PROSTAT KANSERİ AMELİYATIMDAN SONRA & PROSTATIN AZ BİLİNENLERİ

Prostat hastalıklarının en yaygın üç şekli bulunuyor.

PROSTAT KANSERİ AMELİYATIMDAN SONRA & PROSTATIN AZ BİLİNENLERİ
Bir çoğunuzun bildiği gibi, 22 Mayıs'ta Ankara'da Bilkent şehir Hastanesi'nde prostat kanseri ameliyatı oldum. 5 gün olarak belirlenen hastane kalış sürecim maalesef beklenmeyen komplikasyonlar neticesinde 17 gün sürdü. Sonrasında Ankara'da baba evinde uzun süreli bir istirahat dönemi geçirdim. Bayram tatilinin de araya girmesiyle patoloji sonucum oldukça geç çıktı. Ama stresli geçen bekleme süreci nihayet olumlu olarak sonuçlandı. Kanser sadece prostatta tutunmuş, lenflere ve mesaneye sıçramamış. Kanserli bölümde komple alındığı için, tedavi sürecim üçer aylık sürelerle, kanda PSA kontrollerim ile devam edecek. Şu anda sağlık olarak oldukça iyi durumdayım.
Yaşadığım bu süreçten sonra, daha önce benim de prostat konusunda çok yanlış bilgilere sahip olduğum, ileri yaştaki erkeklerin büyük bir kısmında görülmesine rağmen prostat ile ilgili az bilinen önemli konulara dikkat çekmek istiyorum.
Prostat hastalıklarının en yaygın üç şekli bulunuyor.
1 ) Prostat iltihaplanması (prostatit),
Prostatit genelde antibiyotik tedavisi ile iyileşen bir rahatsızlık.
2 ) Prostatın kanserli olmayan büyümesi (iyi huylu prostat )
İyi huylu prostat büyümesi prostatın büyüklüğü, hastadaki ağrı ve diğer komplikasyonlara göre bitkisel tedaviler, ilaçlar ve cerrahi yöntemlerle giderilebiliyor.
3 ) Prostat kanseri
Prostat kanseri ise erken yaşlarda cerrahi müdahale, ileriki yaşlarda ise hastanın durumuna göre genellikle ışın tedavisi ( radyoterapi) ile yapılıyor. Kanser prostatın dışına sirayet etmişse kemoterapi gerekiyor.
Halk arasında "prostat ameliyatı oldum" denildiğinde çoğunlukla iyi huylu prostat büyümesi ameliyatları kastediliyor. Bu ameliyatlar, prostatın fazla büyümesi ve idrar yolunun tıkanması nedeniyle gerçekleşen ameliyatlar. Büyüme mesaneden gelen idrar kanalını tıkamaya başlayıp hastaya ciddi ağrılar verdiği için hastanın farkında olmaması mümkün değil.
Prostat Kanserinde ise, genelde kanser hücreleri prostata dıştan tutunduğu için idrar kanalının daralmasına sebep olmayıp, ağrısız ve sinsi ilerliyor. Bu nedenle hasta tarafından genellikle fark edilmiyor. Hastalık ilerlediğinde önce lenflere sonrada kemiklere dolayısıyla vücuda yayılabiliyor. Bu aşamadan sonra metastaz yaptığı için tedavisi çok daha zorlaşabiliyor ve hasta için daha riskli bir hale geliyor.
Benim hastalığıma teşhis konmadan önce, prostatın belirtilerinden idrar ile ilgili hiçbir sıkıntım yoktu. Yani, ne sık sık idrara çıkma, ne kesik kesik idrar yapma, ne ağrılı idrara çıkma veya diğer benzer belirtiler hemen hemen hiç olmadı. Bu nedenle prostatla ilgili bir hastalığa yakalanacağım hiç aklıma gelmemişti. Kanser prostatın dışına tutunduğu için sinsi bir şekilde ilerlemeye başlamış ve kanalı daraltmadığı için ben de bu belirtiler ortaya çıkmamıştı. Hastalığı fark etmemin en önemli nedeni, Ege Üniversitesi Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı doktorlarından değerli dostum Hulusi Sam' ın 2 yıl kadar önce "Hocam yaşın ilerliyor gel senin şu PSA değerine de bakalım" demesi ile başlayan süreçtir. O güne kadar PSA değerini takip etmenin 45'li yaşları geçmiş bir erkek için ne kadar önemli olduğunu bilmiyordum.
PSA değerini takip, şu an için daha iyisi bulanamadığından prostat kanseri ya da prostat büyümesini hastanın erken fark edilebilmesinin hemen hemen tek yolu. PSA yüksekliği 5, 10, 20 veya 30 bile olsa illaki kanseri işaret etmese de, kontrollerinin yapılması ve yüksek olması halinde rutin üroloji muayenesine gidilmesi erken teşhis açısından son derece önemli.
