Kuraldışı Bir Eğitmen Jane Elliott ve Ayrımcılık Deneyi...

Her şey Martin Luther King’in 1968 yılında bir suikastla öldürülmesiyle başladı.

Kuraldışı Bir Eğitmen Jane Elliott ve Ayrımcılık Deneyi...
Kuraldışı Bir Eğitmen Jane Elliott ve Ayrımcılık Deneyi...
Her şey Martin Luther King’in 1968 yılında bir suikastla öldürülmesiyle başladı. Jane Elliott, sadece beyaz ve Hıristiyanlardan oluşan tutucu ve ırkçı bir Iowa kasabasında ilkokul üçüncü sınıf öğretmeniydi. Her ay öğrencilerine büyük işler başaran birkaç insanı tanıtıyordu. Bir önceki ay, Luther King’i tanıtmış, öğrenciler de King’i “Ayın Kahramanı” seçmişlerdi. Nisan 1968 Perşembe akşamı Jane televizyonu açtığında ekrandaki Luther King’ yapılan suikast görüntüleri karşısında donup kaldı. Ertesi gün sekiz yaşındaki öğrencilerine bu suikastı, ırkçılığın ne demek olduğunu nasıl açıklayacaktı?
Öğrencilerin hiçbiri hayatlarında zenci bir insanla yüz yüze gelmemişti. Bu çocukların anne babalarının bile karşılaştığından şüphe ediyordu. Kendisi de hayatında ilk kez zenci bir insanı 19 yaşındayken görmüştü. İdealist bir öğretmen olan Jane sonunda kural dışı bir deney planladı.
Mavi Göz / Kahverengi Göz Deneyi
Deney için çocuklara bir oyun oynayacaklarını söyleyerek sınıfındaki çocukları göz renklerine göre iki gruba ayırdı. Mavi gözlülerin koluna bir bant taktı. Sonra çocuklara kahverengi gözlü insanların mavi gözlü insanlardan daha akıllı ve daha iyi olduğunu anlatmaya başladı. Çocuklara, göz rengini oluşturan pigment hücrelerinin zekâyı etkilediğini; mavi gözlülerin beyinlerinin kahverengi gözlülere göre daha küçük olduğunu sözde bilimsel veriler eşliğinde açıkladı.
Elliott daha sonra önce kahverengi gözlü grubun öğle yemeğine gitmesine ve daha uzun bir teneffüsün keyfini çıkarmasına izin verdi. Jane kahverengi gözlü çocukları çalışkan, düşünceli, güvenilir ve dürüst olarak tanımlayıp sırtlarını sıvazladı. Grubu kayırmaya daha bir çok biçimde devam etti. O devam ettikçe, kahverengi gözlü çocuklar daha özgüvenli ve mavi gözlü çocuklara karşı daha küçümseyici olmaya, hatta hakaret etmeye başladılar. Mavi gözlü çocuklar daha çok hata yaptılar, çekingen ve depresif oldular. İki grup birbirleriyle oynamayı bıraktı. Jane çocukların bu kadar kısa zamanda bu kadar ileri gidebileceklerini tahmin bile edemezdi.
Öğrencilerde yaşanan değişim şaşırtıcıydı. Zeki bir mavi gözlü kız, daha önce çarpım tablosunu su gibi bildiği halde, şimdi bir sürü hata yapmaya başlamıştı. Kahverengi gözlülerin ise okuma zorluğu çeken ve en yavaş öğreneni bile yüzünde kocaman bir gülümseme ile hiç teklemeden okumaya başlamıştı.
Deneyin İkinci Bölümü
Bu sefer Jane Elliott çocuklara, verdiği bilgilerde bir hata yaptığını, aslında mavi gözlü öğrencilerin daha üstün olduğunu “bilimsel” olarak anlattı. Kol bantları değiştirildi. Ancak bu sefer bir fark vardı. Üstünlüğü ele geçiren mavi gözlüler arkadaşlarına fazla kötü davranmadılar. Bir yerde kendi yaşadıklarını onlara yaşatmak istemediler. Jane sonunda çocuklara bu oyunun amacını açıkladı ve deneyi sonlandırdı. 
1-Tüm olayın bir kurgu olduğunu, beyazların zencilere yaptığı ırk ayrımcılığını; bunun zenciler tarafından nasıl hissedildiğini anlamaları için bu dersi hazırladığını anlattı. Daha sonra sınıfta King suikastıyla ilgili konuştu. Sonrasında da King’in eşi Coretta King’e ulaştırılmak üzere duygularını paylaşan bir kompozisyon yazmalarını istedi.
Ertesi gün Jane öğle yemeğinde annesiyle birlikte kompozisyonları okudu. Annesi, bu kompozisyonları kasabanın yerel gazetesinin editörüyle paylaştı. Çocukların yazdıkları “Ayrımcılık İnsana Neler Hissettiriyor” başlığıyla gazetede yayımlandı. Daha sonra da bu haber yaygınlaştı. 1971 yılında Amerikan televizyonu ABC’de yayımlanan ve deneyi anlatan “Eye Of The Storm” belgeseli Peabody Ödülünü kazandı. Devamında bir çok kitap ve belgeselde deney olumlu ve bazen de olumsuz bir biçimde irdelendi.
Jane Elliott Ne Amaçlamıştı?
Jane Elliott, Amerikan Eğitim Tarihi ansiklopedisinde Konfüçyüs, Aristoteles, Eflatun, Maria Montessori gibi isimlerin yanında yer aldı. Ancak Jane, tüm bu başarılarına rağmen kasaba halkından “beyaz insana yönelik saldırı” suçlamasıyla maruz kaldığı baskı ve hakaret nedeniyle 1980 yılında okulunu, işini ve kasabasını terk etmek zorunda kaldı.
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok