Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Haziran 19, 2020 0
Sıcakları bu önerilerle daha rahat atlatın!
Editor Şubat 1, 2021 0
2020’de kadınlar daha çok konut aradı, İstanbul ise birinci sırada yer aldı
Editor Aralık 30, 2019 0
Hükümet Libya’ya asker sevk etmek için tezkereyi TBMM’ye sundu ve öncesinde CHP...
Editor Şubat 12, 2021 0
PROGRAM 3-6 YAŞ ARASI ÇOCUK SAHİBİ EBEVEYNLERİ HEDEFLİYOR
Editor Mart 17, 2021 0
Ege Depremi’nde binaların yıkılması ve o kadar can ve mal kaybı normal değil
Editor Aralık 29, 2019 0
Avrupa Birliği, Türkiye’den ihraç edilen bazı ürünlerde tarım zehirlerine yönelik...
Editor Mart 18, 2020 0
Şimdi ihtiyatla hareket etmek çok önemli.
PTT müfettişliği yaptığı dönemde, PTT Müdürlüğünü teftiş etmesi gerekir. Daha önceki yazışmalardan, PTT müdürünün bir hastasının olduğunu hatırlar. Teftişe gitmeden önce o yazışmaları bir kez daha gözden geçirir.
Teftiş sonucu, kasanın 25 lira açık verdiğini görür. Müdür kızarır, bozarır; ama söyleyecek bir söz de bulamaz. Açıklaması yoktur. Osman Nihat müdüre,“ Sayımda hata yapmış olabiliriz. Mal Müdürünü al gel de, kasayı bir de o saysın." der.
Müdür, şaşırır; ama çaresiz mal müdürünü çağırır. Mal Müdürünün yaptığı sayımda para tamam çıkar. Osman Nihat de, teftişini tamamlar ve müdüre teşekkür ederek ayrılır. Müdür şaşırmıştır. Bir şeyler demek ister, ama beceremez.
Bir gün, Osman Nihat Akın, müfettişler odasında arkadaşlarıyla otururken, postacı bir mektup getirir. Mektup teftişe ettiği şube müdüründendir. Mektubu okurken gözleri dolar.
Arkadaşları;
- Üstat ne oldu? Kötü bir şey yoktur inşallah, diye sorarlar.
- Yok, yok! Duygulandım biraz, o kadar, diye cevaplar, Üstat.
Arkadaşları;
- Meraklandırdın bizi. Mektubu bize de okuman mümkün mü, deyince bakar arkadaşlarına ve mektubu uzatır. Şöyle demektedir mektup,
- Beni Mal Müdürünü çağırmaya gönderdiğinizde, 25 lirayı siz cebinizden tamamladınız ve haliyle kasa tamam çıktı. Evet, parayı ben almıştım. Hanımım çok hasta idi. İlaç ve doktor parası ödeyip sonra iade edecektim. Siz aniden geldiğiniz için yerine koyamadım. Sizin, ince ve hassas kalbiniz durumu anladı ki, bana mesele yaşatmadınız. Bu yüzden size minnettarım.
Herkes duygulanmıştır, üstadı kutlayarak ayrılırlar. Ama ne yazık ki, içlerinden biri üstadı, "Vazifeyi suiistimal etti ve yolsuzluğa çanak tuttu," diye şikayet eder. Üst makam, üstadı çağırır ve olayı soruşturur. Üstadın karakterini bilen liyakat ve inisiyatif sahibi insanlar. soruşturma gereği görmez ve konu kapanır.
Şair ruhu incedir. Üstelik o şair bir de bestekarsa, o incelik katmerlenir. Üstat bu durumdan çok etkilenmiştir. Bu olay sonunda senelik iznini alarak oradan ayrılır. Yalnız kaldığında Bakırköy'de her zaman gittiği, deniz kenarında oturduğu yere gider. Alır eline bir kağır ve döker içindekileri:
Bir ihtimal daha var,
O da ölmek mi dersin?
Söyle canım, ne dersin?
Vuslatın başka alem,
Sen bir ömre bedelsin?
Sükut etme nazlı yar,
Beni mecnun edersin.
Vuslatın başka alem,
Sen bir ömre bedelsin.
Düşünüldüğü, ya da zannedildiği gibi, bu bir aşk şarkısı, ya da acı dolu bir aşkın ilham verdiği şarkı değildir. Bu bir dost, bu bir dostluk, insanlık hikayesidir.
Bestecimiz Osman Nihat Akın. Soydan besteci, soydan sanatkar, soydan zarafet dolu bir aileden geliyor. Ahmet Rasim’in torunudur.
BÖYLEDİR BU DÜNYA;
• İNANDIĞI İNSANIN MASUMİYETİ ZARAR GÖRMESİN DİYE, KUSURUNU ÜSTLENEN DE VARDIR;
• KUSURU ÜSTLENENİ ŞİKAYET EDEN DE..
AMA
• DUYGULARINI ÖNCE SATIRLARA, SONRA DA NOTALARA DÖKMEK İÇİN RUH TAŞIMAK
GEREKİR.
• ONDAN ÖNCE DE İNSAN OLMAK GEREKİR