Ben de bu bilgiyi öğrendikten sonra kan değerlerimi kontrol ettirirken doktorumdan PSA sonucunu da talep ettiğim için yaşıma göre yüksek olan (4,1 olması gerekirken 5,5 - 6 larda seyreden) PSA yüksekliği nedeniyle şüpheye düşerek ve Gönül Yoldaşımın da aşırı ısrar ve baskısı sayesinde, tam teşekküllü bir hastanede kontrollerimi yaptırdım ve ardından alınan biyopsi sonucunda prostat kanseri teşhisi kondu. Sonrasında Pet de çektirerek kanserin tutulum bölgeleri tespit edildi.
Henüz prostatla sınırlı olması nedeniyle erken teşhis sayılan bu durumda ameliyat kesin çözümdü. Doktorlar da yaşımın ve fiziksel sağlık durumumun uygun olması nedeniyle ısrarla ameliyatı öneriyorlardı. Ameliyat olmaya karar verdim ve sağlık konusunda daha iyi olduğuna inandığım Ankara'yı tercih ederek, Bilkent Şehir Hastanesi'nde Doç Dr Erdem Koç tarafından robotik cerrahi yöntemi ile ameliyatım gerçekleştirildi.
Şu anda oldukça iyiyim ve üçer aylık yapılacak kan kontrolleri ile hayatıma devam edeceğim.
Ben bunları yaşadıktan sonra, öğrendiklerimi sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bu yazıyı okuyan herkese mutlak tavsiyem; eğer 40-45 yaşlarını geçmiş bir erkekseniz PSA değerlerinizi rutin olarak yaptıracağınız kan testleri ile kontrol ettirmeniz ve yüksek değerlerde mutlaka tam teşekküllü hastaneler vasıtasıyla prostat kontrollerinizi ve muayenelerinizi yaptırmanız ki, ben bu konuda da hatalı davrandım ve önce sağlık ocağındaki bir üroloji uzmanına gittim. Üroloji uzmanı bana sorduğu sorular ile muayene etmeksizin güya teşhis koydu ve prostatit yani prostat iltihabı olmuşsundur diye antibiyotik tedavisi önerdi. Antibiyotikleri kullandığımda kısmen PSA değerim düştüğü için buna güvendim ve yaklaşık bir buçuk yıl ameliyata giden sürecim gecikti. Neyse ki prostat kanseri oldukça yavaş ilerliyor.
Ayrıca mutlak suretle basit şekerlerden ve bunlarla yapılmış tatlılardan uzak durun. Şeker ihtiyacınızı bileşik şeker ile sağlayın özellikle meyve kuruları tercih edebilirsiniz. Bildiğiniz gibi kanser hücrelerinin en sevdiği gıda şeker. Aslında beslenme türünüzü komple gözden geçirin. Konu ile ilgili yüzlerce yazı var. Onları okuyun ve kanserojen içeren gıdalardan uzak durun.
Prostat kanseri olduğunuzu öğrendiğinizde ise moralinizi yüksek tutun, çünkü prostat kanseri çok yavaş ilerleyen bir hastalık türü. Henüz vücuda yayılmamış erken evrede ise ameliyat ile hastalıktan tamamıyla kurtulmak mümkün. Zaten her tür kanserde Moral son derece önemli. Daha çok temiz havaya ve doğaya çıkın. Yürüyüşler yapın, hayatınıza farklı heyecanlar katın.
Yine bu yazıyı okuyan kadın dostlarımın da eşleri, babaları, kardeşleri, abileri vb. hayatındaki erkekler konusunda uyarıcı ve ısracı olmaları son derece önemli. Unutmayın erken teşhis hayat kurtarıyor.
Bu hastalığın birçok nedeni olduğu gibi önemli sebeplerinden biri de genetik faktörler. Ben babama çok benzerim. Babamda olan birçok rahatsızlık bende de aynı şekilde devam ediyor. Babamı 70'li yaşlarda kanserden kaybettik. Son günlerinde metastas yaptıktan sonra fark edilen kanserin nereden vücuda yayıldığı maalesef tespit edilemedi. Belki o da prostat kanseriydi ve bu bilgilere sahip olsaydık o dönemde erken teşhis sağlayabilirdik. 
Ailenizde benzer şekilde kanser rahatsızlıkları geçiren kişiler varsa rutin kontrollerinizi daha sık yaptırmalı ve daha dikkatli olmalısınız.
Sıkça kullandığımız gibi her şeyin başı sağlık. Sağlık gittiğinde hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Herkese sağlıklı, mutlu ve dolu dolu bir ömür geçirmelerini diliyorum.
Bu süreçte; hastalığımın farkına varmamı sağlayan sevgili Dr. Hulusi Sam'a, ameliyatımı gerçekleştiren ve hastanede yattığım süre zarfında ilgisini esirgemeden iyileşmeme destek sağlayan Doç. Dr. Erdem Koç'a ve asistanları başta olmak üzere, Bilkent Şehir Hastanesi Onkoloji Kulesi - Üroloji 8.kat B Blokun tüm sağlık çalışanlarına gönülden teşekkürü bir borç biliyorum. 
Unutmayın erken teşhis hayat kurtarıyor ve ömrü uzatıyor. Sağlık ihmale veya kontrollerı ertelemeye gelmez. Sağlıklı günler dileğiyle.
ORHAN KOZAN