Yaşam.. Alabildiğine "mücadele" alanı.

Ciddi ama çok ciddi çalışmalıyız.

Yaşam.. Alabildiğine "mücadele" alanı.
Yaşam.. Alabildiğine "mücadele" alanı. Hayatta kalmak için yapılan "saygın" mücadele haricinde, hayata tutunup geleceğe ilerlemek için de yapılan bir başka "saygın" mücadele var insanlar arasında. Hayatta kalmak için yapılan mücadele gıda-barınma-güvenlik üçgeninde devam ederken, hayata tutunup geleceğe ilerlemek, yani benim tanımımla umutlarla, sevgiyle, aşkla, hayallerle, yaşam adına heyecan duyarak geleceğe ilerlemek, içimizde bulunan o muazzam korun ısısını etrafa yaymak, adeta geleceğe "dört elle" sarılmak için de bir başka mücadele gerekiyor.

Gıda-barınma-güvenlik üçleminin de ötesinde, insan canlısı "kendileri arasında yaşanan iletişim zorluğu", "makam-koltuk, hiyerarşide yukarılara çıkmanın onursuz mücadelesi", "dedikodunun ve tam da bu minvalde yaşanan "aşağılık" davranışların" kendisini etkilememesi adına da büyük bir mücadele veriyor. Türkiye'de "geçim derdinin de ötesinde" hepimizin uğraştıkları az önce saydıklarım oluyor. Bitmiyor beynimizin Papez devresinin aktivitesi.. Ama tüm bu gereksiz uğraşlar içerisinde yapmamız gereken tek bir şey var.. Etrafımızda yaşanan bu kısır döngüyü tamamen susturmak. Konulara dahil olmamak, yorum yapmamak, ilgi göstermemek. Kısacası kendini bu gibi konumlardan TAMAMEN "izole" etmek.

Çünkü neden biliyor musunuz? Gelecekte "başımıza gelecekler", şu an bu devranda konuşabileceklerimizden çok ama çok daha önemli ve "hayati".. Koltuk, hiyerarşi, üstünlük vb. şeylerin önemsiz olacağı, neredeyse herkesin eşitleneceği bir Dünya'ya doğru ilerliyoruz. Sadece ikisini saymak istiyorum.

Dijital zekanın verdiği bilgiler, araştırma ruhumuzu özellikle gençler bazında tamamen azaltabiliyor. Ama en büyük tehlike, dijital zeka algoritmaları sizin geçmişte onunla konuştuğunuza göre şekilleniyor. Yani "doğru olmayan bilgileri" bir bakıyorsunuz sıralayıvermiş. Buna "dezenformasyon" deniyor. Bu çok ama çok büyük bir tehlike. Ve ülkemizde bu çok fazla yaygın. Tam da bu nedenle Dünya'yı dijital zekanın yarattığı "dezenformasyon" tehlikesinden Türkiye, çok güçlü bir şekilde etkilenecek. O nedenle şimdiden söylemek istiyorum, dijital zekanın ürettiği her bilgiyi lütfen teyit edin, öyle paylaşın. Ben öyle yapıyorum, onun yanıldığını anladığımdan beri.. Asla ama asla güvenemem artık. Güven kazanması için beni doğrulaması gerekiyor.

Salgın hastalıklar sadece kendi aramızda değil, bitkiler arasında da güçlü bir şekilde yayılıyor. Özellikle viral ve mantar hastalıkları tahıllarda, narenciyelerde, diğer tüm bitkilerde verim kayıplarını diplere çekebilecek şekilde yayılıyor. Nedeni ise "biyoçeşitliliğin çöküşü".. Çöküyor ekosistemler.. Tam da bu nedenle bu hastalıkları biz çok sık görüyoruz. Dünya Tarihine baktığınızda 1800'lü yıllarda İrlanda'da yaşanan muazzam kıtlığı görüyoruz.. İrlanda gibi bir coğrafyada 1 milyondan fazla insanı yaşamdan koparmış kıtlık.. Tek nedeni patateslere gelen phytophthora infestans mantarı.. Bu yani.. Tüm bunlara çok ama çok iyi bir şekilde hazırlıklı olmalıyız.

Ciddi ama çok ciddi çalışmalıyız.

Can KAYACILAR

Endüstriyel Bilim İnsanı
Resim önizleme