden arındırıp, temizleyici olarak kullanılmaz. Sabunun en önemli hususu sağlığa ve birçok hastalığa fayda sağlamasıdır. Eski çağlarda ilaç olarak kullanılan sabun, böcek ve sinek ısırığında, kaşıntı, egzama, doğum lekeleri, cilt lekeleri, bel veya sırt ağrısında, ağrı kesici ve kaşıntıyı durdurucu çok büyük etkilere sahiptir. Çünkü sabunun doğallığı gereği üzerinde bakteri durmaz ve oldukça uzun ömürlüdür.
Bitkisel olarak üretilen sabunlar daha az kimyasal oluşumundan dolayı, emziren anne, bebeği olanlar için tam bir kurtarıcıdır. Çünkü elinizi herhangi bir kimyasal ile temizlediğiniz de; elinde ne kadar temizlendiğini düşünseniz de kalıntı olarak kimyasallar kalır. Ve cildinizdeki bu kimyasallar hem size hem bebeğinize zarar verir. Bu yüzden organik sabun kullanılması gerekir. Sağlığımız ve çevre sağlığımız için bu çok önemli bir husustur.
Şuan günümüzde hem bitkisel hem hayvansal olarak üretilen yağ asitlerinden oluşan kimyasallar kullanılarak; kimyasal ve organik sabunlar üretilmektedir. Bizim tercihimiz daha çok doğal sabunlardan yana olmalıdır. Tabii ki bu sabunların; PH değerlerini inceleyerek hem cilt hem de yaşınıza uygun sabun tipini seçmelisiniz. Aksi takdir de cilt hastalıklarına, tahrişlere ve kaşıntılara yol açabilir.
Güvendiğiniz yerlerden cilt tipine ve PH değerlerine bakılarak seçtiğiniz katı veya sıvı sabunları hem bakımı hem temizleyici olarak gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
En Sağlıklı Sabun Üretimi –PİRİNA
Araştırmalar gösteriyor ki; eskiden yağlar kaynatılarak, arap sabunları ve katı sabunlar üretilmiştir. Günümüzde çok fazla yaygın olarak kullanılan sabun; en doğal üretimin pirina ile olduğunu düşünüyorum. Çünkü zeytin, zeytincilik ve zeytin ağaçları, zeytin çekirdekleri çok önemli doğal kaynaklarımızdır.
Pirina zeytinin, sıkıldıktan sonra içerisinde bir miktar yağ ve su kalan posadır. Pirina yağı üretiminde kullanılan pirina, önceki tarihlerde sadece
sabun yapımında kullanılmaktaydı. Teknolojik gelişmeler sayesinde pirina ikinci bir ekstrasyon sayesinde pirina yağı üretimi yapılmaktadır.
Pirinalar sabun üretimin de hammadde olarak kullanılır. Zeytin ağaçlarından toplanan zeytinlerin, sıkıldıktan sonra oluşan yağlardan sabun üretimi yapılabilir. Ve bu yöntem en sağlıklı yöntemdir. Sabun da üretim aşamasında kullandığımız numuneler çok önemlidir. Yağ asitleri, baharatlar, pigment renkleri oluşturan yapraklar, kokular ne kadar doğal olursa ürün o kadar organik ve çevreci olur.
Sabunun Doğallığının Belirlenmesi
Genelde bildiğimiz bir gerçek vardır ki; doğal ürünlerin çok hoş kokuları olmaz. Bir sabunun rengi çok canlı renklere sahip ise veya parfüm kadar hoş kokulu ise doğallıktan uzaktır.
Fakat şu faktör çok önemlidir ki; sabunun içinde ki kostik (NaOH) madde sabunu beyazlaştırabilir. Örneğin; Sabun içerisine Isparta ‘ da üretilmiş doğal gül veya gül yağı, gülkurusu bitkileri eklersek çok hoş kokulu ve
pembemsi bir organik sabun üretmiş oluruz. Nedeni ise o bölgeye ait en kaliteli gül malzemelerin temin edilmesinden kaynaklıdır. Aynı şekilde, lavanta, ardıç katranı, keçi sütü ,zambak ,yasemin gibi hangi yöreler de fazla ise oradan temin edilmesi gerekir. Aksi takdir de dışarıdan temin ettiğimiz numuneleri eklersek sabun doğallıktan çıkmış olur. Kısacası eklediğimiz malzemeler ne kadar doğal ve işlenmemiş ise o kadar saftır. Tabi ki her renkli sabun da yapaydır diyemiyoruz. Çünkü bazı bitkiler veya doğal şeylerin renk pigmentleri yoğun olabiliyor. Bunları da genellikle kokusundan ayırt edebilirsiniz.
Mesela aşağıdaki sarı ve kahverengi sabunlar çok renkli durmasına rağmen doğaldır. Çünkü kahverengi sabun Ardıç Katranı en doğal renk hali bu şekildedir. Sarı renkli ise son zamanların sağlığımıza her şeye faydalı olan, Bıttım Sabunu’dur, ve Bıttım ‘ın en saf hali bu rengi oluşturur. Katı ve keçi sütlü sıvı sabunlar http://www.kecisutlusivisabun.name.tr/ ve https://www.mustafainan.com.tr/ web adreslerinde toptan ve perakende satısa sunulmustur.
Sağlığımızı ve çevremizi korumak için doğallıktan vazgeçmemeliyiz.
Derya BOZKURT DURAN
@kimyagerinhikayesi